Yüce Rabbimiz insanı en değerli varlık olarak yaratmıştır.
Tertemiz fıtratını korumak ve ebedi kurtuluşa ulaşmasını sağlamak için ona bazı sınırlar çizmiştir.
Hayatımız boyunca riayet etmemiz gereken bu sınırlara helal ve haram diyoruz.
Helal, yaratılışın gaye ve hikmetine uygun olan güzellikler, Allah’ın rızasına uygun söz, tutum ve davranışlar, Kur’anı Kerimde ve hadislerde bize helal kılınan yiyecek ve içeceklerdir; haram ise, tertemiz olarak yaratılan insanın onur, haysiyet ve şerefine yakışmayan, bunları zedeleyen, ona zarar veren çirkinlikler; Rabbimizin gazabına ve insanların kınamasına sebep olan kötülükler, tutum ve davranışlar, sözler; Kur’an’ın yasakladığı yiyecek ve içeceklerdir.
Helali gözetmek, Allah’a imanın yani O’na verdiğimiz kulluk sözüne sadakatin göstergesidir; harama bulaşmak ise, bu sözü göz ardı etmektir.
Dinimizde hiç kimsenin kendi arzu ve isteğine göre helal ve haram koyma yetkisi yoktur.
Kur’an’ı Kerimin rahmet yüklü mesajlarına iman ve riayet eden; Peygamber Efendimizin(s.a.s.) kutlu yolundan yürüyen her mümin, helal-haram duyarlılığına sahip olmak zorundadır.
Yıldızlar nasıl boylarsa kara deliği,
Bize de gelecek bir gün ölüm meleği!
Ne zaman, nerede, nasıl bilseydik eğer,
Önceden tutardık yası ve son dileği!
İnsan nasıl yaratıldı ne önemi var,
Nasıl canlandı ilk Adem, hiç düşünme!
Sen asıl niçin yaratıldığına bak,
Allah’a has kulluk edersen yüzün ak!
