Yeni eğitim ve öğretim yılının başlaması ile, sancılı ve sıkıntılı günlerde beraberinde gelmeye başladı.
Ortaokul ve Liselerde devlet tarafından verilen kitaplardaki bilgilerin yetersiz olması nedeniyle, öğretmenler test kitapları alınmasını öneriyor.
Milli Eğitim Bakanı’nın son açıklamasına göre, okullarda Devletin verdiği kitapların dışında velilere kitap aldırılmaması isteniyor ve yasak olduğu vurgulanıyor.
Öğretmenlerin istedikleri kitapların bir de yayınevleri veriliyor. Kitapçılara giden veliler istenilen test kitaplarının henüz gelmediğini söylerden, öğretmen sınıfta öğrencileri sıkıştırıyor.
Öğrencilerden istenilen her kitabın fiyatı 50 liradan başlıyor, veliler devlet kitaplarının neden ücretsiz verildiğini tartışmaya başlıyor.
Milli eğitim Bakanı kendince haklıdır, çünkü devlet tarafından ücretsiz kitaplar verilirken, neden öğrencilere değişik yayınevlerinin kitapları istenmeli.
Öğretmenlere de hak veriyorum, çünkü gençlerin sağlıklı bilgi alabilmeleri için kitaptaki bilgilerin yetersiz olduğunu söyleyen öğretmenler yıl sonunda öğrencilerin başarılarını düşünüyorlar.
Her yıl aynı sözleri Milli Eğitim bakanlarından duyuyoruz, “Bizim ücretsiz verdiğimiz kitapların dışında öğretmenlerin öğrencilerden kitap istemesi yasaktır”deniliyor.
Ortaokul ve Lise öğrencilerinin durumu bu iken Üniversite öğrencilerin yurt bulamama sorunları gündemden düşmüyor.
Cumhurbaşkanı Üniversitelerde yurt sorunu bulunmadığını söylerken, parklarda yatan öğrenciler için “birileri tarafından yönlendirilen ve eylem yapanlar” olarak yorumlanıyor.
Ülkede herhangi bir sorun yaşandığı zaman sorunları gündeme getirenler suçlanırken, iktidar nedense biraz da kendisinin sorumlu olduğu noktaya değinmiyor.
Terör olayları dış kaynaklı olarak değerlendiriliyor. Öğrencilerin yurt sorunları “eylemcilik” olarak değerlendiriliyor.
Çocukları kayıp olan analar bir siyasi parti binasının önünde aylardır nöbet tutarken, iktidar partisi sözcüleri kendilerinin bulmaları gereken kayıp insanları gerektiğini bir kenara bırakarak, bir siyasi partiyi sorumlu tutuyor.
Madem ki kayıp olan gençlerin sorumlusu olarak TBMM’de grubu bile bulunan bir siyasi partiyi sorumlu tutuyorsunuz, hedefi bildiğinize göre sorumlular hakkında ne gibi işlemler yaptığınızı sormazlar mı!?
Türkiye’nin her iline bir Üniversite yapmakla birlikte bu gençlerin barınma yerlerinin hazırlanmamış olduğu ortaya çıkarken, yurt sorunu yaşayan gençlerin “cemaat-tarikat yurtlarına” yönlendirilme gibi olayların yaşandığını sanırım yetkililer bizlerden iyi biliyor olmalı.
Yurt ücretlerinin pahalı olmasından sorumlu olanlarla ilgili ülkeyi yönetenler konuşmuyor. Ev kiralarının yüksek olmasından ev sahipleri sorumlu tutulurken, elektrik, doğalgaz, ulaşım ve diğer ihtiyaçların gereğinden fazla zamlı olduğundan sözedilmiyor.
Gençlere veriler burslar ve kredilerle ilgili “nankörlük” sözleri ise geleceğimizin teminatı dediğimizin çocuklarımızın ağırına gidiyor. Hele de bu sözler iktidar partisi tarafından söyleniyorsa, ne diyelim şimdi!...
Yorum Yazın