28 Mart, 2024, Perşembe
DOLAR32.3282
EURO35.0838
ALTIN2297.4
Mustafa BARDAK

Mustafa BARDAK

Mail: [email protected]

Gemi su alıyor!

Son olayların ardından yaşananlar ülkemizin geleceği açısından sağduyu sınırını zorlamaya başladı.

Gençlik; sıcak ve taze kanı ile hareketli yüreğini daha fazla frenleyemez duruma geldi. Gelen şehit cenazeleri karşısında her ne kadar “sağduyu çağrıları” yapılsa da asıl yapılması gereken sağlıklı sözler kullanılmayınca, gençlerimizi zaptedemez hale geldik.

Şehit cenazelerine karşı yapılan yürüyüşlerin zamanla dozunu artırdığı, hatta olumsuz sonuçlara dayandığına tanık olmaktayız. Olayların içerisindeki bazı provakatörlerin farkına varamayan gençlerimizi durdurabilmek için polis zor anlar yaşıyor.

Terör örgütünün istediği, tepki yürüyüşlerinde olayların çıkması, bununla birlikte ülkede karmaşa ortamı oluşturarak halkı bölmeye yönelik olduğunu iyi okumak gerekiyor.

Tüm bu yaşananların yanında, halkımızı bölmeye yönelik eylemlerin başlamış olması daha da düşündürüyor. Bazı illerimizde tarım işçiliğine gelen Doğu ve Güneydoğulu vatandaşlarımız, “Kürt” kökenli olmaları bahane edilerek tarlalardan, oturdukları mahallelerden uzaklaştırılmaya çalışıldığı haberlerini öğreniyoruz.

İşte asıl tehlike burada başlıyor. İnsanları inançları, dilleri, ırkları ve milliyetleri ile ayırdığımız zaman ve bazılarını ötelediğimiz zaman ülkede sağlıklı yaşam tehlikeye girer. Böylesi bir olaya fırsat vermemek gerekiyor.

Kürt kökenli vatandaşlarımıza “terörist” gözü ile baktığımız zaman, onların gençlerini ötelediğimiz zaman ortaya sonu iyi olmayan sonuçlar çıkabilir.

12 Eylül öncesinde emperyalisler gençlerimizi sağçı-solcu diye iki gruba ayırıp birbirlerine düşürürken, her iki taraftan da gençlerimizi kaybettiğimizi o günleri yaşayanlar anlatmalıdır.

Bugün ise gençlerimiz; Kürt ve Türk diye ayrıştırdığımız zaman, et-tırnak olduğumuz, kız alıp vererek akrabalık bağlarımız olan insanlara karşı oluşacak ayrımcılık emperyalist ülkelerin ve terör örgütünün işine gelecektir.

Bazı illerimizde başlatılan böylesi olaylara dikkat edilmesi için özellikle siyasilerin ve Hükümet yetkililerinin bu ince noktayı iyi okumaları gerekiyor.

Türkiye’de yaşanan olayların bölücülük hareketlerine dönüşmemesi için olaylara yorum getirirken çok ince ayrıntılarını düşünerek, sonucunun nereye varacağını hesap etmemiz gerekiyor.

Aynı mahallede, aynı sokakta, hatta karşılıklı evlerde birlikte oturduğumuz insanlara karşı kin ve düşmanlık beslediğimiz zaman, masum insanların canlarının gitmesine neden olacağımızı düşünmek gerekiyor.

Çorum ve Kahramanmaraş olayları, Sivas Madımak oteli olaylarını yıllar sonrasında aklı selim düşünelim. Türkülerini dinlediğimizde duygulu anlar yaşadığımız sanatçılarımızı Madımak otelinde kaybettiğimizi anımsayalım.

Madımak otelinde bir provakasyon sonucu yakılarak kaybettiğimiz sanatçıları dinlerken, onların inançları veya milliyetlerini kimse düşünmüyordu. Çünkü onlar sanatçıydı ve halkın türkülerini her milliyetteki, inançtaki insanlara hitap ederek dinletiyordu.

Bir bahçede sadece menekşelerin ekili olması bir güzellik değil, renk renk çiçeklerlerle süslenmiş bir bahçenin güzelliğini düşünerek, yaşanan üzücü olayları, kardeşi kardeşe düşürerek değil, teröre karşı tek yürek olup, asıl teröre pirim verenlere karşı kullanmamız gerektiğine inanıyorum. Saygılarımla…


Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar