20 Nisan, 2024, Cumartesi
DOLAR32.5038
EURO34.7826
ALTIN2499.5
Mustafa BARDAK

Mustafa BARDAK

Mail: [email protected]

Dönemeç

Bugün Nisan ayının 17’si, günlerden Pazartesi, dünü gerilerde bıraktık.

Yeni bir haftanın ilk gününe merhaba derken, dün gece geç saatlerde halkoylamasının sonuçlarını öğrenenler yeni bir dönemecin içerisine girildiğini sanırım akıllarından geçirmişlerdir.

Bu yazımı, halkoylamasının sonuçları açıklanmadan önce yazdığım için, sandıklarda yaşananlar ve diğer gelişmeleri yarın ve ileriki günlerde sizlerle paylaşacağım.

Son Milletvekilliği seçimlerinde yaşadığım bir olayı unutamıyorum.

Sandık Başkanı olarak görevlendirilen bir öğretmenin kendisini o kadar üstün görerek sandıkların açılmasının ardından saatler 17.30’u gösterdiğinde görevimi engellemeye çalışması olayını her seçimde aklımdan çıkaramıyorum.

Osmaniye Merkez 7 Ocak İlköğretim okulundaki bir sınıfa girdim, sandıklar açılmış, oyların sayımlarının rakamlarını görevliler yapıyordu. Kapının girişinden genel bir görüntü almak istediğim sırada sandık Başkanı olarak görevli öğretmen bana engel olarak bağırmaya başladı.

Sonrasında görevli polisi çağırarak kimliğimi almamı istedi. Basın kartımı gösterdiğim halde, fotoğraf çekmemin yasak olduğunu belirterek hakkımda davacı olacağını söylüyordu.

Oysa sandıkların açılmasının ardından oy ayrım ve sayım işlemleri sırasında televizyon kanalları görüntü veriyor, gazeteciler de fotoğraf çekebiliyorlardı.

Bu çok bilmiş Sandık başkanı öğretmenin işgüzarlığını anlayamadım, ancak şikayetçi olacağını belirtmesi nedeniyle doğal olarak Polis memuru benim kimliğimi almış, beni de orada bekletiyordu.

Öğretmenin kimliğini araştırmaya başladım, sonra hakkında bilgiler ediniyordum. Üyesi olduğu eğitim sendikası yöneticileri bile bu öğretmen hakkında sağlıklı sözler söylememişlerdi.

Okul bahçesinde 45 dakikaya yakın kimliğimi almayı bekledim, sonunda resmi polis memurundan çare isteyip Asayiş ekibinin gelmesini istedim. Asayiş Polis ekibi geldiklerinde beni karşılarında görünce şaşırmışlardı.

Basın kartımı gösterdim, Başbakanlık basın Yayın Enformasyon Genel Müdürlüğü’nden aldığım sarı basın kartı’nı bile tanımayan bu öğretmenin hakkımda düşündüğü şikayet ne ise dilekçesini yazmasını ve beni orada tutmasına anlam veremiyordum.

Sandık Başkanı dilekçe yazmıyor ama inatla benim orada tutulması istiyordu. Sonuçta Asayiş Polislerinin ilgili yerlerle yaptıkları konuşmalar neticesinde kimliğimi alarak okuldan uzaklaştım.

Böylesi işgüzar davranış içerisinde olan kişinin bir Öğretmen ve çocuklarımızın, ülkemizin geleceğine önemli katkılarda bulunacak eğitimci olduğunu düşündüğümde üzüldüm doğrusu.

Dünkü tercih oylarının kullanımı sırasında benzer olayların yaşanıp yaşanmadığını yarından sonraki yazılarımda sizlerle paylaşacağım.

Ellerine yetki verilenler, yüreklerindeki vijdanın gerektirdiğini uygulamak yerine, akıllarından o anda ne geçiyorsa onu yapmak istemeleri yaşam tarzlarını ortaya koymaktadır.

Yalanı bal-şeker gibi söyleyipte, karşılarındakilere yaşama hakkı tanımak istemeyen veya kendileri gibi düşünmeyenlere farklı gözlerle bakım, hatta onların ekmekleri ile bile oynamaya kalkan anlayışın çirkin hareketlerini 15 Nisan günü öncelerine kadar görmedik mi? Sağlıklı ve yaşanabilir bir Türkiye dileklerimle…

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar