26 Nisan, 2024, Cuma
DOLAR32.577
EURO34.9719
ALTIN2445.8
Mustafa BARDAK

Mustafa BARDAK

Mail: [email protected]

Eleştirmek ve tartışmak…

Kutsal bilinen yerler ve olayların eleştirilmesi veya tartışma konusu olması, halk arasında çeşitli tepkilere neden oluyor.

İnsanların kutsal değerlerine, lider ve önderleri ile özel’ine saygı duymak, eleştiri yaparken dikkat etmek ince bir olaydır.

Dünyanın değişik ülkelerinde yine değişik inanç ve dinleri yaşayan ya da savunun insanlar yaşıyor. Din ve inanç üzerinden bir takım çıkarlar elde etmeye çalışmak, bilgi eksikliği bulunan kişileri yönlendirmek gibi olayların önüne geçilebilmesi için ülke yöneticilerinin dikkatli olmaları önem taşır.

Bir zamanlar ülkemizde “Ilımlı İslam” diye konuşmalar başlarken, bu konuda ileri sürülen görüşlere seyirci kalanlar olmasaydı, bugün bu kadar “dini Cemaat” olabilir miydi!?

Kendisini “din insanı” olarak tanıtan veya öyle bilinenlerin sayesinde, halk onların sözlerine göre hareket etti, onların sözlerine inandı. Kendileri okuyup, kendileri yorumlamak yerine başkalarının sözlerinin doğruluğuna inanarak yaşamaya başladı.

Bu günlerde  “Uzayda namaz” tartışması başlıklı bir haberi okumuş olmalısınız. Birleşik Arap Emirlikleri, uzaya ilk astronotunu göndermeye hazırlanıyormuş. Ülkede en çok konuşulan konu ise uzaya gidecek olan astronot 35 yaşındaki  Hazza el-Mansouri’nin nasıl namaz kılacağı yönündeymiş. Ülkenin İslam işleri otoritesi ise astronotun uzayda namaz kılabilmesi için Mekke’nin saatini takip etmesini önermiş.

Haberden edindiğimiz bilgilere göre, buraya kadar her şey normal gibi görünse de, bir de namaz kılarken Kıble’nin yönü olduğunun unutulmaması gerekiyor.

Uzaya giden astronot, herhangi bir gezegende namaz saati geldiğinde kıble olarak hangi yönü seçecektir?

Şimdi bakın tartışmaya! -“Önemli olan niyettir, namazın kılınmasıdır, yön olayı burada aranmaz!”

Haydaaa!.. Hani namaz kılarken kıbleye yönelmek vardı? Uzayda kıbleyi ayarlamak gibi bir olay nasıl olmayabilir!?

Bu konu ile ilgili din insanları kendi arasında görüş ayrılığına düşeceklerdir mutlaka!..

Birileri elinde balta ile ortaya çıkıyor, parkın orta yerine gelip ülkenin kurtarıcısı, önderi ve liderinin anıtına zarar vermeye başlarken; “Allahu ekber!” diyerek bağırıyor. Her baltayı anıta vuruşunda bu sözlerle konsantre olmaya çalışıyor sanırım!...

İslam dininde saygı ve sevginin ön planda olduğunu ve kutsal kitaba göre konuşması gerekirse,  “kabul etmeyen din adamı” olabilir mi?

Sevgi, saygı, hoşgörü, barış dininin yaygınlaşmasını isteyen inançlı kişilerin, kendilerine göre davranış göstererek “toplumsal huzuru bozmak” gibi bir eylemi doğru davranış olarak görülebilir mi?

Kendilerinin söyledikleri doğru olarak kabul ettirilmek istenilen bir “dayatma anlayışı” ile barış içerisinde yaşanabilir bir toplumu oluşturamazsınız!

Bir insan, sadece yediği yemekten zehirlenmez! En sağlıklı bildiğimiz süt içen veya yoğurt yiyen insan da zehirlenerek hastanelik olabilir!

Zehirlenen bir canlının yediği veya içtiği ürünün “Mayası” önemlidir. Okumak, okur gibi görünmek değil, okuduklarını anlamakla olur.

Sayıştay  denetçilerinin raporuna göre, ölen kişilerin ölüm tarihinden sonraki günlerde sağlık kurumlarında ilaç faturası kesildiği, bu olayla ilgili 2018 yılındaki zararın 956 bin 166 Tl olarak belirlendiğini öğreniyoruz.

Benden bu kadar, gerisini de sizlerin düşünmenizi beklerken, saygılarımı sunarım…
 

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar