20 Nisan, 2024, Cumartesi
DOLAR32.5038
EURO34.7826
ALTIN2499.5
Mustafa BARDAK

Mustafa BARDAK

Mail: [email protected]

Gülleri kurutmak

Gül denildiğinde hemen güleriz, ya da gülesimiz gelir. Gül denildiğinde çok duygulanırız, gülümsemek gelir içimizden. Gül bahçesi gördüğümüzde önce iç çekerek seyreder, ardından da dalından bir demek koparmak isteriz.


Gülü dalında seyretmek, gülü gülerek sevmek, gülü dalından koparmamak en güzel olanıdır.


Gül sunarız sevdiklerimize, gül verir, gülümsetiriz insanları. Özel günlerde dalından koparılan gülleri veririz sevdiklerimize. Gül bahçesinin güllerini birer birer koparırken dallarından, içi su dolu bir vazoya da koysak bir süre sonra gülün solduğunu görürüz.


Gül deyipte geçmemek gerek. Dalından koparılmış bir gülü içi su dolu vazoya koymasanız bile, yaprakları ve dalları mumyalanmış gibi günlerce, haftalar, aylarca saklayabilirsiniz.


Yeter ki gülün kıymetini bilin, yeterki dalından kopardığınız gülü sevmesini bilin.


Geçtiğimiz günlerde Müteahhit Yüksel Atalay’la bürosunda sohbet ediyoruz. sandalyemin önündeki sehpanın üzerinde içerisi gül yaprakları ile dolu bir tabak gördüm. Kurumuş gül yaprakları yıpranmadan kurumuş halde duruyordu. Avuçlasam, iki avucumun içini dolduracak kadar kurumuş gül yaprağı önümde duruyordu.
Bunun bir anlamı veya anısı olmalıydı. Yüksel Atalay’a sorduğumda gerçekten bir anısının olduğunu öğrendim.


Akyar köyünde oturan yaşlı bir vatandaşımız, şehre her geldiğinde Yüksel Atalay’a uğrar, çayını içip sohpet ettikten sonra da bahçesinden topladığı gülleri verirmiş. Günün birinde gülleri getiren yaşlı vatandaşın öldüğünü öğrenin Yüksel Atalay, vazosunda biriktirdiği güllere bakarak gül getiren vatandaşı anımsamaya, anmaya başlamış. Sonrasında da yapraklarını bir tabağın içerisine koyarak o günden bu yana saklıyormuş.


Kaç yıldır gül yapraklarını sakladığını sorduğumda, iç çekti, duygulandı Yüksel Atalay. “Gülleri getirenin ölümünü bana hatırlatma Mustafa!”deyince sustum.  Sehpanın üzerindeki gül yaprakları üç yılı geçen süredir gelen konukların gözlerine baktığını öğrendiğimde ben de bir iç çekip duygulandım.


Anneler günüydü, çiçekçiden bir gül alıp onu da kutunun içerisine yerleştirdim. Anneme götürecektim, herkes annesine gül alıyordu, ellerini öpmeye gidiyordu. Gülü alıp geldim, annem yoktu benim. Annem öleli yıllar olmuştu, mezarına götürmeyi düşündüm. Büroya gelip işlerimi tamamladıktan sonra gülü alıp annemin mezarına götürecektim.


Bürodaki kitaplığın üzerine gül kutusunu koymuştum, sonra aniden dışarıya çıktım, caddede yürürken bir arkadaşım otomobiliyle yanımda durdu, gideceğim bir var götürebileceğini söyledi.


Annemin mezarına gideceğimi söyleyince otomobile bindik sohpet ederek köyün yolunu tuttuk. Mezarlığa vardığımda annem için aldığım gül geldi aklıma. Ama gülü büroda unutmuştum.


Annemin mezarına getiremediğim gül şimdi kitaplığımda kurumuş yaprakları ile öylece duruyor. Güller dalında sevilir, koparıldığında mumyalanmış insan gibi donup kalır. Günleriniz gülsüz, gönülleriniz gülsüz, gözleriniz gülücüksüz kalmasın. Saygılarımla…

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar