29 Mart, 2024, Cuma
DOLAR32.3827
EURO35.0559
ALTIN2325.7
Mustafa BARDAK

Mustafa BARDAK

Mail: [email protected]

Gerçekleri göremeyen gözler ve sözler

Türkiye’nin başkenti Ankara’da yaşanan ve gündemden bir türlü düşmeyen olaylardan sözetmek istiyorum.

Ankara Büyükşehir Belediyesi’nin Ak Partili Belediye Başkanı Melih Gökçek döneminde yaptırılan Anka Park’a 801 milyon dolar harcanmıştı. Sonraki yıllarda atıl duruma bırakılıp harcanan paralar boşa gitmiş olması nedeniyle Ankara’nın yeni Belediye Başkanı Mansur Yavaş tarafından davalar açılmıştı.

Anka Park ile ilgili mevcut siyasi iktidar bir türlü partisinin eski Belediye başkanı Gökçek’e toz kondurmadığı gibi, hala Gökçek’i “Gökçek” göstermeyi sürdürüyor.

Ortada 801 milyon dolar masraf edilmiş parkın varlığı inkar edilemez. Bir de bu parkın içerisindeki malzemeler ile şu anda çalışmayıp yıprandığını düşündüğümüzde “Milli servet” olarak bu olayı da görmezden gelemeyiz.

Böylesi bir olayı hangi siyasi partinin Belediye Başkanı yaparsa yapsın, yürekleri sızlatmasından dolayı tepki verilmesi gerekir.

 Şu anda da hizmet vermeyen ve kullanılmayan Ankapark’a harcanan paralar ile Türkiye’deki SMA hastalarının tedavileri için harcanabilirdi.

SMA’lı bebekler aile ve yakınlarının destekleri, Valiliklerden izin alanlar ise açılan kampanyalarla yurt dışına tedavi için uğraş veriyorlar.

Sağlık Bakanlığı ise bu konuda yurttaşlarının bebeklerinin yaşayabilmesi için elini taşın altına ne zaman koyacağı bekleniyor.

Türk Telekom’un özelleştirilmesinin ardından, ilk firmanın kaçmasının ardından meydana gelen zarar ile Üniversite mezunu öğrencilerinin KYK faizleri rahatlıkla silinebilirdi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın 18 Temmuz tarihinde  KYK’lıların borç faizlerinin silindiğini söylese de, henüz uygulamaya geçilemediği için  gençlerimiz bekleyiş içerisindeler.

Kamu bankalarından borç para alarak ödemeyenlere yapılan kolaylıkların bu ülkenin geleceğinin temel taşı olan KYK borçlusu öğrencilere uygulanamamış olması; Bu ülkeyi gençlere emanet eden Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ün sözlerine karşı bir davranış olarak algılanmaktadır.

 “Taşımalı eğitim” nedeniyle Köy okulları kapatılmış, binaları da kendi kaderlerine terkedilmişti. 17 bin dolayındaki Köy okulunun kapatılmış olması, taşımalı eğitimdeki çocukları, aileleri perişan ederken, bazı ailelerin de kente göç etmeleri olayları yaşanmaya başlanmıştı.

Köy okullarının kapatılması ile eğitim kalitesinde artış değil, düşüşler yaşanmaya başlandığı uzmanlar tarafından açıklanıyor.

Bu arada kırsal alanda yaşamını sürdürmekte olan çiftçilerimizin durumlarına bakalım.

Günümüzde 1 milyon 300 bin arazinin, bankalara borçları nedeniyle rehin durumda olduğunu öğrendiğimizde; Atatürk’ün; “Köylü Milletin efendisidir!”sözünün de rafa kalktığı  anlaşılmaktadır.

Çiftçi ürettiği ürünleri satar satmaz banka borcunu ödemenin telaşı içerisinde bulunurken, bankalar kazanıyor, üretici ise  nasıl yaşayabileceğinin kaygısına düşüyor.

Çiftçilerin gözünde ışıltı değil, çakmak çakmak gözyaşı ve hüzün görüyoruz.

 

Yorum Yazın

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar