16 Nisan, 2024, Salı
DOLAR32.4486
EURO34.4745
ALTIN2473.3
Mustafa BARDAK

Mustafa BARDAK

Mail: [email protected]

“Göç ve Mülteci”-2

Antalya’da iki gün süren seminerle ilgili gelişmeleri ve yaşananları dünkü sayımızda başlatmıştım.

Bugünkü sayımızda ise sunumlarla ilgili bilgilendirmeleri sizlerle paylaşacağım. Türkiye’deki mülteci sayısının; 6-7 AB ülkesinin nüfusundan fazla olduğu vurgulanırken, mültecilerin yüklerini çeken ülkelerin; gelişmekte olan ve geri kalmış ülkeler olduğu kaydedildi.

Anlatılan olayın burası çok önem çekici olarak değerlendirilmelidir. AB ülkeleri veya gelişmiş ülkeler değil de gelişmekte olan veya geri kalmış ülkeler kendi halkının refah içinde yaşayabilmesi uğraşı verirken, çeşitli nedenlerle ülkelerini terk edip gelen insanlara kucak açmış olması olayını iyi irdelemek gerekiyor.

Gelişmiş ülkeler, emperyalist ülkelerin ülkeleri bölme-parçalama oyunlarının ardından, gelişmekte olan “iyiliksever-insancıl ülkeler” sığınmacılara yardımcı oluyorlar. Bu olayın da gelişmekte olan ülkelerin daha çok gelişmesine bir engelleme olarak değerlendirilebilir.

Osmanlılar zamanında Yahudi kökenli insanların Osmanlı devletine sığınmacı olarak geldikleri dile getirilirken Türklerin mazlum milletlere kucak açmasının tarihteki konukseverliğinden geldiği vurgulandı.

Cumhuriyet döneminde ise Hitler zulmünden kaçanların Türkiye’ye sığındıkları, Doğu Türkistan’dan Bulgaristan’dan 300 bin kişinin Türkiye’ye sığındığı, Saddam Hüseyin zulmünden kaçıp gelenler, İran, Irak ve son olarak Suriye’den kaçıp Türkiye’ye sığınan insanlardan sözedildi.

Türkiye’deki sığınmacıların, eğitim, sağlık, barınma, yiyecek ve içeceklerinin karşılanmasına da değinilerek; “Bu özelliğimizle övünmeliyiz. Dünyada hiçbir ülke Türkiye’nin yaptığı kadar yardımsever olamaz” tümcelerine yer verildi.

Konuşmaların devamında; “Birlik ve dayanışma içerisindeyiz. ABD’nin başına; terör olayları ve göç olayları gelseydi, çok bocalarlar ve yıllarca kendilerine gelemezlerdi.” Sözleri kullanıldı.

Dünyada mülteci barındıran ülkelerin başında; Türkiye, Pakistan ve İran’ın geldiği de vurgulanırken, son olaylarla ilgili Suriyeli’lerin gelişmiş ülkeler tarafından kabul edilmediği dile getirildi.
Son rakamlara göre, 32 bin kişinin Türkiye’den mülteci olmayı tahahhüt ettikleri belirtildi.

Suriyelilerin dışında başka ülkelerden de sığınmacıların Türkiye’de barınmakta olduğu belirtilirken, 2011 yılında çıkan Suriye krizinin ardından Türkiye’de geçici koruma altında bulunanların 30 Eylül 2017 tarihi itibarı ile 3 milyon 200 bin kişi olduğu, bu rakamın sadece kayıt altında olan kişilerden oluştuğu aktarıldı.

Türkiye’de 588 bin 400 dolayında Suriyeli çocuğun okula giderek, eğitim-öğretim gördüğü vurgulanırken, 390 bin dolayında çocuğunda  okul çağının geldiği, bunların da eğitim-öğretim görme gereksinimleri olduğu vurgulandı.

Suriye’deki krizin ve olayların 6 ay gibi bir sürede çözüme kavuşacağını ve yeniden ülkelerine gönderileceklerini düşündüklerini belirten seminerdeki konuşmacılar, aradan 7 yıl geçtiğini ama Suriye’deki gelişmelerin takip edildiği dile getirildi.

Yarınki sayımızda; Türkiye’ye değişik yollarla gelip sığınan ülke vatandaşlarının sayılarını ve ülkelerinin isimlerini sizlerle paylaşacağım. Esenlikle…
 

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar