27 Nisan, 2024, Cumartesi
DOLAR32.455
EURO34.829
ALTIN2438.6
Mustafa BARDAK

Mustafa BARDAK

Mail: [email protected]

Esat’dan Eset’e, Eset’ten Esat’a doğru

Önceki günlerdeki  yazımda Suriye’de başlayan halk ayaklanması ve iç savaşın seyriyle ilgili özet bilgileri paylaşmıştı.

Suriye’de çeşitli terör örgütü grupları ile birlikte mevcut yönetim, ayrıca DEAŞ örgütünün savaşının yoğunlaşması üzerine, Esat’ın Rusya’dan yardım istemesi ile olaylar farklı boyut kazanmaya başladı.

Tarihler 24 Ağustos 2016’yı gösterirken Türkiye, “Fırat kalkanı” harekatını başlattı. Tarihler 20 Ocak 2018’de ise Türkiye, terör örgütlerine karşı “Zeytin dalı” harekatına başladı. Suriye’deki olayların içine iyice girmekte olan Türkiye, bu kez 9 Ekim 2019’da “Barış Pınarı” harekatını başlatmıştı.

Baştan sona parçalanmakla karşı karşıya kalan Suriye’de, Devlet Başkanı Esat’ın direnişinin kırılamamış olması, özellikle ABD’yi tedirgin ediyordu.

Türkiye’nin karşı çıktığı terör örgütlerini ABD’nin beslemesi karşısında, Rusya ile işbirlikleri ister istemez gerçekleşmeye başlamıştı.

Tarihler 27 Şubat 2020’yi gösterdiğinde, Türkiye, İdlib’de rejim unsurlarına karşı  “Bahar kalkanı” harekatını başlatıyordu.

Bu harekat aynı zamanda Devlet Başkanı Esat’a karşı yapılmış oluyordu ki, Türkiye ile Suriye devlet yönetimi arasındaki gerginlikler artış göstermeye başlamıştı. Muhalif gurupların Türkiye tarafından desteklenmesi, farklı gelişmelere sahne oluyordu.

5 Mart 2020 tarihinde Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Rusya Devlet başkanı Vladimir Putin, İdlib’de ateş kes konusunda anlaşma sağladılar.

Suriye’de iç savaş sürerken ve çeşitli terör grupları ülkenin belli noktalarında hakimiyeti ele geçirirken, 26 Mayıs 2021’de Halkın yarısından fazlasının katılmadığı seçimler yapılıyor ve Devlet başkanı Esat, oyların yüzde 95,1’ni aldığını söylüyordu.

ABD’nin Suriye’deki asıl hedefi DEAŞ olması nedeniyle, 3 Şubat 2022 tarihinde ABD, Deaş örgütünün ele başı Ebu İbrahim El Haşimi el Kureyşi’yi öldürdüğünü açıklıyordu.

2022 Ağustos ayının ilk haftasında Türkiye, Suriye’ye yeni bir harekat başlatma girişimlerinde bulunduğu yönünde açıklamalar yapılmasının ardından, 11 Ağustos 2022 tarihinde Türkiye Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun “Suriye’deki rejim ile muhalifleri anlaştırmamız lazim” demesi ile dengeler değişmeye başladı.

Bu isteğin Rusya devlet Başkanı Putin tarafından geldiği yönündeki açıklamalar ise Suriye’de Türkiye’nin desteklediği muhalifleri çileden çıkarmış olmalıydı.

Esat’a karşı olan, bir başka deyimle Türkiye’nin desteklediği muhalif gruplar, “Anlaşma yapılması” yönündeki açıklamalar üzerine eyleme geçerek, Türk bayrağını yakacak kadar ileriye gittiler. Deyim yerindeyse; “Karga besle gözün oysun” denilebilirdi.

Şimdiki gelinen noktaya baktığımızda, 11 yıl önce dost olunan Esat ile, sonrasında, birbirlerine söylemedik söz bırakılmayan yılların ardından, yeniden “dostluk köprüleri” kurulmaya başlar gibi olunmaya başlandığı sezinleniyor.

Esat’a gün gelip, “Eset” diyenler, şimdi yeniden “Esat” demeye mi başlayacaktı?

Asıl sorun Suriye’de ve tüm dünya da barış ve huzur ortamının sağlanması olmalıdır. Barış sağlanmazsa, kan ve gözyaşlarını dindirebilmek olası değildi. Tek çözüm, emperyalizmin oyunlarına gelmemek olmalıdır.

Yorum Yazın

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar