28 Mart, 2024, Perşembe
DOLAR32.3461
EURO35.1203
ALTIN2311.1
Mustafa BARDAK

Mustafa BARDAK

Mail: [email protected]

Haklı olan sen misin!?

Her olayın ardından kendisinin haklı olduğunu söylemek veya göstermek doğru bir davranış olabilir mi?

Kişiler çevresindeki diğer bireylerle birlikte yaşamını sürdürürken, elbette eksik veya hatalı yanları olduğunda eleştirilecektir. Bir kişi çevresindeki diğer kişi veya kişilerce eleştirilmiyorsa yaptığı her hareketin doğru olduğu anlamına gelmez!

Çevrenizdeki arkadaşlarınız veya dostlarınız her hareketiniz karşısında size katılıyor ve destekliyorsa burada bir gariplik görmelisiniz. Çünkü her hareketiniz doğru olmayabilir. Sizi seven kişi hatalarınızı söylediği zaman yanlıştan dönüp, doğru ve sağlıklı hareket etmeye önem vermenizi sağlayacaktır.

Birileri her zaman size alkış tutuyor, “doğrusun, haklısın, sen en iyiyi bilensin!”diyorsa, ardından da sizi alkışlamaya devam ediyorsa, bu gidişatınızın soru üzücü sonuçları da beraberinde getirir.

Diyelim ki bir otomobilin içerisinde üç kişi gidiyorsunuz. Otomobilin sürücüsü her kilometre başında gaza basıyor, müziği de sonuna kadar açıp şarkı dinletiyor. Hızınız gittikçe artıyor, bir yandan da sürücü ile birlikte şarkıya eşlik ediyorsunuz. Otomobili kullanan öylesine kaptırmış ki kendisini arkadan gelip geçme sinyalleri veren diğer araçları görmediği gibi, korna sesini bile duymaz halde ilerliyorsunuz.

Gençsiniz, kanınız hareketli ve hızlı araç kullanmak hoşunuza da gidiyor. Sürücü 120 kilometre hıza yükseldiği halde, içinizden biri çıkıpta “Ey arkadaş çok hızlı gidiyorsun, başımıza bir kaza gelecek!”diye uyarmıyorsa, bu gidişin sonunda yaşayabileceğiniz üzücü olayı önceden tahmin edemiyorsanız sonuçta arkanızdan üzülecek insanları düşünmediğiniz anlamına gelir!

Diyelim ki otomobil içerisindekilerden birisi sürücüyü uyararak hızlı gitmemesini önerdi. Diğerinin bu olaya katılıp katılmadığı veya sürücünün bu öneriyi değerlendirmesi de önemlidir. Çünkü bu otomobil devrilir veya bir başka araca çarparsa üç kişiden kimin sağ kurtulup kurtulamayacağını da düşünmek gerekiyor.

Bu ve benzeri olayları düşünmeden, sürücünün açtığı müziğin etkisine kendinizi kaptırıp, 120 kilometre hızla seyreden otomobilin birkaç kilometre sonunda ne olacağını sağlıklı sonuç çıkabileceğini tahmin edebilir misiniz?

Otomobilin sürücüsü kendisine güveniyor, direksiyon hakimiyetinin sağlam olduğunu söylüyor, cebinde de ehliyeti var! Oh ne ala, sadece bununla yeterli midir hızlı otomobil kullanırken kaza geçirilmeyeceği?

O otomobilin içerisindekilerden birinin başından bir kaza geçmiş olduğunu düşündüğümüzde ise bu kadar hızlı seyretme olayı yaşanmayacaktır! Çünkü başından üzücü olay geçen kişi hızlı seyretmeye izin vermeyecek, tepkisini gösterecektir.

Osmaniye’den Ankara’ya giderken, Konya ovasında sabaha karşı otobüsün şoförünün uyukladığını fark etmiştim. Otobüs o uzun yolda seyrederken bazı yerlerde sağa-sola hareket ediyordu.

Otobüsteki yolcuların çoğu uyuduğu için olayın farkında değildi. Yerimden kalkıp şoförün yanına geldiğimde, direksiyonun üzerine başını koymuş, uyuklar haldeydi.

Hafiften omuzuna dokunarak uyandırıp, yaşadığı durumu anlatmaya çalıştığımda şoför; “Tek şoförüm abi, yedek şoför yok, ne yapayım!”demişti. Ama yanına oturup Ankara’ya kadar sohbet ederek uyumasına engel olduğumu anımsıyorum. Esen kalın…

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar