28 Mart, 2024, Perşembe
DOLAR32.3313
EURO35.0803
ALTIN2298.7
Mustafa BARDAK

Mustafa BARDAK

Mail: [email protected]

“Günah”ı bilmek!

Günah, sadece bir sözcük mü, veya böyle değerlendirilebilinir mi!?

Bu sözcüğün, inancımıza göre ağırlığı önem taşımaktadır. Ramazan ayının kutsallığını yaşarken, seçim çalışmalarının da başlaması ile birlikte bu ayda siyasetçilerin konuşmalarına özen göstermelerini geçtiğimiz sayılarımızda bu sütunlarda dile getirmiştim.

On bir Ay’ın Sultanı dediğimiz Ramazan ayında, 24 Haziran seçimleri ile ilgili kendilerine veya partilerine oy isteyen siyasilerin konuşmaları ile ülkemde yaşanan gerçekleri izliyorum.  Bu kutsal ay içerisinde ‘yalan’ söyleyenlerin dudakları arasından çıkanlar ile yaşanan olayları karşılaştırıyorum.

Mevcut iktidardaki AK Parti’nin yönetimi 16 yılını gerilerde bıraktı. 16 yıllık süre içerisinde Parti Genel Başkanları ile birlikte Başbakan değişiklikleri yaşansa bile, siyasal işleyişin işleyiş biçimindeki yöntemin başındaki tek söz sahibi konumundaki kişinin iki dudağı arasında gelişmelerin yaşandığını gözlemekteyiz.

Halkımızın sandık başına gittiğinde, sonuçlara baktığımızda AK Parti iktidarı ile ‘yola devam’ mesajlarını verdiklerini yapılan seçimlerin sonuçlarında görmekteyiz. 16 yıldır aynı siyasal parti yönetimi iktidarda ise, bu siyasal iktidarın projeleri ile ülkemizdeki sosyal, siyasal, ekonomik, kültürel ve diğer olayları yaşıyorsak, sonuçta da aynı siyasi parti seçimlerin her defasında galip geliyorsa; yapılan yorumlar veya tepkiler bile düşündürücü olmuyor mu!?

Ülkemizdeki yaşam, gerçekten iktidardakilerin söyledikleri gibi mi oluyor? Muhalefettekiler gerektiği gibi görevini yapmayınca iktidar da istediği gibi projelerini hayata geçiriyor!

Sağlık alanında “çağ atladık!” diyen iktidarın sözlerine karşı muhalefet partilerinden karşı bir tepki gelebildi mi? Gerçekten sağlık alanında “çağ atladık mı!”

Özel hastanelerin çoğalması ve bu hastanelerde vatandaşın farklı şekilde ‘soyulması’ olayını bir kenara bırakalım! Devlet Hastanelerinde muayene olmak için “randevu almak” zorundasınız. Randevu için telefonla aradığınızda, hanenize bir ücret yazılıyor.

Hangi ilden aradığınızı, hangi doktordan randevu istediğinizi sorgulayan görevli ile konuşmanız sonunda en erken 15 gün sonrasına gün veriliyor. Hemen ardından, bir hafta öncesinde bir kez daha aranmanız isteniyor. Doktorların “muayene hizmetleri” dolu denilip, 15 gün sonrasına randevu verilmesi olayı, neden sadece 15 gün oluyor!? Acil olmayan bir hastanın doktora muayene için gitmesi için aradığı telefonun ucundaki görevlinin “15 gün sonrasına gün vermesi” olayını anlayabilenleriniz var mı?

Bu olay insanları özel hastanelere sevkettiriyor. Özel hastanelerde bekleme ve randevu yok! Girişte alınan ücretlerin ardından doktorun ilk muayenesinin ardından tahliller başlıyor. Gerekli veya gereksiz bir çok yerde tahlil yaptıran hastanın hanesine ücretler hastane yönetimi tarafından yazılıyor.

SSK’lı bir hasta için doktorun verdiği bazı ilaçların, kurum tarafından ödenmemesi olaylarını yaşamak ne demek!? 

Çocuğunun burun kanaması için doktora giden SSK’lı bir insanın doktorun yazdığını reçetedeki bir ilacın Kurum tarafından ödenmediği ve 42 Tl para ödeyerek almak zorunda kaldığı bir sağlık hizmetinde nasıl oluyor da
“sağlık ta çağ atladık!” deniliyor?

Milletvekilleri kendi maaşlarını artırırken hep birlikte parmaklarını kaldırırken, vatandaşın sorunları ile ilgili çözüm önerileri sunulduğunda neden parmakların bazıları; “yorgun düşmüş et parçası” gibi yığılıp kalıyor!

Günah’ı ve sevab’ı bize öğretmeye çalışan bazı “kendilerini inançlı görenler” bu olaylar karşısında suskun davrandıklarına göre; “Dilsiz şeytan!” rolünü oynayarak yaşantılarını sürdürüyorlar. 

Yerüstünün bir de altı vardır! Yerüstündekileri yalanları ile kandıranlar, yeraltındakileri kandırabilmek için ne yapacaklarını merak ediyorum!? Saygılarımla…
 

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar