Kaza haberlerini duyduğumuzda, sadece trafik kazaları olarak değil, yüksekten düşme ve benzeri olayları da anımsarız.
Kazaralar sonunda ölü ve yaralıların yanında maddi hasarların da oluştuğunu öğreniriz. Biz haberciler olayları yazarken, giden canlar ve yaralanın canlar için üzülerek kamuoyu ile paylaşmaya çalışırız.
Kazaların çoğunlukla, duyarsızlık, dikkatsizlik ve önlemsizliklerden oluştuğu bilinir, söylenir. Kazaların ardından da oluş biçimine göre yorumlar yapılır ve raporlar hazırlanır.
Bugün sizlerle paylaşacağım olayın bir kaza mı, yoksa dikkatsizlik sonucu yaşanan üzücü bir olay mı olup olmadığını beyin süzgecinizdeki yorumlara bırakarak anlatmak istiyorum.
Otomobilin içerisinde üç kişiydiler, sürücünün yanında bir genç kadın, arka koltukta yine sarışın başka bir kadın vardı.
Otomobildeki müzik sistemini yeni almışlar, anlamadıkları dilde söylenen şarkıları dinlerken, arkalarından gelen bir başka aracın korna sesini bile duyamayacak kadar müziğin sesini yüksek şekilde dinleyerek yollarına devam ediyorlardı.
Sürücü o kadar kendinden geçmiş haldeydi ki, ara da bir yanındaki kadınla şakalaşıyor, bununla da yetinmeyin arada bir arka koltuktaki kadına dönerek şarkıya üçü birden eşlik ediyorlardı.
Asfalt yoldan çıkmışlar, bir tarım arazisindeki toprak yolda tozu dumana katarcasına seyir halindeydiler.
Bir toprak yığınının önünde otomobil aniden durdu, marşa basan sürücü otomobilini yeniden çalıştıramıyordu. Ön koltuktaki kadın dışarıya çıkarak otomobilin ön tekerlerinin önüne bir şeylerin takılıp takılmadığına bakıyordu.
O anda kadın yüksek sesle bağırmaya başladı, “Katil, katilsin sen!”
Otomobil sürücüsü ne olduğunu anlamamıştı, birini mi tepeleşti, bir cana mı kıymıştı, telaş içerisinde otomobilden indi.
Ön tekerlerinin arasında tepelenmiş bir insanı aramaya başlayan sürücü, aniden irkildi. Ne görsün, otomobilin tekerlekleri arasında çok sayıda karınca yaşamını yitirmiş, bir o kadar da yaralı karınca vardı.
Başını iki elinin arasına alan otomobil sürücüsü düşünmeye başladı, ezilip yaşamını yitiren onlarca karınca, yaralı olarak tekerleğin altından çıkmaya çalışan karıncalar, lastiğe yapışmış halde yaşamını yitiren karıncalara baktılar öylece.
Yaşanan bu üzücü olay karşısında ön koltukta oturan kadın tekerleğe yapışmış haldeki karıncaları parmakları ile toplamaya çalışıyordu. Bir gazete parçasını toprağa serdiler, yaralı olarak kurtarılmayı bekleyen karıncaları gazete parçasının üzerine koyuyorlardı.
Yaşanan üzücü olayda 25 karıncanın yaşamını yitirdiğini belirlediler, yaralı karınca sayısı ise 30 dolayındaydı.
Otomobil sürücüsü bu olayda kendisini sorumlu tuttu, bir mukavva kutu yaptırarak içerisine toz şeker ve karıncaların sevebileceği yiyecekleri koyarak olay yerine getirip yerleştirdi.
Canlarını yitiren karıncaların diğer yakınlarına yaptığı bu hizmetle aldığı canların yakınları tarafından kendisinin affedilmesini bekleyen otomobil sürücüsü, can aldığı için özür dilemesini böyle anlatmaya çalışıyordu. Saygılarımla…
Kazaralar sonunda ölü ve yaralıların yanında maddi hasarların da oluştuğunu öğreniriz. Biz haberciler olayları yazarken, giden canlar ve yaralanın canlar için üzülerek kamuoyu ile paylaşmaya çalışırız.
Kazaların çoğunlukla, duyarsızlık, dikkatsizlik ve önlemsizliklerden oluştuğu bilinir, söylenir. Kazaların ardından da oluş biçimine göre yorumlar yapılır ve raporlar hazırlanır.
Bugün sizlerle paylaşacağım olayın bir kaza mı, yoksa dikkatsizlik sonucu yaşanan üzücü bir olay mı olup olmadığını beyin süzgecinizdeki yorumlara bırakarak anlatmak istiyorum.
Otomobilin içerisinde üç kişiydiler, sürücünün yanında bir genç kadın, arka koltukta yine sarışın başka bir kadın vardı.
Otomobildeki müzik sistemini yeni almışlar, anlamadıkları dilde söylenen şarkıları dinlerken, arkalarından gelen bir başka aracın korna sesini bile duyamayacak kadar müziğin sesini yüksek şekilde dinleyerek yollarına devam ediyorlardı.
Sürücü o kadar kendinden geçmiş haldeydi ki, ara da bir yanındaki kadınla şakalaşıyor, bununla da yetinmeyin arada bir arka koltuktaki kadına dönerek şarkıya üçü birden eşlik ediyorlardı.
Asfalt yoldan çıkmışlar, bir tarım arazisindeki toprak yolda tozu dumana katarcasına seyir halindeydiler.
Bir toprak yığınının önünde otomobil aniden durdu, marşa basan sürücü otomobilini yeniden çalıştıramıyordu. Ön koltuktaki kadın dışarıya çıkarak otomobilin ön tekerlerinin önüne bir şeylerin takılıp takılmadığına bakıyordu.
O anda kadın yüksek sesle bağırmaya başladı, “Katil, katilsin sen!”
Otomobil sürücüsü ne olduğunu anlamamıştı, birini mi tepeleşti, bir cana mı kıymıştı, telaş içerisinde otomobilden indi.
Ön tekerlerinin arasında tepelenmiş bir insanı aramaya başlayan sürücü, aniden irkildi. Ne görsün, otomobilin tekerlekleri arasında çok sayıda karınca yaşamını yitirmiş, bir o kadar da yaralı karınca vardı.
Başını iki elinin arasına alan otomobil sürücüsü düşünmeye başladı, ezilip yaşamını yitiren onlarca karınca, yaralı olarak tekerleğin altından çıkmaya çalışan karıncalar, lastiğe yapışmış halde yaşamını yitiren karıncalara baktılar öylece.
Yaşanan bu üzücü olay karşısında ön koltukta oturan kadın tekerleğe yapışmış haldeki karıncaları parmakları ile toplamaya çalışıyordu. Bir gazete parçasını toprağa serdiler, yaralı olarak kurtarılmayı bekleyen karıncaları gazete parçasının üzerine koyuyorlardı.
Yaşanan üzücü olayda 25 karıncanın yaşamını yitirdiğini belirlediler, yaralı karınca sayısı ise 30 dolayındaydı.
Otomobil sürücüsü bu olayda kendisini sorumlu tuttu, bir mukavva kutu yaptırarak içerisine toz şeker ve karıncaların sevebileceği yiyecekleri koyarak olay yerine getirip yerleştirdi.
Canlarını yitiren karıncaların diğer yakınlarına yaptığı bu hizmetle aldığı canların yakınları tarafından kendisinin affedilmesini bekleyen otomobil sürücüsü, can aldığı için özür dilemesini böyle anlatmaya çalışıyordu. Saygılarımla…
