Değerli okurlarım, geçen sayımızda İslam dininin ilk emrinin ‘oku’ olması ile ilgili bir yazımı sizlerle paylaşmıştım.
İnsanların en ince ve duyarlılık gösterdiği inançları üzerinden siyaset yapmak, ticari ilişkilerde bulunmak veya onları yine inançları ile ilgili yaptıkları konuşmalarla kendilerinin yönüne çekme olayları son yıllarda oldukça yangın hale geldi.
Okumayan ve okumadan çevresindeki okuduklarını söyleyenlerin yorumlarına göre inançlarını sürdürmeye çalışanların çoğunlukta olduğu bir toplumdaki bireyleri çeşitli yöntemlerle ‘kandırmak’ kolay olabiliyor.
Kendilerini ‘Din adamı’ veya Din eğitimi veren okullardan mezun olduklarını belirten bazı kişilerin belli amaçlar doğrultusunda insanları yanıltmaları olaylarını izlemekteyiz.
Benim bildiğim İslam dininde “Kin, öfke, düşmanlık, zorlama, cinayet v.b.” canlılara zarar verici eylemler bulunmamaktadır. “Allah’ın verdiği canı ancak Allah alır!”denildiğini biliyorum. Ayrıca “Dinde zorlama yoktur!”sözünü anımsadığımda, son zamanlarda kendilerini İlahiyatçı olarak gösteren bazı kişilerin basın ve televizyon kanallarındaki sözlerinin İslam dinine ve inanlara, ayrıca İslam dinini benimsemek isteyenlere zarar verdiklerini düşünüyorum.
Yaşınız kaç olursa olsun, Allah aşkına; Din adamları olarak gördüğünüz kişiler yerine gidip bir kitapçıdan “Türkçe’si bulunan” Kur’an-ı Kerim alıp zahmet sanmadan lütfen okuyun! Okuyun ki, kendilerini din adamı gibi gösteren bazı kişilerinin inançlar üzerinden yürüttükleri marifetleri öğrenebilesiniz. Eğer bunu yapmaz iseniz, çok değil beş yıl sonunda bu ülkede “din adına, İslam adına” yaşanabilecek cinayetlerle karşılaşabiliriz. Bunun da sorumlusu olarak “okumadan inanma!” olayı ortaya çıkmış olacaktır.
Diyanet işleri Başkanı Mehmet Görmez, Ramazan’ın başlamasına kısa bir süre kala, medyatik olan bazı isimlerle bir araya gelerek onlarla toplantı yapmış. Diyanet İşleri Başkanı Görmez; televizyon kanallarında dini sohbetler yapan İlahiyatçılarla yaptığı toplantıda; “Reyting için ağlamalı dualardan kaçının!” uyarısında bulunmuş. Diyanet İşleri Başkanının bu yaptığı uyarıyı yerinde görüyor ve katılıyorum. Çünkü; TV kanallarında dini sohbetler yapanların din adına yaptığı konuşmalardaki yorumları bazı anlarda aşarak, kendilerine “sempatizan edinme” eylemine dönüştüğünü sezinliyorum.
Geçtiğimiz günlerde TRT 1’de yayınlanan “Ramazan sevinci” programının konuğu olan Ankara İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mustafa Aşkar’ın canlı yayında söylediği; “Namaz kılmayan hayvandır!”sözlerini Kur’an ve ayete göre söylemiş gibi göstermesindeki olayına da Diyanet İşleri Başkanı tepki göstermişti.
Kura’an-ı Kerim’i okuyan insanlara sormak istiyorum; Kendisi bir Prof. Olmuş bu kişinin söyledikleri, “Namaz kılmayan hayvandır!” hangi ayette yer almaktadır.
TRT Kürdi’de program yapan Şemsettin Özkaynak ile ilgili ise sosyal medyada yayınlanan bir iddia var. Özkaynak’la ilgili video görüntüsünde; “ 3 mezhebin imamına göre namaz kılmayanların yeryüzünde gezme hakkı yoktur. Cezası ölümdür, idamdır. Boynu kılıçtan geçirilen kişi kafir ölmüştür, cenazesi şehrin çöplüğüne atılır” açıklamalarını öğrendiğimizde, kuşkularla yaşayan toplum haline geliyoruz.
Kurtuluş Savaşı sonrasında Mustafa Kemal Atatürk’ün, “İngiliz Ajanlarının Türkiye’de ‘Di adamı’ kılığına girerek yaptıkları çalışmaları görmesi sonucunda, gerçek Müslüman Din adamı ile Ajan Din adamlarını”nasıl belirlediğini anımsadım.
Atatürk’ün adını yok etmeye çalışan bir zihniyetin çalışmalarını anlama zahmetinde bulunmayan anlayışlarını da izlemekteyiz.
Not: Ben Hayvan değilim! O zatın hayvansal içerikli ve boğazını kesen kasabın bıçağını yalaması olayı da beni ilgilendirmiyor! Bugünlük esen kalınız!..
İnsanların en ince ve duyarlılık gösterdiği inançları üzerinden siyaset yapmak, ticari ilişkilerde bulunmak veya onları yine inançları ile ilgili yaptıkları konuşmalarla kendilerinin yönüne çekme olayları son yıllarda oldukça yangın hale geldi.
Okumayan ve okumadan çevresindeki okuduklarını söyleyenlerin yorumlarına göre inançlarını sürdürmeye çalışanların çoğunlukta olduğu bir toplumdaki bireyleri çeşitli yöntemlerle ‘kandırmak’ kolay olabiliyor.
Kendilerini ‘Din adamı’ veya Din eğitimi veren okullardan mezun olduklarını belirten bazı kişilerin belli amaçlar doğrultusunda insanları yanıltmaları olaylarını izlemekteyiz.
Benim bildiğim İslam dininde “Kin, öfke, düşmanlık, zorlama, cinayet v.b.” canlılara zarar verici eylemler bulunmamaktadır. “Allah’ın verdiği canı ancak Allah alır!”denildiğini biliyorum. Ayrıca “Dinde zorlama yoktur!”sözünü anımsadığımda, son zamanlarda kendilerini İlahiyatçı olarak gösteren bazı kişilerin basın ve televizyon kanallarındaki sözlerinin İslam dinine ve inanlara, ayrıca İslam dinini benimsemek isteyenlere zarar verdiklerini düşünüyorum.
Yaşınız kaç olursa olsun, Allah aşkına; Din adamları olarak gördüğünüz kişiler yerine gidip bir kitapçıdan “Türkçe’si bulunan” Kur’an-ı Kerim alıp zahmet sanmadan lütfen okuyun! Okuyun ki, kendilerini din adamı gibi gösteren bazı kişilerinin inançlar üzerinden yürüttükleri marifetleri öğrenebilesiniz. Eğer bunu yapmaz iseniz, çok değil beş yıl sonunda bu ülkede “din adına, İslam adına” yaşanabilecek cinayetlerle karşılaşabiliriz. Bunun da sorumlusu olarak “okumadan inanma!” olayı ortaya çıkmış olacaktır.
Diyanet işleri Başkanı Mehmet Görmez, Ramazan’ın başlamasına kısa bir süre kala, medyatik olan bazı isimlerle bir araya gelerek onlarla toplantı yapmış. Diyanet İşleri Başkanı Görmez; televizyon kanallarında dini sohbetler yapan İlahiyatçılarla yaptığı toplantıda; “Reyting için ağlamalı dualardan kaçının!” uyarısında bulunmuş. Diyanet İşleri Başkanının bu yaptığı uyarıyı yerinde görüyor ve katılıyorum. Çünkü; TV kanallarında dini sohbetler yapanların din adına yaptığı konuşmalardaki yorumları bazı anlarda aşarak, kendilerine “sempatizan edinme” eylemine dönüştüğünü sezinliyorum.
Geçtiğimiz günlerde TRT 1’de yayınlanan “Ramazan sevinci” programının konuğu olan Ankara İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mustafa Aşkar’ın canlı yayında söylediği; “Namaz kılmayan hayvandır!”sözlerini Kur’an ve ayete göre söylemiş gibi göstermesindeki olayına da Diyanet İşleri Başkanı tepki göstermişti.
Kura’an-ı Kerim’i okuyan insanlara sormak istiyorum; Kendisi bir Prof. Olmuş bu kişinin söyledikleri, “Namaz kılmayan hayvandır!” hangi ayette yer almaktadır.
TRT Kürdi’de program yapan Şemsettin Özkaynak ile ilgili ise sosyal medyada yayınlanan bir iddia var. Özkaynak’la ilgili video görüntüsünde; “ 3 mezhebin imamına göre namaz kılmayanların yeryüzünde gezme hakkı yoktur. Cezası ölümdür, idamdır. Boynu kılıçtan geçirilen kişi kafir ölmüştür, cenazesi şehrin çöplüğüne atılır” açıklamalarını öğrendiğimizde, kuşkularla yaşayan toplum haline geliyoruz.
Kurtuluş Savaşı sonrasında Mustafa Kemal Atatürk’ün, “İngiliz Ajanlarının Türkiye’de ‘Di adamı’ kılığına girerek yaptıkları çalışmaları görmesi sonucunda, gerçek Müslüman Din adamı ile Ajan Din adamlarını”nasıl belirlediğini anımsadım.
Atatürk’ün adını yok etmeye çalışan bir zihniyetin çalışmalarını anlama zahmetinde bulunmayan anlayışlarını da izlemekteyiz.
Not: Ben Hayvan değilim! O zatın hayvansal içerikli ve boğazını kesen kasabın bıçağını yalaması olayı da beni ilgilendirmiyor! Bugünlük esen kalınız!..
