19 Nisan, 2024, Cuma
DOLAR32.5955
EURO34.8547
ALTIN2507.9
Mustafa BARDAK

Mustafa BARDAK

Mail: [email protected]

Gelecek te gelecek…

Yöneticilik ruhu, bilinci, bilgisi ve davranışlarını bilmeyen kişi, öncelikle böyle bir sıfatı kendisinde görmeme inceliğini göstermiyorsa, o yere getirenler bu olayı farkettikleri anda görevini sonlandırmalıdır.

İşte o zaman vatandaş rahat, huzur ve sağlıklı şekilde yaşamını sorunsuz şekilde sürdürebilir.

İnsanların ruh ve beden sağlığı her geçen gün yaşanan gelişmelerden etkilenip bozuldukça bozulurken, düzeltilmesi yönünde çözüm bulmak yerine, başkalarını suçlamak yakışmıyor yönetici olanlara.

Güzelim vatanımın her karış toprağında şehitlerimizin kanları bulunurken, son zamanlarda aile içi şiddetle birlikte öldürülen kadın sayıları öğrendiğimde, geleceğimizden kuşku duyuyorum. Kadınlara yönelik şiddet, darp ve öldürme olaylarının her geçen azalması yerine, artarak yükselmekte olduğunu görmekteyiz.

Kadına yönelik şiddete dikkat çekmek amacı ile geçtiğimiz günlerde TBMM’de bir grup kadın tepki gösterdi. Şili’de kadınlar tarafından gerçekleştirilen “Las Tesis” danslı protestonun, dünyanın dört bir yanına  yayılması ile Türkiye’de de kadın Milletvekilleri masalara vurmak suretiyle tepki gösteriyorlardı. Bu tepkinin asıl amacının, kadına yönelik şiddet, hele de öldürülme olaylarının önünün alınması yönünde olmasının dışında değildi.
 
Ancak; İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Meclis’teki bu tepki karşısında, alışageldiğimiz üslubu ile karşılık veriyordu. Bakan Soylu; “Eğer dansla olacaksa hepimiz dans edelim” sözleri ile tepki veren kadın Milletvekillerine gönderme yapıyordu.

Bakan Soylu’ya sormam gerekirse; tamam dans etmeyelim, tepki de göstermeyelim, sizi dinleyelim bakalım, “Kadına şiddet ve öldürülme olaylarını, İçişleri Bakanı olarak nasıl engelleyeceksiniz ve azaltabileceksiniz!?”

Gerçek tek olur, iki gerçek veya kuşkulu gerçek diye bir tanımlama yapılamaz!.. Kriz masaları, açık oturumlar, söyleşiler, sunumlar ve adli cezalarla da olumsuz olayların çözümlenmesi kolay olamayabilir.

O zaman, yöneticilerimiz başlarını, iki ellerinin arasına koyup düşünmeli, nerede eksik veya aksaklıklar olduğunu, çözüm yollarını araştırmalıdır.

Bu yıl bitmek üzere, gelecek yıla sayılı günler kaldı. Ancak 2019’da yaşanan olumsuzlukların 2020 yılında yaşanmaması bekliyoruz. Bir de, bizleri yönetenlerin aklımızla ay etmeden, gerçekleri saptırmadan, doğru ve açık şekilde halkımız ile paylaşmalarını istiyoruz.

Elimde bir gazetenin Pazartesi ve Salı günlerdeki yayınlanmış sayıları var. Sadece bir gazete, başka gazetelerin sütunlarına düşen haberleri sizler tahmin edebilirsiniz. Kadına yönelik şiddet ve cinayet haberlerini özetle paylaşmak istiyorum: “İzmir’de, “bakımsızsın” dediği karısını başını duvara vura vura ölümüne neden oldu.” Olayı üzerine tepkinizi merak ediyorum? Bu kadına eşi para verdi de; kuaföre mi gitmedi, üzerine giysi mi almadı? Karısını, 18 yıllık hayat arkadaşını, çocuğunun annesi öldüren bir erkeğin, alkollü olması ile bu kadın cinayeti noktalanabilir mi!?

