Osmaniye’de gündem oluşturmak gibi bir niyetim yok aslında. Kentin gündemini iyi takip ettiğimiz zaman gündem kendiliğinden oluşuyor, ben de yazmaya çalışıyorum.
Bırakın Osmaniye gündemini, Türkiye gündemi bile anlık değişim gösteriyor. Teknolojinin gelişmesi ile birlikte hızlı ve ani haberleşme sistemlerini izleyenler bilirler, ülkemizin değil, dünyanın bir ucundaki haberler bile haber sitelerine bir anda düşüyor.
Önceki gün komşu ilçemiz Erzin’de yaşanan sel felaketini anımsayın. Meteoroloji’nin açıklamasına ve göz göre göre gelen sağanak yağışa rağmen can kayıpları ve maddi hasarlar oluştu.
Bazılarına göre doğal bir olay gibi değerlendirilse de, önlemini almak, sonrasında da gelecek olan olumsuzluklara katlanmak daha akılcı olsa gerek diye düşünüyorum.
Meteoroloji hava koşulları hakkında nasıl önceden insanları uyarıyor ve önlemlerinin alınmasını öneriyorsa, bizler de olası olumsuzluklara karşı yetkilileri uyarıyor ve önlemlerini almalarını bekliyoruz.
Antalya’dan bir haberi paylaşmak istiyorum sizlerle. Ortaokul öğrencisi 12 yaşındaki İbrahim Helvacı, evin tavanına kravatı ile kendini asarak canına kıymış.
Bir öğrencinin okul giysilerinden biri olan kravatı ile kendini asması anlam taşımıyor mu sizlere?
Baba Adem Helvacı’nın sözlerine bakalım: “ Oğlum halk arasında ‘ala hastalığı’ olarak bilinen hastalığa yakalanmıştı. Okulda arkadaşları ‘Sen hastasın’ diye dalga geçmişler. Bu yüzden yaşamına son verdiğini düşünüyorum” diye konuşmuş.
Hayatının baharında bir çocuğun yaşamına son vermesinin ardında sadece anne-babanın eğitiminin yatmadığını görmekteyiz. Okuldaki arkadaşlarının davranışları ve öğretmenlerin de öğrencilere sevgi-saygı ve kardeşliği öğretebilmeleri ortaya çıkıyor.
Aileler çocuklarına arkadaşları ile saygınlık içerisinde yaşamalarının eğitimini verirken, burada öğretmenlerimize de zor görevler düşüyor. Öğretmenlerimiz de çocuklara ellerinden geldiğince arkadaş ilişkilerinde sevgi-saygı davranışlarını iyi öğretmeleri gerekiyor.
Kaldırımda yürürken, bir yerde taş yerinden oynamışsa ve siz de farkında olmadan kaldırım taşına ayağınız takılıp düşmüşseniz o anda öfkeniz mutlaka yerel yöneticilere olacaktır.
Aracınızla yolda seyrediyorsunuz; önünüze çıkan bir çukuru son anda fark ettiniz ve direksiyon hakimiyetini kaybederek yakınınızdaki bir insana veya bir evin duvarına çarptınız. O zaman tepkiniz kime olur?
Geçtiğimiz günlerde motosikleti ile işine gitmekte olan bir su tesisatçısı asfaltın ortasındaki çukura düşmesi ile motosiklet devrildi. Vatandaş bir tarafa, motosiklet ile malzemeler bir tarafa dağıldı. O anda vatandaş yerden kalkarken yüzündeki görüntü ile dudaklarından dökülen sözcüklerin neler olduğunu sezinleyebiliyor musunuz?
Asfaltın ortasındaki bu çukur ki, benim anımsadığım kadar 7 yıldır öylece duruyor. İşte size gündem ve kendiliğinden oluşması. Saygılarımla…
