25 Nisan, 2024, Perşembe
DOLAR32.5192
EURO34.9704
ALTIN2429.6
Mustafa BARDAK

Mustafa BARDAK

Mail: [email protected]

Gün’ü kurtarma

Hangi konumda olunursa olunsun, hangi makam veya mevkide olunursa olunsun, gün’ü kurtarma, süreci tamamlama adına çalışanlar gelişme ve ilerlemenin önünde birer duvar olmuş olurlar.


Bugünkü yazımda kamu kurumlarındaki hareketsiz ve bilgi sahibi olmadan çalışanlardan sözedeceğim. Kamu veya özel kurumlarda yaşanan ve bana gelen şikayetlerle ilgili gündeme taşıdığım olaylarda, benim tek isteğim çalıştığınız yerdeki görevinizin hakkını vermeniz ve aldığınız ekmeğin parasını ‘helal’ olarak alabilmeniz olarak değerlendirmelisiniz.


Okumak, bilgi sahibi olmak ve öğrenmek. Bir kuruma varıyorsunuz; çalışan görevli bilgisayarının başında internette film izliyor, haberleri okuyor veya müzik dinliyor. Haberleri izlemesi veya müzik dinlemesi o kadar yanlış bir davranış olmayabilir, ancak film izlemesi ve vatandaşın işlerini aksatması olayının yanlış olduğunu söylemek istiyorum.


Üstlerinden gelen bilgi notlarını okumadıkları içen yeni gelen yazılardan haberdar olmayan memurlar yine vatandaşa zor anlar yaşatıyorlar. Bilgi eksikliği ise gelen belgeleri okumamış olmalarından kaynaklanıyor.


Vatandaşın biri dilekçe sunuyor, görevli dilekçenin içeriğini anlamıyor. Başlıyor olayın dışında konuşmaya. Vatandaş anlatmaya çalışıyor görevli memur kendi bildiğini okumaya başlıyor. Belgeleri okumadıkları için bilgi sahibi olamayan böylesi memurlar işlerin aksamasına, vatandaşların zamanlarının çalınmasına neden olabiliyorlar.


Bununla da sınırlı kalmıyor yaşananlar. O yerleşim yerinin gelişmesine ve kalkınmasına engel olunmuş oluyor. Oysa görevlerini yapmakla sorumluluk taşıyanlar bilgi sahibi olmuş olsalar, hem işler zamanında yerine getirilmiş olacak, hem de vatandaş perişan duruma düşmeyecek.


Kamu ve özel kurumların tepelerindeki yetkililerin bu konuda çalışanları bilgilendirmeleri, bir alt birimleri aracılığı ile bilgi sahibi olmalarını sağlaması gerekiyor.


Özellikle kamu kurumlarında çalışanlara bilemediklerini anımsatamıyorsun veya biraz itiraz etmeye kalktığınız zaman; “Devlet memuruna yüksek sesle konuşamazsın!” yanıtını alıyorsun.


Kamu veya özel kurumdaki görevli size her türlü sözleri söyleyebiliyor, kapıyı bile gösterebiliyor, istediğin yere git şikayet et bile diyebiliyor. Ben akşama kadar masada oturmak zorunda değilim bile diyebiliyor. Vatandaş olaya itiraz ettiğinde ise “devlet memuruna yüksek sesle konuşamazsın” tümcesini alabiliyorsun.


Böylesi memurların çalıştıkları kurumlarda vatandaşın işleri geç olduğu gibi, kurumların böylesi çalışmalarının da ülkeye zarar verdiğini unutmamak gerekiyor.


İşe girebilmek için devreye bir çok isimleri koyanlar, işe başlamalarının ikinci haftasında kendilerini en yetkili makam sahibi sanabiliyorlar. Bazı memurlar da eşlerinin makam veya mevkilerine güvenerek memurlara yakışmayan davranışlar içerisinde olabiliyorlar. Bunların da hem kuruma, hem de ülkeye zarar getireceğinin bilinmesi önem taşımaktadır.


Bilgi sahibi olan memurlar işlerini rahat yürütebiliyor, ama sıradan bir vatandaş bir kuruma gidip işini yaptırmak istediğinde görevliler tarafından ‘terslendiği zaman’ işte o zaman vatandaşın halini görmelisiniz.


Böylesi olayların yaşanmaması ve çeşitli şikayetlerin gelmemesi umudu ile, saygılar…

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar