23 Nisan, 2024, Salı
DOLAR32.5656
EURO34.8931
ALTIN2431.8
Mustafa BARDAK

Mustafa BARDAK

Mail: [email protected]

Gelmeden gelmeyenler…

Ormanları renklendirdim, boy verdim gökyüzüne doğru,  canlılara oksijen kaynağı oldum gelip te görmediler halimi, bekledim gelmediler. 

Dalıp budaklarım kesildi, bedenimi toprağa yatırdılar, ya da bir çakmaktan çıkan  ateş parçası ile   yanıp kül olduğumda geldiler yanıma.

Kumu demirle karıştırıp, üzerime çimento döktüler, gökyüzüne doğru kibrit kutusu gibi dikip yükselttiler.  Sağlam yapılıp yapılmadığıma bakmak için gelmediler.

Odalar yapıp içine insanları yerleştirdiler, onların nasıl yaşayabileceğini görmek için gelmediler, bakmadılar.

Gün oldu toprağın zemini harekete geçti, deprem fayının üzerinde sallanırken odalarımdaki insanları taşıyamadım yere yığılıp kaldım. Yıkılan enkazımın altında insanlar ve başka canlılar öldü, yaralandı.

Daha önce gelmeyenler gelmeye başladılar, inşaat malzemelerimi inceleyip kararlar vermeye başladılar. Geldiler, geldiler ama geç geldiler…

Karnımı doyurabilmek için tırnaklarımla kazıdım toprağı, omuzlarımda taşıdığım yükün ağırlığını eve gelip yattığım anda anlayabildim.

Ayaklarıma paslı çiviler saplandı, farkına bile varmadım ‘tenatoz’ olabileceğimi. Sosyal güvencem olmadığı için hastaneye gidemedim, kendi sağlığımı düşünemeden eşimin ve çocuklarımı düşünüp, ailemde kimseye bir şey belli etmedim.

Halimi hatırımı sormaya gelen olmadı, bir gece ansızın hayata veda ettiğimde, cenazemi tabuta koydular, mezarlıkta kara toprağa verirken cansız bedenimi geldiler.

Canlı iken halimi sormaya gelmeyenler, öldüğümde mezarımın başında Fatiha okumaya geldiler…

Çalıştığım işyerinden çıkarıldım, evimde çocuklarımın yüzüne bakamaz halde iken gelip halimi sormaya gelmediler. Bir sabah yüksek bir binasın tepesine çıkıp ‘intihar etmek’ istediğimi belirterek yüksek sesle bağırmaya başladığımda, tüm insanlar geldiler, çevremde toplandılar.

Cep telefonları ile o halimin fotoğraflarını çekenlere baktım, “atlayacaksan atla, bize artistlik yapma!” diye seslenenlerin el-kol hareketlerine baktım.

Gelmişlerdi, çevremdeki bakışlar karşısında insanları izlerken; dün gelmeyenlerin, bir olay karşısında geldiklerini gördüm…

Yıllarca dere yatağından akan azgın sel suları ile mücadele verip, şehire gitmeye çalıştım, geri dönüşlerde de aynı zorlukları yaşadım. Kadınlarımız dağ yollarında doğum yaptı, çocuklarımız okula gidemediler, doktora özlem yaşadık.

Köylülerimin bu halini görmeye gelmediler, günün birinde sel suları dereleri taşırdı, yolları uçurdu, hayvanlarımızı telef etti, kerpiç evlerimiz yerle bir oldu. Köyümüze doktor, sağlık memuru, ebe, hemşire, hatta Milletvekilleri geldi. Gelmeyenlerin Köyümüze geldiklerine tanık oldum.

Gelip halimizi görmeyenlerin televizyonlarda konuştukları  güzel sözlerle içimiz ısınırken, soğuk bir kış gününde başımıza gelen olumsuz olaylar karşısında, yanımıza gelip yüreğimizi ısıtmaya çalıştılar.

Aklıma bir halk deyimi geliverdi; “Araba devrildikten sonra yol gösteren çok olur! Önemli olan araba devrilmeden önce sürücünün dikkatli olması öğretilmeliydi!”diye düşünüyorum. Saygılarımla… 

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar