28 Mart, 2024, Perşembe
DOLAR32.3313
EURO35.0803
ALTIN2298.7
Mustafa BARDAK

Mustafa BARDAK

Mail: [email protected]

Gün doğarken

Bugün 29 Ekim Cumhuriyet’imizin kuruluş yıldönümünü çeşitli etkinliklerle kutluyoruz.

Cumhuriyet yönetiminin ne anlamına geldiğini bilmeyenler veya bildikleri halde farklı yönlere çeken zihniyetin son yıllardaki davranışları ile karşıyayız.

O zatların neyi amaçladıkları algılanabilir cinsten olsa da onlar aynı davranışlarını sürdürüyorlar.

Arap zihniyeti veya kültürünü, ümmet anlayışını ön plana çıkarmak isteyen anlayışın  daha on-onbeş gün öncelerindeki Türkiye’ye karşı tavırlarını hep birlikte gördük.

Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’e karşı alınan tavırları anlamak olası değil. Özellikle Diyanet İşleri Başkanlığının davranışları daha çok üzüyor insanları.

Diyanet, Türkiye’de İslam dininin yayılması, tanıtılması ve yaşatılmasını sağlamak için kurulmuş bir kurumdur. 

İslam dininin neresinde ata’ya karşı farklı tutum içerisinde olmak, insanlar arasında ayrımcılık yapmak vardır?

Türkiye Cumhuriyeti’nin Diyanet İşleri Başkanlığı Cuma hutbesinde Cumhuriyet ve Atatürk’ten sözetmiyor. Oysa bu ülkede yaşayan insanların vergileriyle kişi başı 144 lira para Diyanet İşleri Başkanlığına aktarılıyor. Diyanet İşleri Başkanlığının 2020 yılı bütçesi yüzde 10 artışla, 11 milyar 519  milyon liraya yükseltildi.

Emeklilere yüzde 5 artış yapılan bir ülkede Diyanet İşlerine yüzde 10 artış yapılırken, bu kurumun başındaki yöneticinin halkın sahiplendiği Cumhuriyet’i Cuma hutbesinde anlatmaması düşündürücü olsa gerek!

Bir ülkenin belli değerleri vardır, bu değerleri halka unutturmaya kalktığınızda, halkın arasında barışı ve huzuru sağlayabilmeniz zorlaşır.

Mevcut iktidarın siyasi kanadındaki bir takım anlayışın kamu kurumlarında önce T.C. ibaresini kaldırdılar, sonrasında makam odalarından Atatürk portresini kaldıranlar oldu.

Bu anlayışın altında nelerin yattığını araştırmaya çalışan insanlarla, böylesi bir tavır takınanlar arasında ayrı düşünceler ortaya çıkmaya başladı.

Bu süreçte ülke genelinde tartışmalar başlatıldı, bazı Belediye Meclislerinde Belediye binalarından çıkarılan T.C. ibaresinin yeniden konulması oylamaları yapıldı, kabul etmeyen Meclis kararları ortaya çıktı.

Türkiye Cumhuriyeti’nin resmi kurumunda T.C. ibaresini kaldırırsan, o zaman bu vatan toprakları için şehit olan atalarımıza da saygı da kusur edildiği ortaya çıkar.

Bugünkü gelinen noktaya bakıyoruz, konuk olarak 8 yaldır ağırladığımız Suriyeli sığınmacıların işyerlerinde Türkçe yazı göremiyoruz.

Onlar ki konuk olarak geldikleri ülkemiz topraklarında Döviz bürosu, market, kuyumcu gibi işyerleri açıp çalıştırıyor. İşyerinde Türkçe yazı olmadığı için kendi vatandaşlarının buradan alış-veriş yapmalarını da sağlamış oluyorlar. 

Bizim Diyanet İşleri Başkanlığımız ise Cuma hutbesinde Cumhuriyet ve bu ülkenin kurtarıcılarının adını bile anmamakla neyi amaçladığı tartışma oluşturuyor.

Arap ülkelerinin son Suriye sınırına düzenlenen operasyonda Türkiye karşıtı olduklarını sanırım bu insanlar çabuk unuttular.

Hristiyan ABD’den yana tavır koyan Müslüman Arap ülkelerinin ekmeğine yağ sürercesine bizim Diyanet’in Cumhuriyet ve Atatürk’ten sözetmemesini anlamakta zorlanıyorum. Saygılarımla…
 

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar