Kentteki eski yapıların bazılarına “koruma altına alınmıştır” yazısı asılarak, tarihi olduğu vurgulanmaktadır.
Eski binalara “koruma altına alınmıştır” yazısı yazmakla olay kapanıyor mu dersiniz! Bina kendi haline bırakılmışsa, yıkılmaması ve yağmurlu havalarda, fırtınada zarar görmesi engellenmemişsi koruma altına alındığını yapmak çözüm mü!?
Kentimizde böyle eski yapıları gördüğümüzde içimiz sızlıyor. Kültür ve Turizm Müdürlüğü ile Belediyenin işbirliği ile bu eski ve tarihi yapılar restore edilemez mi?
Önceki gün Yediocak mahallesindeki ara bir sokakta belediyenin iş makinası yıllardır kullanılmayan iki katlı bir binanın sahiplerini bularak yıkılma kararı almış ve yıkma işlemlerine başlanıldı.
Sözkonusu bina yıllardır kullanılmadığı gibi çevresine de tehlike oluşturuyordu, yıkım kararı alınıp uygulanması ile en azından yol kenarındaki bu görüntü güzelleşmiş oldu.
Dün sabah saatlerinde Dr. Ahmet Alkan caddesi üzerindeki, eski Belediye hizmet binası çıvarındaki iki katlı bir binada yıkım çalışmaları başlatılacağına tanık oldum.
Yaklaşık bir hafta önce binanın tavanı çökmüş, kaldırımdan geçenlere yıkılma tehlikesi oluşturan bir görünüm ortaya çıkarmıştı.
Tavandan dökülen tahta ve beton parçalarının bu görünümü karşısında Belediye bu binanın da yıkılmasına karar verdi.
Eski ve kullanılmayan binaların yıkılması çevresine verdiği zararlar, çirkin görüntüler kadar daha değişik olayların yaşandığı yerler olarak biliniyor.
Yeniden tarihi ve koruma altına alındığı yazılı binalara dönmek gerekirse; restore çalışmaları yapılmasını en doğru çözüm olarak görmekteyiz.
Bazı illerde tarihi binaların restore edilerek korunduğu, hatta nostaljik yönü ile sanatsal ve kültürel etkinliklerin yapıldığı binalar olarak görmekteyiz.
Büyük cami karşısındaki tarihi bina restore edildi, güzel bir görünüm aldı, ancak kullanım olarak hizmete açılmadı.
Bir ara Belediye çocuk kütüphanesi burada hizmet vermeye başlamıştı, sonrasında kütüphane Rahime Hatun meydanı’na taşınarak boşaltıldı.
Restore edilen bu tarihi bina da şu anda kullanılmadan kendi kaderine terk edilmiş olarak görmekteyiz.
Yetkililerin, özellikle de Belediyenin ne yapmak istediği, neyi amaçladığı ve ne için bu binanın bir şekilde kullanılmasını sağlamadığını bilemiyoruz.
Dr. Ahmet Alkan caddesinin devamındaki Yediocak mahallesi sınırları içerisinde kalan “Sıra konaklar” denilen yeri anımsarsınız.
Buradaki binaları gördüğünüzde Osmaniye’nin tarihi dokusunu soluyor, anımsıyorduk. Oradaki kerpiç ve kiremitli binalar yıkıldı, yerlerine beton ve çok katlı binalar yapıldı. Tarihi dokusu her geçen gün yokoluyor.
Kentlerin kültürel ve tarihsel değerlerinin korunması önem taşır. Yerli ve yabancı turistler için tarihi yapılan ve kalıntılar önemlidir.
Eski ve tarihi yapılarımızın duvarlarına “koruma altına alınmıştır” levhasını yazmak yerine, buraların restore edilerek koruyabilmek önemlidir. Saygılarımla…
