29 Mart, 2024, Cuma
DOLAR32.3847
EURO35.0663
ALTIN2326.5
Mustafa BARDAK

Mustafa BARDAK

Mail: [email protected]

Dilenci Kim?

Dilenmek, yokluk içinde olup ta bir gereksinimini istemek anlamına gelir. Dilenen insan karşılığında sadece dua eder, aldığı materyalin karşılığını vermez. Yani dilencilik karşılıksız verilen bir anlamda destek, katkı veya yardımdır.


Bir emeğin karşılığını istemek ve almak dilencilik değildir. Alın terinin karşılığını istemek ve almak dilencilik olamaz.


Meslektaşlarım bayram ve özel günlerde, halkın yakından tanıdığı veya kendilerini halka tanıtmak için değişik yöntemler kullanan kişilerin “kutlama ilanlarını” yayınlar.


Özellikle siyasetle uğraşanlar böylesi kutlamalardan kendilerine pay çıkarmak suretiyle bir nokta da kamuoyuna kendilerini tanıtma olanağını da elde etmiş olurlar.


Siyasetçiler kendilerini tanıtmak için çeşitli araçlar kullanırlar. Bunlardan en önemlisi de basındır. Gazetelere açıklamalar yaparak başlarlar kendilerini tanıtmaya.


Siyasetin içine girenler, önce gazete bürolarını ziyaret ederler, sohbet edip ziyaret haberlerinin yapılmasını sağlarlar. Bazı siyasetçiler ise ziyaret haberinin ne zaman gazetede yayınlanacağını bile sorar.


Gazetenin nasıl hazırlandığı, hazırlanan gazetede çalışanların maaşları, kağıt, mürekkep, baskı masraflarının olup olmadığını sormaz siyasetçi. Sadece kendisinin haberinin ne zaman yayınlanacağını düşünür. Karşılığında ise bir abonelik bedeli bile ödemeden gazete bürosundan çıkıp gider.


Bir bayram gelir, gazeteci siyasetçinin kutlamasını sütunlarında kullanır. Doğal olarak bu bir iş ve emek ürünüdür, karşılığında da bir bedelinin olması gerekir. Ancak siyasetçi yerinden kaçar veya bayramdan sonraya bırakır. Hatta öyle siyasetçiler vardır ki, gazetecinin geldiğini gördüğü anda arka odaya sıvışmaya başlar, dilenci görmüş gibi olur. Daha doğrusu bayramlarda kutlama ilanlarını atan gazetecileri ‘dilenci’ sanan bir siyasetçi zihniyeti ile karşı karşıya olur gazeteci.


Gazeteci bir emek vermiştir, emeğinin karşılığında sütunlarına taşıdığı kutlamanın parasını istemektedir. Bunun adı da dilencilik olamaz. Oysa siyasetçi halktan oy istemektedir, karşılığının da ‘hizmet’ olacağını söylese de “eşit ve adil hizmet” veremeyeceğini de vatandaş bildiği halde, siyasetçiye destek verir. Siyasetçi karşılıksız oy ister vatandaştan. Bunun adına ‘oy istemek’denir. Gazeteci bir emeğinin karşılığını ister, bunun adına da’hak istemek’denildiği halde, gazeteciyi ‘dilenci’ gören zihniyetin, asıl ‘dilenci’ kendilerinin olduğunu gizlemeye çalışırlar.


İşi düştüğünde gazeteciye yaklaşanlar, yanak öpüp, el sıkan siyasetçiler, diğer zamanlarda gazeteciye ‘dilenci’ gözüyle bakıyorsa böylesi bir kentte yaşayan siyasetçilerden halka yarar gelemez.


Osmaniye’de meslektaşlarımı ‘dilenci’gözüyle gören siyasi zihniyetin anlayışına katılmadığım gibi, böylesi siyasiler meslektaşlarımın yarısı kadar dürüst olabilseler, bu kentte sorunların en aza ineceğine inanıyorum.


Keseri kendilerinden yana yontmak, karşısındakine burun kıvırmak gibi anlayış içerisinde yaşanan siyasetçilerin varlığından bu kent bir türlü kabuğunu kıramıyor. Varlıklarını halkla paylaşmaktan kaçınanlardan bu memlekete ne yarar gelebilir ki! Bir bayramı da böyle gerilerde bıraktık, saygılarımla…

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar