26 Nisan, 2024, Cuma
DOLAR32.5614
EURO34.9547
ALTIN2439.7
Mustafa BARDAK

Mustafa BARDAK

Mail: [email protected]

Fetö zihniyeti gibi!...

Birkaç gündür gazete ve televizyonların haber bültenlerine yansıyan eğitimcilerin ortamı germe olaylarından haberdar olmuş olmalısınız.

Fetö’nün, “Kur’an-ı kerim’deki ayetleri bile değiştirdiği” yönündeki haberleri de sanırım okumuş olmalısınız. Böylesine bir değişiklik yapılmışsa eğer, Din adamlarımız, Diyanet İşleri Başkanı ile diğer görevliler neredelerdi, görmediler mi? O zat, insanları kendi yanına çekebilmek için bir takım farklı eylemlerin içerisine girmiş ve ülkemizde “darbe girişimi” yapacak kadar ayrık otu gibi tüm kurumlara sızmış.

Bir ülkede insanları; dil, din, ırk, cinsiyet veya siyasal görüşleri nedeniyle ötelediğiniz zaman; barış, huzur ve demokrasiyi yaşatmak zorlaşır.

Burdur İl Milli Eğitim Müdürü Mahmut Bayram’ın facebook hesabından yaptığı paylaşım, öncelikli olarak “cinsiyet ayrımı” olduğu kadar, bir eğitimciye yakıştıramadım. Bir ilin Milli Eğitim Müdürü olarak görev yapan kişi, devlet kurumunun bir personelidir.

Biz gazeteciler, ilin Valisi’nden ‘izin almadan’ bir kamu kurum müdüründen ‘bilgi’ alamazken, Burdur İl Milli Eğitim Müdürü sosyal paylaşım sitesindeki hesabından paylaştığı yazı, kamu görevlisi olarak ciddi anlamda önem taşımaktadır.

Bu Müdür ne yazmış; “ Bir kadın evinden süslenip çıkıp evine dönene kadar kaç erkeğin şehvetini tahrik etmişse o kadar erkekle zina yapmış gibidir” (Hadis-i Şerif. Tirmizi/111) diye paylaşım göstermiş.

Bu Müdür’ün yazdığına göre, kadınlar sokağa çıkmayacak, çalışmayacak, bakkaldan alış veriş bile yapmayıp evinde oturup akşam gelecek olan kocalarını mı bekleyecek! Kadının kocası ölmüşse, çocuğu da küçükse ekmek almaya gitmeyecek mi? Kamu ve özel işyerlerinde kadınlar çalışmayacaklar mı? Çalışmaya gelen kadınların vücutlarından bir “sapık erkek!” şehvet duymuşsa ve bundan da kadının haberi bile olmamışsa, nasıl oluyor da o erkekle ‘ziya yapmış’ olduğu olayını da Milli Eğitim Müdürü’nün alıntı yaptığı “Hadis” açıklamalı değil mi?

Diyelim ki  kadınları eve hapsettik, bir arkadaşımızı ailecek davet ettik. Davetli arkadaşımızın bir oğlu, bizim de bir kızımız var. Öğle yemeği yenilmesi sırasında kızımızla- konuk ailenin oğlu gözgöze geldi. (O sırada kızımız o delikanlı ile zina mı yapmış oldu!?)

Bu Müdür, okulundaki kadın öğretmenler ile konuşurken veya sokakta giderken kadınları görmemek için gözlerine “bant mı yapıştırıyor!?”diye düşündüm. “Fetöş taraftarı”bıyıklı bu Müdür’le ilgili Milli Eğitim Bakanlığı’nın ne yapacağını da merak ediyorum.

Bir diğer olaya geçersek; İzmir Karşıyaka’daki Atakent Erdoğan Kibarer Ortaokulu Müdürü Rahmi Önder Karamustafaoğlu’nun, İstiklal Marşı’nın okunmasının ardından öğrencilerin “Andımız”ı okumasına gösterdiği tepki! Okul Müdürü’nün görüntüsüne bakıyorum, saçları kulaklarının altına düşmüş, öğrencilere örnek olması gerekirken; Tarık Akan’ın gençlik yıllarında filmlerdeki oyunlarındaki jön haline benzettim. Bu Okul Müdürü “Andımız”ı okuyan öğrencilere; “Dingonun ahırı mı burası!?” diye çıkışıyor!

Hayırdır yahu! Diyorum bu okul Müdürüne; çocukların okuduğu “Andımız”yıllarca derse girişlerde okundu, şu anda bile kitaplarda yayınlanıyor. Andımızın ilk sözleri; “Türk’üm, doğruyum, çalışkanım. ilkem; Küçüklerimi korumak, büyüklerimi saymak,yurdumu, milletimi özümden çok sevmektir. Ülküm; Yükselmek, ileri gitmektir. …Varlığım Türk varlığına armağan olsun!” şeklinde biter.

Bu okul Müdürü’nün “Andımız”daki hangi sözcükten rahatsız olduğunu merak ediyorum!

Milli Eğitim Bakanlığı Okullarında böylesine “uzun saçlı erkek” Okul Müdürünün bulunmasında, Bir Sendika’nın “kılık kıyafet özgürlüğü” olayı olarak mı değerlendirdiğini merak ediyorum!

(Dün; Fetöcüler de böyle kamu kurumlarına sızmışlardı!) Esen kalın!..

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar