26 Nisan, 2024, Cuma
DOLAR32.5385
EURO34.9785
ALTIN2439.3
Mustafa BARDAK

Mustafa BARDAK

Mail: [email protected]

Dilenci ve Çocuk

Sokakta dilenen bir insan gördüğünüzde yüreğinizin sızladığını hissedebiliyor musunuz?

Dilenen insanın bir kadın olduğunu, kucağında bebeği, birisinin de sırtında sarılı halde avucunu açarak dilendiğini gördüğünüzde, aklınızdan neler geçiyor?

Dilenen kadının kucağındaki bebeğin dünyadan bir haber olduğunu tahmin edebiliyoruz. Kadının dilenebilme olayını dinlediğinizde farklı yaşam koşullarını öğrenebilirsiniz.

Dilenciliğin yasak olduğunu düşündüğümüzde, belediye Zabıta ekipleri dilenen insanları toplayıp, kent dışına gönderdiklerini duymuş olmalısınız.

Dilenmek veya dilenme durumuna gelen insanlar değil benim anlatacağım. Dilenen kadın ve yanındaki çocuklarının geleceğini düşünüyorum.

Pasajın içerisinde ilerleyen orta yaşlı bir kadın, karşısından gelen insanlardan ‘Allah rızası için’ para istiyordu.

Annesinin eteğinden tutmuş 5-6 yaşlarındaki bir çocuk ise annesinin ne yapmaya çalıştığının farkında bile değildi.

Bazı anlar da o çocuk ta avucunu açıp annesi gibi yapmaya çalışıyordu; “Allah rızası için emmiiii!”diyerek ayakları ile de yerdeki poşet atıklarına tekme atıyor, hatta yerdeki poşetlerle top oynar gibi yapıyordu.

Kadın karşısından kim gelse para isteğini sürdürürken, yanındaki çocuk annesinin kendisini gezdirdiğini sanıyor, marketin önünden geçerken boynunu bükerek yiyeceklere bakıyordu.

Bir ara annesinin eteğini bırakan çocuk vitrindeki yiyeceklere bakarak dalıp gitti, boynunun öyle bükmüştü ki, vitrinde gördüklerini yiyormuş gibi yaparak dişlerini hareket ettiriyor, boğazı da yutkunuyordu.

Küçük parmaklarını bir ara dudaklarına götürdü, ağzını siliyormuş gibi yaparak bir elini de başına koyarak saçları ile oynamaya başladı.

Anne ise kaldırımda ilerlemiş, yanındaki çocuğunun gerilerde kaldığından habersizdi. Bir ara geriye dönüp baktı ki çocuk gerilerde kalmış, vitrin camına başını dayayıp öylece bakıyordu. Koşarak geri dönen kadın önce vitrine baktı, sonra çocuğuna. Yutkundu, başına öne eğdi ve elleriyle entarisinin eteğini tutarak yüzündeki terleri silmeye çalışırken, gözleri dolu dolu olmuştu.

Çocuğun ellerinden tuttu, yürütmeye çalışıyordu. Çocuk geri geri çekiliyor gitmek istemezcesine başını vitrine doğru dikmiş, parmakları ile de yiyecekleri gösteriyordu.

Vitrin camının arkasındaki işyeri sahibi el kol hareketleri yapmaya başladı, camın arka tarafından sesi anlaşılmıyordu ama, el-kol hareketleri “çekilin vitrinden, gidin oradan!” dercesine konuşuyordu.

Anne ile oğul kaldırımdan yürümeye başladılar, eli bastonlu bir adamdan para istedi kadın. Yaşlı adam elindeki bastonu dizine dayayıp, şalvarının cebinden bir lira çıkarıp kadına değil çocuğa uzattı.

Çocuk parayı alır almaz annesinin elini bırakarak geldiği yöne doğru koşmaya başladı. Az önceki işyerinin kapısından içeriye giren çocuk elindeki parayı uzatarak vitrinde gördüğü pastayı göstererek “amca param var, bana bundan verir misin, ben bundan hiç yemedim de!?”diyerek boynunu bükerken bir eliyle de parayı uzatıyordu.

İşyeri sahibi çocuğun elindeki paraya baktı, “o paraya veremem, git biraz daha getir!”diyerek çocuğu kolundan tuttuğu gibi kapıdan dışarı çıkarıyordu.

O anda içeriye girmekte olan genç bir bayan çocuğun haline tanık oldu, ne istediğini sorup öğrendiğinde cebinden çıkardığı parayı işyeri sahibine uzatarak, “Bu çocuk ne istiyorsa al parasını da ver! Sen hiç yokluk çekmedin mi be adam!?”dedikten sonra oradan uzaklaştı.

Pastayı alan çocuk kadının peşinden koşarak yanına yaklaştı, elini tutup öptü, öptü, öptü… sonra başını çevirip yeniden vitrine bakarken çocuğun gözbebeklerinin içindeki yaşlar, yağmur sonrası gökyüzünde oluşan gökkuşağı gibi parlıyordu…Saygılarımla…

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar