23 Nisan, 2024, Salı
DOLAR32.5739
EURO34.8881
ALTIN2432.5
Mustafa BARDAK

Mustafa BARDAK

Mail: [email protected]

Eskiler-yeniler!..

Ülkemizde Anayasa’nın bazı maddeleri üzerinde değişiklik yapılması için 16 Nisan Pazar günü halkoylaması yapılacak.

Bu tercih olayını siyasi partilerin ‘seçim’ olayları ile karıştırırcasına konuşmalar yapmalarını doğru bulmuyorum. Halkımızın da aynı düşünce ile yapılacak olan tercih olayının Anayasa maddeleri üzerinde olacağının bilinci ile hareket etmelerini ümit ediyorum.

16 nisan’da sandık başına gideceksiniz, ülkemizin geleceğini oylayacaksınız! Sandıktan çıkacak sonuç nasıl olursa olsun, Hükümet değişmeyecek, yani bu oylama siyasi partilerin kendi güçlerini deneme olarak yorumlanmamalı.

Şurası düşünülebilir; ‘evet’ çıkarsa, bu tercihi destekleyen partiler sandıktan güçlü çıktıklarını yorumu yapılabilir. ‘hayır’ çıkarsa da aynı şekilde bu tercihi savunmanların güçlü oldukları anlamı düşünülebilir. Ama bu demek değildir ki, ‘hayır’ çıkarsa hükümet istifa eder veya seçim yapılır!

Yok böyle bir olay! Çünkü şu anda böyle bir değerlendirme yapılamayacağı gibi, erken seçim gibi bir görüşü de ileri sürmek doğru değildir.

Diyelim ki ‘hayır’ oyları fazla çıktı. O zaman ‘evet’ tercihini savunanlar ile Hükümet başını ellerinin arasına koyup sonucu iyi değerlendirmesi olayı ortaya çıkar!
Özellikle iktidar partisi, böylesi bir sonuç karşısında “nerede hata yaptım!?”diye düşünmeye başlayacaktır.

Diğer yandan ‘evet’ oylarının fazla çıkması halinde ise muhalefet partisi ve ‘hayır’ cephesi sonucu değerlendirirken ayrıntıları ile düşünmelidir.

Sandığa gitme günü yaklaştıkça, ülkemizin değişik yörelerinde yaşanan olumsuz olaylar bizleri üzüyor. Halkoylaması demek halkın iradesine saygı duymayı gerektirir. Kavgalar, gürültüler, arabalara zarar vermeler, salonda konuşma yapılırken yapılan saldırılar ve benzeri tatsız olayları yakışıksız davranışlar olarak değerlendiriyorum.

Bazı konuşmalarda ise seçimler öncesinde yapılan şiddetli ve hiddetli söylevler gibi hareket edilmesi, siyasi partilerin liderlerini eleştirerek sözler kullanılması olaylarını da yakışıksız buluyorum.

Halk oylamasında siyasi partilerin liderlerinin aleyhinde konuşma yapılması yerine, vatandaşın ne için sandığa gitmesi gerektiği, yeni Anayasa ile nelerin değişeceği olaylar anlatılmalıdır.

16 Nisan günü bitecek, yine bizler sokakta, mahallede aynı insanlarla karşılaşacağız, selamlaşacağız. Sonuç ne çıkarsa çıksın bu memlekette yaşam normal olarak devam edecektir.

Ancak, bazı konuşmalarda kullanılan sözlerin tehdit edercesine yapılması, insanların kafalarının karıştırılmasının doğru olmadığını belirtmek istiyorum.

Geçtiğimiz günlerde TRT ekranında geçmiş yıllardaki siyasilerin açık oturum programının tekrarını izledim. Mesut Yılmaz, Süleyman Demirel ve Necmettin Erbakan ülkemizin geleceği ile ilgili bir konu üzerinde tartışıyorlar. Ortam gayet normal ve birbirlerini eleştirirken bile sadece memleket sorunlarının çözümü adına görüşlerini söylüyorlar.

Bugünlere geldiğimizde ise bir televizyon kanalında iki siyasi parti liderinin bile karşılıklı olarak bir olay üzerinde tartıştıklarını göremiyoruz.

Dünkü siyasetçilerimiz ile bugünküleri kıyasladığımızda, dünküler televizyon ekranında tartışıp, konuşurken, bugünküler de böylesi olayların neden yaşanmadığı konusunda bir yorumunuz olup olmadığını sizlere bırakıyorum. Saygılarımla…

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar