24 Nisan, 2024, Çarşamba
DOLAR32.5179
EURO34.8317
ALTIN2426.9
Mustafa BARDAK

Mustafa BARDAK

Mail: [email protected]

Eşinize Bonkör olun!..

Eşinize karşı cimri değil, bonkör olmanız gerektiğini anımsatmakta yarar görüyorum.

Eğer eşinize karşı cimri olduğunuz anlaşılırsa, o zaman boşanma davası neticesinde tazminat ödeyebilirsiniz.

Bugünkü yazımdaki olayın nereden çıktığını aklınızdan geçirenlerin olduğunu sezinliyorum.

Birkaç gün önce yaygın medyanın bir sayfasında okuduğum haber üzerine bugünkü konumu erkeklerin eşlerine karşı cimri olmamaları ile ilgili uyarmak istedim.

Yargıtay’ın verdiği bir karar bu. Karara göre evlilik sırasında “Cimrilik” eyleminin ekonomik şiddet olarak sayıldığız vurgulanıyor.

Bir boşanma davasında, erkeğin “aşırı cimri davranmak suretiyle eşine ekonomik şiddet uyguladığı, boşanmaya sebebiyet veren olayda erkeğin kadına nazaran daha ağır kusurlu olduğu” yönünde karar veriliyor. Neticede ise Mahkeme, cimri kocanın kadına maddi ve manevi tazminat ödemesine hükmediyor.

Bu haber devletin resmi kurumu Anadolu Ajansı tarafından medyaya servis edilen bir haber olduğunu da buradan vurgulamak isterim.

Bu Yargıtay kararı bundan böyle “emsal” gösterileceğinden dolmayı erkeklerin eşlerinin istekleri karşısında bonkör davranmaları gerekiyor anlamı çıkmaktadır.

Bizim ülkede eşi çalışmayan, kendisi asgari ücretle çalışan erkeğin, evi de kirada ise, üstelik bir de çocuğu Üniversite’de okuyorsa evinde eşine karşı nasıl bonkör davranacağını siz düşünün!

Emekli bir erkek düşünün, ayda eline geçen 1.500 Tl ile nasıl yaşama uğraşı verdiğinin hesabını yaparken, eşine karşı maddi isteklerini yerine getiremediği zaman “cimri” durumuna mı düşecek?

Kiraların en az 600 Tl olduğu, elektriğe üç kez üst üste yüzde 15 zam yapıldığı, mutfak tüpünün 114 Tl olduğu süreç yaşanırken, pazara giden eşine az para vermesi cimrilik sayılabilir mi?

İnsanların ekonomik yaşantılarını sağlıklı hale getiremeyen yöneticiler, yargı kararlarının bazı olaylar karşısında aileleri parçalayacağını da düşünmeleri gerekir!

Bir ilçede işsizlik nedeniyle binlerce, hatta onbinlerce insan başka kentlere çalışmaya gidiyorsa, bu insanların geride kalan eş ve çocuklarının yaşantıları ülkeyi yönetenler tarafından iyi tahlil edilmelidir. Babası yanında olmayan gençlerin özellikle kötü alışkanlıklarla birlikte uyuşturucu ile tanışabileceğini, sonuçların ülke gençliğine zarar verebileceğini ülkeyi yönetenler iyi hesap etmelidir.

Boşanma olaylarının her geçen gün artış gösterdiği ülkemizde, eşinden ayrılan işsiz bir kadının ailesinin evinde kaç ay kalabileceğini, daha da kötüsü iş ararken bu kadına karşı alınan tavırları iyi hesap etmek gerekiyor.

Ülkeyi güllük gülistanlık göstermekle gerçeklerin üzerini örtemezsiniz! Her ay TÜİK verilerine bakmak, boşanan çiftlerin sayılarını görmek, işsiz gençlerimizin nasıl yaşadığını öğrenmek gerekiyor.

Üniversiteyi bitirdiği halde yıllarca işsiz kalan gençlerimizin, okurken kendisine verilen Kredi borçlarını aileleri ödemek zorunda kaldığı bir ekonomik süreçte, insanlarda mutlu aile tablosu beklemek zor olacaktır. Saygılarımla…

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar