İnsanın hislerine göre hareket etmesi halinde gerçeğe tam olarak ulaşabilmesinin olasılıklarda gizlenir.
His veya duygular, tahminler ya da hayal etmeler gibi insan aklından geçenlerin geleceği görebilmedeki düşünceleri her zaman araştırma ve inceleme olayı olmuştur.
Rüyalarınızda gördüğünüz veya içinde yaşadığınız rüyanın etkisiyle hareket ettiğinizde sonucuna da katlanmanız gerekir.
Algılarla hareket etmek ve algılarınıza başkalarını inandırmaya kalkışmanın gelecek için olumsuz neticeler verebileceğini düşünmek zorundayız.
Sizin doğru bildiğiniz, başkaları tarafından yanlış olarak yorumlanabilir. Bu farklı görüşlere de saygı duyarak yaşamak gelişmelerdeki yananları sağlıklı sonuçlara götürebilir.
Bu günlerde asgari ücretin belirlenmesi görüşmeleri üzerine yapılan konuşmaları izliyorsunuz.
Hazine Bakanı, Çalışma Bakanı, işçi temsilcileri, işveren temsilcileri farklı görüş ve beklentilerini dile getiriyorlar.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın 2023 yılı enflasyon beklentisi için yüzde 20’lerden sözetmesi ve herkesin bu rakam üzerine odaklanmasını önermesi ne derece inandırıcı bilinmez ama, yeni yılı bekleyip göreceğiz.
Herkesin umudu ve beklentisi yeni yılda enflasyonun aşağıya çekilmesi, pahalılığın sürekli artması yerine frenlenebilmesi yönünde.
Sokak röportajlarında çalışanların konuşmalarını izliyorsunuz; “Asgari ücrete zam yapılmasın, aynı kalsın ama tüketim ürünlerimize de zam yapılmasın!”denilmektedir.
Yeni yıldaki enflasyon oranının yüzde 20’lere ineceği sözlerine umut bağlıyoruz, ancak 2023 yılında; elektrik ve doğalgaza yıl boyunca yapılacak olan zamların yüzde kaç olacağını da insanlar hesap etmeye çalışıyor.
Örneğin 2022 yılında maaşlara yapılan yüzdelik zam oranı ile yıl boyunca elektrik, akaryakıt ve doğalgaza yapılan yüzdelik zam oranı adil olup olmadığını düşünüyoruz.
Bir halk hikmeti aklıma geldi: -Kadın koşarak eve gelip eşine; “Azrail oğlan dağıtıyormuş, ne dersin gidip alalım mı herif!”demiş.
Eşinin söylerine erkek şöyle yanıt vermiş; “Aman hanım su hele! Elimizdeki çocukları da almasın, ben başka şey istemiyorum!”
Bu günlerdeki asgari ücret ve emekli maaşlarının artırılması yönündeki konuşmaları dinlerken, bu halk hikmetini anımsadım ve sizlerle paylaşma gereği duymadım.
Çalışanlar ve emekliler maaşlarının artırılması değil, açlık sınırının üzerinde bir gelir düzeylerinin olmasını istiyor. Aldıkları maaşlarının ayın ilk haftasında bitmesi yerine en az ay boyunca yetmesini umut ederek yaşıyor.
Bugün ekmek 4 liradan satılıyor, yeni yılda maaşlara zam gelecek ama, ekmeğin de 5 lira olacağının sinyalleri değil, bazı illerde uygulamasına bile başlandığını görmekteyiz.
İnsanlar maaşlara yapılacak zammı değil, ardından gelecek olan tüketim ürünlerine yapılacak olan zamların kaygısını yaşıyorlar.
Yorum Yazın