29 Mart, 2024, Cuma
DOLAR32.3822
EURO35.0188
ALTIN2325.8
Mustafa BARDAK

Mustafa BARDAK

Mail: [email protected]

Gülümse biraz!...

Tüm insanların, daha doğrusu tüm canlıların gülümsemesi mutluluğun bir tanımlaması olarak değerlendirilir.

Gülümsemek, gülümseyebilmek veya gülümsemeyi başarabilmek öylesine zorlaştırılıyor ki, anlamakta zorlanıyorum.

Zorlaştırılıyor demek isterken, insanların bozmaya çalıştıkları huzur ve güven ortamını anlatmak istiyorum.

Son üç günde Osmaniye ili olarak üç şehidimizi toprağa verdik. Terör olayları son günlerde yeniden hortlamaya ve can almaya başladı. Ne olduğunu anlayabilmek veya yaşanan gelişmeleri iyi okuyabilmek çok önemlidir.

Komşularımızla kırgın, dargın veya kavgalıyız. Bunlar yetmiyormuş gibi Avrupa ülkeleriyle de aramızda tartışmalar, sürtüşmeler başladı.

Yıllardır ‘dost’ diye birlikte olduğumuz ülkelerle aramızda yaşanan son gelişmeleri iyi inceleyip araştırmak zorundayız. Kimler neler oluşturmak istiyor, neler yaşanıyor veya yaşatılmak isteniyor, bunları iyi okuyabilmek sorunun başlangıcına bizleri götürebilir?

Ülkemizde halkoylamasının yaklaştığı bu günlerde; Avrupa ülkeleri ile tartışmalara girmek, o ülkelerle karşılıklı atışmalar yapmak, Türkiye’deki halkoylaması’nın neticelerine ne gibi etki edebilir?

Sonrasına bakmak gerekiyor, “Avrupa ile 16 Nisan’dan sonra görüşeceğiz!”sözleri sizlerin kafasında soru işaretleri çağrıştırabiliyor mu? Neden şimdi değil de, 16 Nisan’dan sonrasında görüşülecek? Neyi görüşecekler bu da ayrı bir merak konusu olarak kafalarda soru işaretleri oluşturuyor?

Son günlerde bazı ülkelerin Türkiye’ye karşı tavırları ve hareketlerinin neticeleri nereye varacaktır?

Bu hareketlerin ve tartışmaların altında herhangi bir senaryo aramak doğru olabilir mi? Avrupa ülkelerinin veya emperyalizmin bir taktiği veya Türkiye’de Anayasa değişikliği üzerinde yapılacak olan halkoylamasında ‘milli düşünceyi harekete geçirici’ bir oyun tezgahı olabilir mi?

Bu ve soruları düşünmemiz gerekiyor. Gerçekten bir anda Avrupa ülkelerinin aldıkları bu davranışların yaşanmasının altında yatanlar aranmalıdır. Ticari ilişkilerimiz, ekonomik açıdan yapılan alış-verişlerin, diplomatik konuşmaların dozunu kaçırarak kırgınlıklar oluşması iyi sonuçlar getirebilir mi?

Bakıyoruz, Amerika ile Rusya aynı telden çalmaya başladılar. Bölücü terör örgütüne sahip çıkan açıklamaları yapan bu iki ülke, Türkiye üzerinde hangi oyunu sahneye koymaya çalışıyor?

İktidar partisi Avrupa ülkelerine meydan okurcasına konuşmalar yaparken, tercihlerini artırma adına mı bu sözleri kullanıyor, yoksa farklı anlamlar çıkarılması olası olabilir mi?

Muhalefet kanadına baktığımızda ise doyurucu bir açıklama göremiyoruz. Muhalefet bu gelişmeleri nasıl değerlendiriyor, Avrupa ülkelerinin tavırları, Amerika ile Rusya’nın terör örgütlerine sahip çıkmaları olayları karşısında, halkı ikna edici ve dik duruş sergileyici sözleri muhalefetten duyamıyoruz!

Ülkemiz üzerinde sahnelenmek istenilen oyun veya oyunların farkında mıyız, farkında isek ne gibi somut önlemler alabiliyoruz?

Yıllardır sırtımızı dayadığımız Amerika’nın terör örgütlerine destek verdiğini sezinleyemedik mi? Ardından Rusya ile ilişkilerimizi sıklaştırmak istediğimiz bir sırada bu devletin de terör örgütlerine destek verdiğini söylerken, iki karşıt devlet olarak bildiğimiz Amerika ile Rusya’nın aynı düşünmesi olayının altında yatanları iyi okumak zorundayız. Saygılarımla…

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar