26 Nisan, 2024, Cuma
DOLAR32.5397
EURO34.9535
ALTIN2454.6
Mustafa BARDAK

Mustafa BARDAK

Mail: [email protected]

Haritada Ad(a) olmak

Yerküre üzerindeki okyanus veya denizin ortasında Ada olabilmek veya Ad olabilmek farklı bir olay olsa gerek.

Türkiye haritasına baktığımda, covid-19 salgını nedeniyle vaka sayılarındaki yoğunlukta ada gibi görünen illerimizi görüyorum. Karadeniz bölgesi, deniz kıyısı uzantısındaki belli bir bölümde kırmızı noktalı yani “Çok yüksek” riskli olarak görülüyor. İç Anadolu bölgesinde baktığımda adacıklar halinde yüksek riskli illerin, orta riskli illerin arasında kaldığını görüyorum. Osmaniye sınır komşusu iller orta  riskli bölge olarak görülürken,  81. İlin  çok yüksek riskli olması akılları karıştırıyor. İş yoğunluğu ve nüfus olarak Osmaniye’nin üç katı kadar olan; Adana, Hatay, Gaziantep, Kahramanmaraş illerine karşı, sanayi ve iş yoğunluğu olarak az olan Osmaniye’nin çok yüksek riskte olmasının elbette nedenleri bulunmaktadır.

Bu arada Güneydoğu bölgemize baktığımda, düşük iller birbirine kenetlenmiş zincirin parçaları gibi  düşük riskli olarak görülüyor.

Covid-19 salgınında  düşük riskli olan illerimiz arasında bulunan; Şanlıurfa, Mardin, Şırnak, Hakkari, Siirt, Batman, Diyarbakır, Bitlis, Van, Ağrı gibi illerimizi gördüğümüzde, gelişmiş illerimizdeki yüksek vaka olayları arasında kıyaslama yapılıyor.

Sosyal ve ekonomik alanda yoksul olarak bilinen bu illerimizdeki insanların salgın karşısında daha duyarlı oldukları veya yaşantılarının covid-19 karşısında mücadelede başarılı oldukları anlaşılabilir.

Türkiye denildiğinde ve harita üzerindeki bölgeler ile illerin isimleri söylenmeye başlandığında, bugün en düşük riskli illerde yaşayan insanlar, doğum yerlerini söylediklerinde farklı gözle bakıldığı olmuştur.

Bugün görüyoruz ki, bu illerimizde yaşayan insanları hakir görenlerin yaşadıkları bölge ve illerdeki salgında yaşananların kırmızı noktada olduğu görülüyor.

Salgının çıktığı günlerde bu illerde yaşayan insanlarımız tedbirlere uyarak kendilerini izole etme noktasında devlet yöneticilerinin sözlerini ciddiye alıp uygulamış olmalı diye düşünüyorum. Çünkü yoksul insanlar için “Devlet Babadır ve sözü dinlenir”

Bir de Karadeniz Bölgesindeki illere bakıyoruz. Buradaki insanların tedbirlere uyup uymadığı konusunda salgının yoğunlaştığı yönünde net bir söz söyleyemem. Ancak, buradaki yoğunlaşan salgınla ilgili olarak televizyon ekranlarından gördüklerimi yazarım.

Aylardır derneklerin, Odaların ve Baro’ların kısacası STK’ların kongreleri salgın nedeniyle ertelendi. Derneklerin toplantı, imza günü, anma ve benzeri etkinlikleri bile yasaklandı.  Yeni gelen bir bildirim ile derneklerin kongre yapmaları yine ertelendi.

İktidar Partisi ise; Gençlik ve Kadın Kolları ile İl kongrelerini salonları doldurarak yaptılar. Tüm illerimizde yaşayanlara; “sosyal mesafe, maske ve hijyen” kuralları için uyarı yapılıp, uymayanlara ceza yazılırken, iktidar partisinin bu kurallara uymaması halk arasında tepkiyle karşılandı.

Şu anda Türkiye genelinde kırmızı noktalı, yani “Çok yüksek riskli iller” olarak sayılan illere baktığımızda, bu illerde iktidar Partisinin salonlarda kongre yapan iller olduğunu görüyorum.

Ülkeyi yönetenlerin koltuklarından çıkıp, cadde ve sokaklara girerek halkla buluşmalarını ve çevrelerinde; “Korumaları olmadan” dolaşarak, insanların nasıl yaşadıklarını, istek, öneri ve beklentileri  sohbet ederek öğrenmeleri bekleniyor…

Yorum Yazın

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar