Güzele bakmanın sevap olduğu söylenir ya, bunun devamında güzeli bulabilmenin kolay olup olmadığını kimse söylemez!
Doğrudur, güzele bakmak sevap, ama sevap kazanmak için güzeli bulmak o kadar kolay mı!?
Memleketimden insan manzaralarından örnekleri paylaşmak istiyorum. Bu yaşanılanlar sadece bir gazetenin yine bir günlük sayfalarından paylaştığım haberlerden oluşuyor. Bir de gazetelerin sütunlarına yansımayan veya diğer gazetelerde yayınlanan haberleri de buna eklediğimizde ülkemizde yaşanabilen güzel olayları cımbızla arayabileceğimizi düşünmeye başlıyoruz.
İnşaatların yakınındaki binalarda çökme olayları, bir karış toprağı boşa götürmeme uğruna müteahhitlerin ‘para hırsı’ sayesinde İstanbul’da bir haftada üç ayrı göçük olayı yaşandı. Sadece binalar değil, istinat duvarlarının da çökmesi sonucu çok sayıda araç toprağın içerisinde leblebi gibi yuvarlandı.
Antalya’da, 21 yaşında ve 3 yaşındaki bir çocuk annesi Zübeyde D.’yi 26 yaşındaki eşi Tolga D. kıskançlık nedeniyle elleriyle boğarak öldürdü.
Malatya’daki Polis merkezinde ise iki Polis memurunun tartışması kavgaya dönüşmesi sonucu, polis memuru meslektaşını boğazı bıçakla keserek ölümüne neden oldu.
Halkın; can ve mal güvenliğini korumakla görevli Polis ve askerlerin böylesi olaylarda adının geçmesi geleceğimiz açısından “güzel” denilebilir mi?
Şimdi de Gaziantep’in İslahiye ilçesine geçelim. Çınar ağacından düşen yaprakları birbirinin işyerinin önüne süpürdükleri gerekçesi ile çaycı ile kebapçı arasında kavga çıktı.
Olayda baba ile 16 yaşındaki ikiz çocukları yaralandı.
İstanbul Kağıthane’deki olaya bir göz atalım. Bir ekmek fırınında duman yüzünden çıkan tartışmanın kavgaya dönüşmesi sonucu fırıncı silahla öldürüldü.
Ankara’dan Burhaniye’ye giden 40 yaşındaki Arzu G.’nin 8 yaşındaki oğlu Tuna yolcu otobüsünde fenalaşarak istifra etti.
Anne Arzu, çocuğunun üzerini değiştirmek için muavinden yardım istedi. İddiaya göre muavin kadından otobüsü temizlemesi istedi, ardından da şoför ile muavin kadını iki çocuğu ile birlikte otobüsten indirdi.
Yolcu otobüslerinde yolcular sigortalıydı veya öyle deniliyor. Çocuğun istifra etmesine dayanamayan muavin ile şoför, demek ki kaza olsa, o yolcular için ambulans çağırma yerine başlarının çaresine bakmak için olay yerinden kaçarlar!
Karaman’a geçelim. Fatma S. 16 yaşında evlenmiş, 17 yaşında anne olmuş, sonrasında eşinden boşanıp yalnız yaşamaya başlamış.
Üç gündür kızından haber alamayan anne Havva eve gelip kızını bulamayınca kapıyı çilingirle açtırdığında şu anda 23 yaşında olan kızı Fatma’nın ölüsü ile karşılaşmış.
Anne Havva, kızının iki hafta önce dövüldüğünü, burnunun kırıldığını, olayla ilgili polise şikayette bulunduğunu da söylüyor.
Bursa’nın Orhangazi ilçesinde 25 yaşındaki Kıvanç Özcan, kaybolmasından birkaç gün sonra cesedi boş bir arazide bulundu.
Erzurum’a uzanalım ve buradan bir haberi paylaşalım. Erzurum Büyükşehir Belediyesi tarafından 3 yıl önce yaptırılan “Dadaş Bar ekibi” heykelindeki zurna ile tokmak kayboldu. Polis son iki aylık kamera görüntülerini inceledi ama herhangi bir hızsızlık bulgusuna rastlanamadığını belirtti.
Erzurum, Yakutiye Havuzbaşı Kent Meydanı’ndaki iki heykeldeki Davulcunun tokmağı, zurnacının da zurnasının kayıp olayında ‘hırsızlık’ yoksa ne vardır!? Diye akla bir başka soru geliyor.
Güzel düşünelim, güzele bakalım diyoruz ama; hırsızlık olayları davul ve zurna çalmaya kadar inmişse geleceğimiz harap mı olacak!... Saygılarımla…
