17 Nisan, 2024, Çarşamba
DOLAR32.5218
EURO34.5962
ALTIN2493.8
Mustafa BARDAK

Mustafa BARDAK

Mail: [email protected]

Dün dünde kalırken

Dün geçip gitti, bugünü yaşarken, yarına bakmak geleceğimiz için önemlidir.

Dün yaşadıklarımızdan ders çıkarmak suretiyle  bugünü yaşarken, yarın nasıl yaşayabileceğimizin hesaplarını yapmadığımız zaman, farkına bile varamayacağımız olumsuz olaylarla karşılaşabiliriz.

Bugünlerde ülkemiz ve dünyada yaşanan olumsuz olayları konuşurken, olumlu olaylara ayıracak zaman bulamıyoruz.

Olumsuzluklar daha ağır basarken, gelecek için insanlığın projeleri tartışılmalı, görüşülmelidir.

Yaklaşık bir buçuk yıldır covid-19 salgını ile dünya insanlığı bir sınavdan geçme sürecine girdi.

Yeryüzündeki insanlar, aslında değişik zamanlarda yine farklı salgın hastalıklarla her zaman sınav vermeyi sürdürüyor.

Tarihin sayfalarını karıştırdığımızda, salgın hastalıklarla birlikte emperyalizmin çirkin yüzlerini de görebiliyoruz.

Örneğin ABD’nin 1945 yılında bu gün Hiroşima’ya atom bombası atarak sadece insanlar değil tüm canlıları yoketmesi olayını anımsıyorum. 

Ayrıca değişik zamanlarda ürettikleri silahları satabilme adına az gelişmiş ülkelerdeki vatandaşları önce bölerek, ardından o ülkeye darbeler yapılması olaylarını da yapan yine insanoğlu sınavlardan geçiyor.

Son yıllarda hangi ülkelerde nelerin yaşandığı, insanların ülkelerini terkederek başka ülkelere sığındıklarını, Türkiye’ye gelerek sığınan Suriye vatandaşlarını, bu günlerde Afganistan vatandaşlarının Türkiye’ye gelmek istemeleri gibi olumsuzlukların altında yatanların, emperyalizmin doymayan yayılmacı politikasını net olarak ortaya koyuyor.

Yoksul ülkeler kendi hallerinde yaşama ve yaşatabilme adına mücadele verirken, varlıklı ülkelerin bir türlü gözleri doymuyor. İnsanların sağlıklı yaşayabilmesi için geleceğe yönelik yeni icatlar üretmek yerine, silahlar üreterek canların yokolması ile ticari hırsları ile yaşıyorlar.

İşte bu olayın farkına vararak dünyadaki yayılmacı politikalar izleyen emperyalist güçlere karşı birlik olunmadığı zaman, gelişmekte olan ülkelerdeki karmaşanın da sona ermediğini sürüp gitmekte olduğunu görmekteyiz.

Dünü unutmamak adına, bugünü yaşarken yarınlarımızı da düşünmek zorundayız. Bizler düşünmediğimiz zaman farklı ve çıkarcı düşünenlerin oyuncağı olmaktan kendimizi kurtaramayız.

Bugünlerdeki orman yangınları ile ilgili olarak bazı tartışmaların şu anda yapılmaması gerektiğini, birlikte çözüm yöntemlerinin aranması gerektiğinin daha önemli olduğuna inanıyorum.

İktidar mutlaka eksik veya aksaklıklarını görüyordur ve düzeltmeye çalışacaktır. Vatandaşın ciğerleri yanmaktadır, elbette tepkili davranacaktır.

Ama bunun da bir orta yolunun bulunması için nefret ve ayrımcı sözlerden uzak durabilmenin yöntemi uygulanmalıdır.

Bu günlerde yanan ormanlarımızın yerine dikilecek fidanların gelişebilmesi için en azından 30 yıl gibi bir süreye gereksinim duyulmaktadır.

Bu da demek oluyor ki orta yaşlı insanlar 30 yıl sonrasında çocuklarına veya torunlarına bırakabilecekleri ormanların yeterli veya yetersizliğini geleceğimiz açısından düşünmek zorundayız.

Olumsuz olaylar karşısında kullanılan dil çok önemlidir, kaldı ki bir hatalı sözün ardından olumsuz olayın daha farklı yönlere gidebileceğini unutmamak gerekir.

Yorum Yazın

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar