Köşemde hafta sonları yazılarımı çoğunlukla “çevre temizliği” konusuna ayırdığımı okurlarım anımsarlar.
Özellikle de bahar mevsimi yaklaşırken başlarım temiz çevre ve doğa yazılarıma.
Hafta sonlarında yorgunlukları ve iş stresini atmak için pikniğe giden insanlarımızın, piknik ve mesire yerlerinde “bulmak istedikleri gibi bırakmaları”nı her zaman anımsatırım.
Bu güzel vatan topraklarının doğal güzelliklerini kirletmeye hakkımızın olmadığını, aynı havayı soluduğumuz, aynı topraklar üzerinde yaşadığımız bizim dışımızdaki insanların da yaşamına, sağlığına saygı duymamız gereğince piknik sonrası arkamızda temiz alanları bırakmalıyız.
Bu vatan topraklarının kolay sahibi olmadığımız yarınki etkinliklerle de bir kez daha gündeme gelecek. 18 Mart Çanakkale Zaferi’nin yıldönümü nedeniyle gerçekleşecek etkinliklerdeki konuşmalar, sahnelenecek olan oyunlardan çıkaracağımız derslerle bu toprakların vatan olabilmesi uğruna verdiğimiz canları anımsamamız önem taşıyor.
Çanakkale’de 253 bin şehit verirken bu toprakları vatan toprağı yapma uğruna canlar verip, kanlar akıttık. O gün kurtuluş mücadelesini verirken, insanlarımız arasında dil ve etnik köken asla düşünülmeden; birlikte yaşanan topraklardan emperyalistleri atabilmek için omuz omuza savaştığımızı anımsayalım.
O insanların, o şehit olan atalarımızın ruhlarının rahat edebilmeleri ve kemiklerinin sızlamaması için bugün ve yarın, daha sonraki günlerde de piknik ve mesire alanlarına gittiğinizde geri dönerken 5 dakikanızı ayırıp atıklarınızı toplayarak bir poşete koymak suretiyle temiz olmasını sağlayın.
Konuşmaya geldiğinde; Milliyetçilikten, Demokratlıktan, inançtan sözetmek yetmiyor. Dini inancımıza göre temizliğin önemini din görevlilerimiz de, biraz dini bilgisi olan insanlarımızda konuşurlar. Dinimiz hem insanların, hem de tüm canlıların yaşadığı yerin temiz olmasını vurgular.
Milliyetçilik; vatanı ve milleti sevmekse eğer, demokratlık ta insan ilişkilerinde anlayış, hoşgörü ve güzelliklerin mücadelesini vermekse eğer, neden insanların temiz bir çevrede yaşaması için kendinizi sorumlu hissetmiyorsunuz demek istiyorum?
Sokakta gördüğümüz her insanın değişik görüş ve düşünceleri vardır, bu da gayet doğaldır. Hangi görüş veya düşünce kirliliği ve doğayı kirletmeyi normal karşılar?
Madem ki hiçbir görüş kirliliğe pirim vermiyor, öyleyse piknik alanlarımızı, mesire yerlerimizi uzaylılar mı gelip kirletiyor?
Kendileri gibi düşünmeyenleri eleştiren insanlar önce kendilerinin çevreye ne kadar duyarlı olduğunu, gittikleri piknik alanlarında geri dönüşte temizleyip temizlemediklerini düşünsünler. Piknik dönüşü atıklarını ulu orta bırakıp temizlemeyenlerin dini inancından, Milliyetçiliğinden, demokratlığından, hatta Ateistliğinden bile kuşku duyarım.
Oturdukları yerin atıklarını temizlemeyen insanlar; Allah aşkına siz hangi görüş ve düşünceyi savunuyorsunuz. Kediler bile pisledikleri yerin üzerini toprakla kapatmaya çalışırken, sizler neden kirli bırakıyorsunuz? Hangi inanç ve düşünce çevrenizdeki insanların temiz çevrede yaşamasının gaspedilmesini söylüyor.
Allah aşkına söyler misiniz, binlerce şehit insanlarımızın bıraktığı vatan topraklarının kirlenmesine izin verirken hiç mi saygı duymuyorsunuz? Saygılarımla…
