25 Nisan, 2024, Perşembe
DOLAR32.496
EURO34.9443
ALTIN2429.3
Mustafa BARDAK

Mustafa BARDAK

Mail: [email protected]

Eldekini almasın da!..

Yeni yıl ile birlikte yapılan zamlar karşısında en çok emekli maaşlarına yapılan artışlar konuşuluyor.

Asgari ücret artışı birkaç gün konuşuldu, ancak, emekli maaşlarına sanki enflasyon oranında artış yapılmış gibi ısınıp ısıtıp gündeme getiriliyor.

Yıllık enflasyon oranı yüzde 20 olarak konuşulurken, emekliye verilen zam oranı yüzde 10,19 olarak açıklandı. Ama emekli henüz maaşını bile alamadan ekmeği yüzde 25 zamlı olarak almaya başladı bile!.. Sadece ekmek olsa, diğer tüketim ürünleri de en az yüzde 20 artışla vatandaşın cebine yansıtıldı.

SSK ve Bağ-Kur emeklilerinin 2019 yılı zamlı maaşlarına bakıyorum, geçen yılki asgari ücrete bile ulaşamayanları görüyorum. 

Hele emekliler için 2000 yılı öncesi ve sonrası diye maaş ayrımı yaparak, “torba yasa” ile uygulamaya konulmasını anlayabilmek insanın kafasını karıştırıyor.

2000 yılından önce emekli olanlar daha çok mu prim yatırdılar veya daha uzun yıllar mı çalıştılar? Öyleyse bu ayrım neden yapıldı da şu anda emekliye ayrılan bir işçi emeklisinin eline geçen maaşı  Bin liralarda oluyor?

Yeni yıldaki emeklinin taban aylığına bakalım. 2000 yılı öncesi emekli olan bir SSK’lının taban aylığı 1.650.04 Tl iken, yeni zamlı maaşla birlikte 1.818.18 Tl’ye yükselecek.

2000 yılı sonrasında emekli olan bir SSK’lının mevcut taban aylığı 1.021..04 Tl’ iken, yeni zamlı maaşı 1.125.48 TL’ye yükseliyor. Bu maaşlara ek ödemenin de dahil olduğunu belirtmek istiyorum.

En az emekli maaşı alan birinin 2019 yılındaki zamlı maaşının Bin 125 Lira 48 kuruş olduğunu gördüğümüzde, 2018 yılı net asgari ücretin Bin 603 Tl olduğunu anımsadığımızda bu para ile nasıl geçinebilineceğini sanırım ekonomik anlamda incelemek ve düşünmek gerekiyor.

İşçi de emekli de yeni yılla birlikte yapılacak maaş artış oranını bekledi, sonuç açıklandı ama henüz eline geçmeden, tüketim maddelerine yüzde 20-25 oranında zam yapılması ise verilen zam eriyip gidiverdi!

Burada aklıma bir halk hikmeti geldi. Günün birinde kadın eşine; “Azrail oğlan çocuğu dağıtıyormuş, ne dersin sen buna herif!?”diye konuşmuş.

Adam şöyle bir koltuğundan kalkarak eşine; “Aman be hanım, Azrail’den çocuk istemiyorum, elimizdekini de almasın yeter!”demiş.

Vatandaşın içinde bulunduğu ekonomik yaşam şimdilerde bu halk hikmetini anımsatıyor. Maaş artışlarından memnun olan yok, “her şeyin fiyatı yerinde kalsaydı da maaşlarımıza zam yapılmasaydı!”diyor insanlar.

Kafasını yere eğip yürüyen insanların sayılarında artış görülür oldu. Şöyle başını yukarılara kaldırıp ta “Köy ağası” gibi yürüyen insanları göremez olduk! 

Ekonomik yaşamın gidişatı yerine, siyasi partiler önümüzdeki seçimlerde hangi aday ile Belediye Başkanlığını ve nasıl kazanabileceklerinin hesabını yapıyorlar. 

Kamu kurumlarına giden vatandaşlar, işe göre insan çalıştırmak yerine, insana göre iş verildiğine tanık oluyorlar.

Vatandaşın anlatmak istediğini anlayamayan, işini bilemediği için dilekçelere sağlıklı yanıt veremeyen, bazı anlarda da vatandaşı azarlayan çalışanları gördüğünüzde, bir de burada başınızı öne eğiyorsunuz!

Üretmek yerine, tüketmek ve eldekileri başkalarının işletmesine vererek “günü kurtarma” uygulamalarının daha ne kadar gideceğini düşünüyorum. Saygılarımla…
 

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar