Bir halk deyimi ile başlamak istiyorum; “etimiz ne ki budumuz o olsun!” Bu tümce aslında bir insanın ekonomik yaşamındaki alım gücünü anlatmak için söylenmiştir.
Dünkü yazımda ülkemize getirilip satılacak olan “dış alım” etlerin Et ve Süt Kurumu (EKS) tarafından yapılan anlaşmaya göre A101 ve BİM marketler zinciri tarafından 81 ilimizde tüketime sunulacağını, bu etlerden kıymanın kilosunun 29, kuşbaşının kilosunun ise 31 liradan satışa sunulacağından sözetmiştim.
Dış alım etlerin ülkemizde satışa sunulması konusunda bazı tartışmalar başladı. Örneğin; “bu etlerin sağlıklı olup olmayacağı veya hangi hayvanların etlerinden olup olmayacağı” yönünde görüşler ortaya atılmaya başladı.
Bu tartışmaları ortaya atan medyanın “kendilerini İslamcı olarak iktidar yanlısı” olanlar olduğunu sanmayasınız! Onlar, iktidara ters düşmemek adına “ticari kaygılarını” düşünme peşinde olsalar gerek!
Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Ahmet Eşref Fakıbaba Aydın’da gerçekleştirdiği ziyaretler sırasında; “yemediğim eti başkasına yedirmem”demiş. Bakan Fakıbaba bu yanıtı bir soru üzerine vermiş. Bakan’a sormuşlar; “Yurt dışından gelen bu etlerin helal kesim olup olmadığını nasıl anlayacağız!?” sorusuna yanıt olarak verdiğini öğreniyoruz.
Bakan Fakıbaba, Avrupa’daki kasapların Müslüman kasaplar olduğunu ve dualarla kesim yapıldığını anlatırken, babasının bir kilo et aldığını, annesinin ise bu eti iki yemekte kullandığından sözediyor.
Türkiye’de 81 ilde şubesi bulunan iki marketin bulunduğunu, satışlarında bu iki markete verdiklerini söyleyen Bakan Fakıbaba, halka ucuz et yedirmeyi amaçladıklarını söylüyor.
Bu iki marketler zincirinin tepesindeki işletmecilerin ve yönetiminin isimleri ile iktidara yakınlıklarını da okurlarımın araştırmasını istiyorum.
Türkiye Kasaplar Federasyonu Başkan vekili Osman Yardımcı’nın yurt dışından alınacak olan etle ilgili tepkisini paylaşmak istiyorum. Federasyonun Genel Başkanı değil de Başkan vekilinin yurt dışından getirilecek et ile ilgili açıklaması bende ayrı bir düşünce oluşturduğunu da dip not olarak belirteyim.
Yardımcı’nın açıklaması; “Ele vereceğinize bize verin, biz satalım. Bizden KDV’yi kaldırsınlar, 4 Tl indirim yapalım. Hatta 2 Tl’de kendimizden yaparız. Toplamda kilo fiyatına 6 Tl indirim olur, hodri meydan!”diye konuşuyor.
Türkiye’nin 3 yılda 3.4 milyar dolarlık gübre ve 156.6 milyon dolarlık et ithal ettiği olayını öğrendiğimizde tarım ve hayvancılığın ne duruma geldiğini düşünebiliyor musunuz?
Bundan 10 yıl öncesine kadar tarım konusunda kendi kendisine yeten bir ülke konumundayken, bugün dışarıya bağımlı hale geldiğimizin rakamsal açıklamalarına rağmen yöneticilerin “gelişmekten” sözettiğine nasıl inanabiliyorsunuz!?
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre, 3 yıl içinde 156 milyon 669 bin 724 dolar et ithalatı gerçekleştirildiğini kaydediyor. Et ithalatının en fazla yapıldığı ülkeler arasında ilk üç sırayı 2015 yılında Bosna-Hersek,
Gürcistan, Irak, 2016 yılında Bosna-Hersek, Irak, Polonya, 2017 yılında ise Irak, Polonya ve Romanya’nın aldığı kaydediliyor.
Bir ülkede “Muhalefet” yapabilecek siyasi parti cesaret gösteremeyip, olayların gelişini izleyerek “gününü kurtarma” peşinde olduğu sürece; mevcut iktidar istediği gibi ülkeyi yönetme cesaretini kendinde bulur! Mevcut iktidar kendince yolunda “İYİ” yürüyor! Ya “Muhalefet!?” DİK DURAN KAZANIR!..
