Bu günlerde Avrupa ülkeleri başta olmak üzere, dünyanın dört bir yanındaki ülkelerin başkanları ile yöneticileri gözlerini Türkiye’nin üzerine çevirmiş durumda.
Aman ha dikkat, göz değdirmesinler, demek durumundayız!.. Ama bizim yöneticilerimiz, siyasilerimiz ve yakınlarının da iki dudağının arasından çıkan sözleri ölçüp biçerek dışarıya çıkarması önemlidir.
Amerika’nın her an, her saat farklı sözler kullandığını duymaktayız. İki karşıt anlayıştaki Rusya ile bile ABD’nin bazı anlarda ortak hareket edercesine tavırlarına dikkat etmek gerek!
Uğruna canlar verdiğimiz, ülkemizin değişik illerinde destek amaçlı eylemler yaptığımız Arap ülkelerinin, hele de Filistin’in, KKTC’nin tepkilerinin asıl içeriğini anlamak zorundayız.
Sadece Kurban Bayramı öncesi değil yılın 12 ayında Türkiye’den onbinlerce ziyaretçinin Hac veya Umre için gittiği kutsal topraklar olarak bildiğimiz Suudi Arabistan’ın tavrını da iyi okumak zorundayız.
Milli takım oyuncuları asker selamı verdi diye kıyameti koparak bazı ülkeler, hele de UEFA’nın tavırlarını iyi anlamak zorundayız.
Suriye’de “Güvenlik koridoru” veya belli bir alanı “Terörden arındırma” amaçlı düzenlenen operasyonun öncesi ile sonrasını da iyi değerlendirmemiz gerekiyor.
Operasyon öncesi yapılan konuşmaları dikkate alanlar, bu bölgeden nerelere kaydıklarını da hesap etmek gerek! Günlerce Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “Bir gece ansızın gelebiliriz!” sözleri karşısında bu bölgedeki terör grupları kendilerine ayrı bir ve sığınma yapabilecekleri düşünülmeliydi!
ABD’nin inkar etmediği, terör örgütlerine tırlar dolusu silah yardımı olayını bilmeyen kaldı mı? Sınırlarımızı güvene alma adına yapılan operasyonda, Amerikan askerlerinin bölgeden çekilmesi stratejisi iyi okunabildi mi?
Türkiye topraklarında, Şanlıurfa ve Mardin il sınırlarımıza yapılan havan toplu saldırılar ve ölenlerimiz ile yaralan vatandaşlarımızın can güvenliği konusunda önceden önlemlerin alınması planları nasıl düşünülmüştü!?
Suriye sınırında “güvenli bölge” adına Mehmetçiğin operasyonuna karşı gelen ülkelere bakıyoruz, sonrasında bu ülkelerle daha dünlere kadar olan ilişkilerimizi anımsıyoruz. Bir zamanlar Suriye Devlet Başkanı Beşar Esat ile Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan’ın eşleri ile birlikte Suriye’deki fotoğrafları, dostlukları gözlerimizin önüne geliyor.
Bugünlere geliyoruz, Özgür Suriye ordusu ile Esat yanlıları karşı karşıya.
Rusya Esat’ı destekliyor ama, son operasyonda görüyoruz ki farklı olaylar yaşanıyor.
Esat terör örgütü ile birlikte hareket etme kararı alıyor ve görüşmeler yapıyor. ABD destekli terör örgütü ile birlik olan Esat’ı bu noktada anlamakta zorlanıyoruz.
Olay sadece böyle olsa iyi! Tutuklu bulunan DEAŞ örgüt üyeleri, daha önce karşı örgüt olarak savaştıkları bir başka terör örgütü üyeleri tarafından cezaevinden çıkarılıyorlar ve nereye götürüldükleri bilinmiyor!
Şimdi akılları karıştıran başka bir sorunla karşı karşıyayız. Kuruluşunda İŞİD, şu anda da İŞİD olarak örgütlenip eylemlerde bulunan bu örgütün ortaya çıktığı günleri anımsamak gerek!
Balığın kilosu kaç lira dostlarım!? Çok balık yiyen bir toplum muyuz?
Tam da konsantre olduğum bir sırada bana ayrılan sütun bitmek üzere, ne yapayım gazetemizin sayfası bu kadar. Hafızalarınızı kontrol ederek dünler ile bu günleri karşılaştırmanız beklentilerimle, esen kalın…