Bundan sonraki haberleri özetle bilgilerinize sunmak istiyorum: “ Antalya’da, Devlet koruması altındaki 16 yaşındaki H.A. isimli genç kız, yol kenarında  başından vurulmuş halde bulundu.”, Kütahya’da, silahla ateş eden bir kişi, olay yerinden geçen Melek B.’ye kurşunun isabet etmesi üzerine, Silahı ateşleyen Kadir T. Yaralanan kadına yaklaşarak; ‘“Abla kusura bakma yanlışlıkla seni vurdum’diyerek olay yerinden uzaklaştı.”, “Konya Selçuk Üniversitesi’nde Öğretim görevlisi olan Dr. F.A.G. (42), tartıştığı 35 yaşındaki Ayşe Y. İle tartışma neticesinde darp ederek kaburgasının kırılmasına neden oldu.

Üniversite’de Öğretim görevlisi F.A.G. savunmasında;’Ona vurmadım, topuklu ayakkabıları ile koşarken bir arabaya çarpıp, yere düştü’diye kendini savunurken, kendisinin de şikayetçi olduğunu söyledi.”, Diyarbakır’ın Kayapınar ilçesinde boşanan iki ailenin çocuklarının karşılaşması nedeniyle  çıkan gelişmeler, tartışma ve kavgalar neticesinde 12 kişi yaralandı.”

Kadına yönelik şiddet ve ölüm haberleri ile gazetenin ikinci günkü sayısını sizlerle paylaşmak istiyorum. Elazığ’da 58 yaşındaki H.G., oğlu F.G. tarafından evde rehin alınıp dövüldü. Anne H.G. oğlu tarafından iki yıldır şiddet gördüğünü belirtirken, bir süre sığınma evinde kaldığını da sözlerine ekledi.” Yaşanan olayın ardından F.G. tutuklanarak cezaevine konulurken, “Olumsuzlukların böyle çözümlenebileceği mi sanılıyor!?”diyorum.

Mersin’den bir haber. “33 yaşındaki eşi Nurcan A.’yı, iki çocuğu ile birlikte 6 saat boyunca rehin alan, 37 yaşındaki Ali A., eşinin başını balkonun demir korkuluklarına vurarak yaraladı. Olayın özünde, boşanma davası olduğu ortaya çıktı.” Aydın’nın Didim ilçesinden bir haber.

“Bir çocuk annesi 32 yaşındaki Zeliha E., 2016 yılında boşandığı eski eşi Cem K.’nin kendisini rahatsız etmesi nedeniyle, Cumhuriyet Savcılığına  çok sayıda şikayette bulunmuş. Son alarak sosyal paylaşım sitesinden ‘yardım çığlığı’ atmış. Toplamda 46 şikayeti bulunan kadının, sonuç alamadığı ve yemediği dayak kalmadığı, ölmek istemediği” feryadını okuyorum.

Değerli okurlarım, gelecek te bir gün gelecek ama, sizler bugünleri gördüğünüz ve bazı olaylarda beslendiğiniz için, gözlerinizin önüne perde mi çekiliyorcasına, inanamayabilirsiniz!
Elindeki yetki veya sıfatları kullanarak, vatandaşları zor durumda bırakmak isteyenler veya sıfatları ile başkalarına karşı davalarında, “haklı çıkanlar” günün birinde, HAK ve HUKUK karşısında, hesap vereceklerini mi sanıyorlar!?

Yeni bir yıl ile vatandaşın üzerine yüklenecek zam, vergi ve değişik uygulamalar karşısında, Diyanet İşleri Başkanlığı, uygulamaları ile “Biat edin, inanın, Dinden sapmayın!” gibi, mevcut iktidarın uygulamalarını “Din’e alet”edererek belki de Cuma hutbelerinde konuşmasını sağlayacaktır. Saygılarımla…

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar