23 Nisan, 2024, Salı
DOLAR32.5861
EURO34.8267
ALTIN2412.0
Mustafa BARDAK

Mustafa BARDAK

Mail: [email protected]

Dil’iniz sürçmesin!

Bir insanın konuşurken tümcelerindeki hatalı veya ayıpsanacak sözcük kullanması olayından kurtulmak için; “dil sürçmesi” diye özür dilenircesine düzeltmede bulunulur.

Vatandaşlar arasında belden aşağı şakalaşmalar, fıkralar, hatta samimi oldukları söyleyenler arasında “küfür etme” doğalmış gibi yapıldığına tanıklığınız olmuştur.

Kişiler arasındaki olaylar ile toplumsal yaşamı birbirine karıştırmamak gerekir.

Yerel yönetimlere aday olanlar, seçim çalışmaları sırasında mahalle toplantılarında seçmenlerle görüşürken söz verirler. Seçildiklerinde ise verdikleri sözleri anımsamayanlara bile tanık olabilirsiniz!

Bizim milletimiz o kadar iyimser düşünen kişilerden oluşuyor ki; bir saat önce kendisine kötülük eden bir başkasının yaptığını unutuveriyor!

Vatandaş, yaşam koşulları nedeniyle sıkıntı yaşarken bir yönetici ile karşılaştığında tepkisini gösterirken, haklı olduğunu anlatmaya çalışıyor. Ancak bu olay; “Görevli memura hakaret!” sayılıp hakkında yasal işlem yapılabiliyor.

Vatandaş seçim zamanı sandığa gidip, kendisini yönetmek üzere sandığa gidip Milletvekili tercihini yapıyor. Tercih sonrası seçilen Milletvekilleri oluşan Hükümette Bakan oluyor.

Bu insanlar yeniden kentlerine geldiklerinde yanlarındaki et duvardan ulaşılamıyor. Sorunlar anlatılamıyor. En önemlisi de, onların konuşmaları bitmesi ile birlikte olay yerinden korumaları ile birlikte uzaklaşıyorlar.

Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ün; “Türk milleti esareti kabul etmez!”sözlerini anımsıyorum.

Bizim kanımızda var olan esareti kabullenmemek ve özgürlük anlayışımıza kendilerinde hüküm veren kişi veya onların yandaşları sayesinde bugün sosyal, toplumsal ve ekonomik yaşam biçimlerimiz değişimlere uğradı.

Günümüzde, bir vatandaşın sözleri veya halkın sesi olarak görev yapmakta olan medya çalışanının yazdıkları karşısında dava açılıp cezalar verilebiliyor.

Bur kurumda kendini yetkili görenler, vatandaşa karşı tehdit edercesine sözler kullanabiliyor. Bunlar doğal sayılırken, vatandaşın sözleri ise “memura hakaret” sayılıp dava açma yolu açık tutuluyor.

Sadece kendilerini, ailesi ile yandaşlarını düşünme anlayışında olan bir ülkenin yöneticileri, öyle bir dönem gelir ki, bir zamanlar ekonomilerine katkı sağladıkları kişilerin yanlarından uçup gitmiş olduğunu görebilirler.

Türk milletinin aklını en iyi okuyabilen Mustafa Kemal Atatürk’ün izlerini silmeye çalışanlar, ne kadar çırpınırlarsa çırpınsınlar; günün birinde çevresindeki insanlarla paylaşmasalar da, kendi yüreklerinde pişmanlıklarını vermek için yalnızlık çadırında sorgularını yapabilirler.

Bir insan, önce İNSAN olduğunu kabullenmeli. Ardından, İnsanlık erdemi ve yaradılışığı öğrenmeli, bildiklerini çevresinde uygulamalıdır.

Bir siyasetçi, Dün; “şerefsiz veya zürriyetsiz, ya da hain!...” gibi sözcüklerle eleştirdiği başka siyasetçilerle, günün binde kolkola giriyor ve ona söyledikleri unuttururcasına; “Önemli kararlarda” buluşma sağlanıyorsa, vatandaş olarak izlemekle yetiniyoruz.

Aklı’nı kullanmayı bilmeyenler, başkalarının aklı ile hareket edenler günün birinde; cıs cılbak kalabilirler!.. Anlayabilenlere, saygılarımla…

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar