“Dost, acı söyleyen değil, acıyı tatlı söyleyebilendir."
- Mevlana
Önce dost nasıl olmalı bunu bildikten sonra söylenen söz yerini kendiliğinden bulur diye düşünüyorum.
Dostunu tanıyan yarı yolda kalmaz.
Paylaşacak dostlarınız yoksa iyi şeylere sahip olmanın bir zevki yoktur. Dost dediğin, sevilecek biri olmadığı zamanlarda bile seni sevmeli. Sarılacak biri olmadığı zamanlarda bile sana sarılmalı, dayanılmaz olduğun zamanlarda bile sana dayanmalı, dost dediğin fanatik olmalı, bütün dünya seni üzdüğünde bile sana moral vermeli, güzel haberler aldığında seninle dans etmeli mutluluk çığlıkları atmalı, ağladığında seninle ağlamalı, ama herkesten daha çok,
ayrıcalığı olmalı diğerlerinden.
Dost matematiksel olmalı!
Sevinci çarpmalı,
Üzüntüyü bölmeli,
Geçmişi çıkartmalı,
Yarını toplamalı...
Kalbinin derinliklerindeki ihtiyacı hesaplamalı.
Ve her zaman bütün parçalardan daha büyük olmalıdır sana verecekleri, karşılıksız beklentisiz , canını bile verecek kadar.
Mecnun Değilim Dost; Lakin Çağırırsan Çöllere Gelirim! dedirten ve diyen olmalı.
Dostlarımız, bizim dünya ve ahiret sermayemizdir. Onlar bize hem bu dünyada hem de ahiret saadeti kazandıran önemli kıymetlerdir.
Peygamber Efendimiz, bu hakikati bir hadislerinde şöyle dile getiriyorlar:
"Allah'ın kulları arasında bir grup var ki, onlar ne peygamberlerdir ne şehitlerdir. Üstelik kıyâmet günü Allah yanındaki makamlarının yüceliği sebebiyle peygamberler ve şehitler onlara gıpta ederler."
Orada bulunanlar sorar:
"Ey Allah'ın Rasûlü, onlar kimdir, bize haber verir misin?"
"Onlar, aralarında kan bağı ve dünya menfaati için birbirlerine bağlı olmadıkları halde, Allah'ın nûru (Kur'ân) adına birbirlerini sevenlerdir. Allah'a yemin ederim ki onların yüzleri mutlaka nurdur. Onlar bir nur üzeredirler. Halk korkarken onlar korkmazlar; insanlar üzülürken onlar üzülmezler."
Ardından da şu âyeti okudu: "İyi bilin ki, Allah'ın velîlerine/dostlarına korku yoktur ve onlar üzülmeyeceklerdir." (Yûnus, 10/62-
أَلَآ إِنَّ أَوْلِيَآءَ ٱللَّهِ لَا خَوْفٌ عَلَيْهِمْ وَلَا هُمْ يَحْزَنُونَ
E lâ inne evlîyâ allâhi lâ havfun aleyhim ve lâ hum yahzenûn(yahzenûne).
Bilesiniz ki, Allah’ın dostlarına hiçbir korku yoktur. Onlar üzülmeyeceklerdir de
İşte tüm bu anlatılan güzel davranışları kimin uğruna yaptığımızı iyi analiz etmemiz lazım. Yarın ahirette sevdiğimizle beraber olmak istiyor ve umuyorsak sevgimizi ve muhabbetimizi dünya hayatında kimlere harcadığımıza dikkat etmeliyiz.
Dünyadaki mutluluğun ahirette de devam etmesini istiyorsak sevgimizi ve muhabbetimizi, bizi beraberinde cennete götürecek olan bir sevgiliye feda etmeliyiz
Vesselam...
MEKKENİN KOMŞUSU