04 Mayıs, 2024, Cumartesi
DOLAR32.34
EURO34.879
ALTIN2393.5
Mustafa BARDAK

Mustafa BARDAK

Mail: [email protected]

Hazır kıta askerim beyim!

Bizim millet için askerlik, vatan  ve bayrak sevgisi denildiğinde öylesine kükreyerek nara atar ki; haykırışın sesi gökyüzündeki kara bulutları bile parça parça ederek birbirinden ayırmaya yeter.

Türk milleti vatanını aşkla sever. Bu aşk ki; Ana aşkı, yar aşkı gibidir.  Türk vatandaşları vatan için yaşadıklarına dair şiirler yazar, türküler söyler.

Seçimler geldiğinde sandığa gidip tercihini yaptıktan sonra, seçimi kazanan siyasi partinin kuracağı Hükümete saygı duyar.

Ancak; dün yaşadıkları sıkıntılardan uzak yaşamayı, ekonomik yönden rahatlıklar bekler.

Tarihin geçmiş yıllarına baktığımızda; Yemen’e, Kore’ye ve benzeri ülkelere yardıma gitmiş Mehmetçiğimizin olduğunu öğrenmekteyiz.

Mehmetçiğin canını vererek zafer kazandığı “1974 Kıbrıs Barış harekatı” dışında, ülke olarak bir çıkarımızın olup olmadığını merak ediyorum!?

Suriye, Afganistan ve diğer ülkelerdeki gargaşa veya iç karışıklıklara karşı gönderdiğimiz Mehmetçiğimiz karşılığında ülke olarak ne gibi çıkarımızın olup olmadığını merak ediyorum!?

Katar’daki spor etkinlikleri için görev yapmak üzere gönderilen “Polis memurları” karşılığında ne gibi çıkarımızın olduğunu merak ederim!

Ben askerliğimi; 22 ay olarak yaptım, sonrasında askerlik görev süreleri düşmeye başladı. Bir de askerliğini “Bedelli” olarak yapmak isteyip para ödeyenleri düşünüyorum!

Vatanı beklemenin “parasal bedeli” olur mu? Asker ocağındaki karavanadan yemeyen, iştimaya çıkmayan, başındaki kep içerisine ağaç yaprakları doldurmak suretiyle temizlik yapmayan, Onbaşı veya Çavuş’tan tokat veya küfür yemeyen, ağustos sıcağında metrelerce yerde sürünmeyen, birlikte yemek yeme ve yemek sonrası topluca dua kültürünü yaşamayana askerlik yapmış olarak görebilir miyim!?

Bir türkünün sözlerinden anımsatma yapmak istiyorum. Yemen Türküsü olarak söylenir. “Askerimiz fakirdendir, Zenginimiz bedel öder!”sözlerini duyduğunuzda, aradan geçen onca yıllar sonrasında aklınızdan neler geçtiğini merak ediyorum?

Siyasi görüş veya desteklediğiniz partiniz ne olursa olsun; bir insan olarak günümüzdeki olaylar karşısında, yaşantılarınızı bizleri yönetenlere ulaştırmak zorunda olduğunuzu bilmeniz önemlidir.

Emeklilere yüzde 25 zam yapan Hükümetin bu zammı, 7.500 Tl maaş alanlara yansımadı ama, haberi Tv’den dinleyen eşler, maaşın alınmasının ardından evde kavga çıkardılar!

Belli kesimin maaşına yansımayan (Emekli) maaşı aynı parayı alırken; Cumhurbaşkanı Erdoğan 2024 yılı Ocak ayını işaret ediyordu.

Yaşadığım kentte; Ev tüpü 425 Tl., kentte dolmuş 19.Tl., Ekmek 7,5 Tl. Özel hastanelerde muayene ücreti; 500 Tl. olarak  hayatta yaşanır oldu.

Vatandaşın yaşadıklarını gündeme getirirken ve önceliği Bu olması gereken meslektaşlarımın , gerçeklere gözlerini kaparcasına manşetlerine taşıdıkları haberleri gördüğümde, yarım yüzyılımı verdiğim mesleğimi sorguluyorum.

Yeni gençleri yetiştiremediğimizi, kalemlerini kırmak yerine satmayı tercih edenler gibi meslektaşlarımın yaşar olduklarını, ya da ekonomik sıkıntılarından dolayı  kendi yaşadıklarını bile göremeden; “patronlarının isteklerine göre haber yaptıkları” gibi düşünceler aklıma geliyor.

Gazetelerin sayfa editörlerine ne dinilirse, o haberi manşet, sürmanşet veya önemli bir yerde göze çarpacak şekilde yerleştirirler.

Haberlerin sayfalara yerleştirilmesi noktasında; onbinlerce vatandaşı ilgilendiren olay yerine, bir avuç zümreyi ilgilendiren olayı birinci sayfaya taşımak… Orman yangınları, ağaçların kesilmesine karşı direnen köylüler, ev sahibi ile kiracılar arasında yaşanan olumsuz olaylar, kadın cinayetleri gibi olayları iç sayfalarda vererek, birinci sayfadaki gündemi Muhalefet partisi içerisindeki tartışmalara ayırıp haber yaptığını sanan meslektaşlarımın, bu günleri için değil gelecekte torunları için nasıl anılacaklarını da merak etmiyor değilim!

Savaşta olan Ukrayna ve Rusya’dan tahıl alabilmek için, “siyasi diyaloğlar” geliştiriyoruz. Bizim Konya ovamızın tahıl ürünleri bile Türkiye’ye yeterli iken, Çukurova’yı bir kenara bırakırsak bu günlere nasıl geldiğimizi sorgulamaktan neden çekiniyoruz!?

Bu yazılarımı bugün yaşayan insanların belli kısmı belki anlamayabilir, ama yazılarımı on yıllar sonrasındaki gençlerimiz için yazıyorum ki; bana o günleri yaşarken “lanet” okumasınlar diye!

Yorum Yazın

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar