26 Nisan, 2024, Cuma
DOLAR32.4771
EURO34.7556
ALTIN2439.5
Mustafa BARDAK

Mustafa BARDAK

Mail: [email protected]

Eğitim ve Din..

Halk deyimlerimizden birini sizlerle paylaşarak yazıma başlamak istiyorum.

Anımsarsanız, bilinçsiz veya başka bir deyimle kötü olarak nitelendirilen “Doktor ile Din adamı” ile ilgili halk deyiminde düşündürücü bir tanımlama yapılıyordu.

Bilinçsiz doktorun “candan”, bilinçsiz Din adamının ise “dinden” sorun oluşturacağı yönündeki halk deyimini anımsayın!

Bunları söylerken doktor veya din adamlarını eleştirmek değil asıl amacım. Ancak halk deyimini yazmamdaki asıl amacımın, Diyanet’in yapmış olduğu bir açıklama sonunda aklıma geliverdi.

Diyanet İşleri Başkanlığı’nın; “Eğitim seviyesi arttıkça, dinden uzaklaştırılıyor” sözü var ya, bunu duyunca o halk deyimi aklıma geldi.

Diyanet’in bu açıklamasından sizlerin ne anladığını bilemem ama, bence “eğitim” konusunda  sanki frene basılması isteniyor! Yapılan açıklama içerisinde; “Okumayan gençler, okuyanlara oranla daha düzenli ibadet ediyor” sözünü iyi irdelemek gerekiyor!

Diyanet milyonlarca lira masraf edip kitap bastırıyor, çocuklara dağıtıyor ve bu kitaplarda laik eğitim eleştiriliyor.

“Peygamber ve gençlik” adlı kitapta, eğitim ile inancın ters orantıda olduğu, eğitimin artması ile dinden uzaklaşıldığı gibi konular işleniyor. Her yerde İmam Hatip okullarının açılmasına rağmen, son dönemde ateistliğin arttığına dikkat çekiliyor.

Eğitim düzeyi artan kişilerin dine mesafeleri durduğu yöndeki sözlerin ne amaçla söylendiği, Üniversite öğrenimi alanların dini inanç ve ibadet üzerinde olumsuz etki yaptığı yönündeki ileri sürülen iddialar sizlerin kafalarında ne gibi çağrışım yaptığını merak ediyorum!?

Diyanet İşleri Başkanlığı, eğitim ve öğretime karşı mı!? Diye akıllara kocaman bir soru takılıyor!

Ben olayları böyle düşünmeyenlerdenim! Bu ülkede ne zaman “din siyasete alet edilmeye başlandı!” o süreçten bu yana  okuyanlar ve gençler sorgulama yeteneğini kullanmaya önem verdiler.Din ve inanç adına dernek kuruldu, tarikatların oluşmasına göz yumuldu, yeni geldi oy kaybı uğruna destek bile verildi!

Kurtuluş Savaşı’nı değerlendirirken; “Keşke Yunan galip gelseydi!” diye konuşan, sözde din alimi olarak gösterilen Mısırlıoğlu’lu Diyanet’in başındaki en yetkili kişi resmi giysileriyle gidip evinde ziyaret etti!

Bu ve benzeri olayları okuyan insanlar elbette görecek, bilecek ve olumlu-olumsuz tepkilerini dile getireceklerdi!  “Din bu mu!?” diye elbette düşünen kişi tepkisini koyacaktı.

Kura’an-ı Kerim’deki ilk ayetin “OKU” olduğunu unutmamak gerek! Ayrıca, Aklın kullanılması olayını da bir kenara atamazsınız! 

İmam Hatip okullarının sayılarının artırıldığı, “İmanlı gençler yetiştirmek zorundayız!”diyen bir iktidar döneminin yönetimdeki uygulamalarında olduğumuzu da anımsamak gerek!

Ülkedeki tüm okulları İmam-Hatip’lere dönüştürebilirsiniz, gençleri bu okullara yönlendirmek içim “Mahalle kotası” koyabilirsiniz! Ancak bu okullarda verilen eğitim-öğretimin kalitesi gençlerimiz için önem taşır.

Diyanet’in bu açıklamasından benim anladığım; “Çocuklarınızı okutmayın, okurlarsa din üzerinde eleştiri yapar, ibadetten uzaklaşır. Bizler de istediğimiz gibi bu gençleri zapdedemeyiz!” anlamı çıkıyor!

“Kurtuluş Savaşı’nda keşke Yunan galip gelseydi!” diyen birini resmi giysi ile ziyaret eden bir Diyanet İşleri Başkanı’nın bulunduğu İslam ülkesinde; elbette ki bu ülkeyi İslam olmayan işgal kuvvetlerinden kurtarmak için mücadele edenlerin torunları tepkilerini göstereceklerdir! Bunun bilinmesi önem taşır. Saygılarımla…
 

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar