20 Nisan, 2024, Cumartesi
DOLAR32.5038
EURO34.7826
ALTIN2499.5
Mustafa BARDAK

Mustafa BARDAK

Mail: [email protected]

Deveyi doyurabilmek

Midesine yeterli olup olmadığını düşünmeden karnını doyurmaya çalışan oburlardan sözetmek istedim.

Sadece yemekle mideyi büyütmek, doyduğunu sanarak yemeğin ardından karnını ovmakla doyduklarını sananlar, aslında doyduklarını sananlardır.

Obur mideli canlıları doyurabilmek zor olur. Develeri düşünelim veya başka büyük hayvanları düşünelim. Bıraktığınız yerlerde otlarken bir türlü doyup doymadıklarını anlamadan sürekli yemeye çalışırlar.

İnsanlar için yemekten veya yediklerinin karınlarını doyurup doyurmama oburluğundan sözetmeyeceğim.

Çünkü insanların bazıları ekonomik anlamda yaşadıkları oburluklarla doymazlar. Her ne kadar taşınır veya taşınmaz malları olsa bile yenilerini alma oburluğu içinde olanları görebilirsiniz.

Parasal anlamda ise ekonomilerine yenilerini ekleyebilmek için önce kendi kasalarının düşünmekten başka çevresinden bir haber yaşamayı tercih ederler.

 Onlar için varsa yoksa, kendi gelecekleri, kendi çıkarları ve mutlu yaşamalarıdır. Birlikte çalıştıkları veya yanlarında çalışanların ekonomik ya da sosyal yaşamını biraz olsun düşünmek yerine, onların sırtından para kazanmamı kendilerinde “uyanıklık” çalıştırdıkları kişileri ise “saf” olarak görünürler.

Çevrenize baktığınızda böylesi insanlara rastladığınız olmuştur. Benim gözlemlerime göre, çevresindeki insanların üzerinden para kazanmayı veya yanlarında çalıştırdıkları işçilerin sırtından paralarına para katmayı hüner sananların tavırları dikkatimi çekiyor.

Örneğin, ellerini göğüslerine koyarak selam verirler. İstekler karşısında olumlu yanıtlar verirler, asla olumsuz konuşmazlar.

Özellikle din ve inanç üzerinden söylevlere özen gösterip, inanç sömürücülüğünü iyi yapmaya çalışırlar. Kendilerini toplumun üzerinde gösterip, sıradan vatandaşlara karşı bakış açıları değişiktir. Halkın ekonomik ve sosyal yaşamı karşısında görüşleri farklı olur.

“Becerisiz, çalışmaktan kaçınan, iş bilmez, saygısız” ve benzeri sözlerle yoksul kişiler üzerinden yorumlar yaparlar.

Kırdığı ceviz kırkı aştığı halde, toplum karşısında parasını kullanarak kendini aklamaya çalışma hünerlerine rastlarsınız.

Başkalarına “hırsız, dolandırıcı, hain” gibi sözcükler kullanır, aslında asıl söyledikleri kendi yaşantısıdır. Ama bunu başkalarının üzerine söyleyerek kendisini olaylardan sıyırmak ister.

Kendisinin alacakları önemlidir, alacağını alamadığı zaman karşıdaki kişiye söylemediğini bırakmaz. Kendisi ise başkalarının alın terini, emeğini ödemesi gerekenleri vermemekle kırk dereden kırk su getirerek toplum içinde yaşarken, kendi yaptıklarını bir saniye bile düşünmek istemez.

Hayvanların akılları yoktur, onlar içgüdüleri ile hareket eder ve öyle yaşarlar. Hayvanların obur olmasını doğal görüyorum.

Ancak canlı varlık arasında aklını kullanarak yaşayan insanlar arasında bazılarının “içgüdüsel” hareket edercesine obur olmasını anlamakta zorlanıyorum.

Böylesi kişilerin sözleri ile eylemlerini karşılaştırdığımızda, din veya inançlar üzerine kullandıkları sözlerle aynı teraziye koyup tartanları dinliyorum.

Obur kişilerin yaşantıları ile sözlerini duyanlar eskisi gibi başlarını öne eğip biat etmek yerine, gözlerini faltaşı gibi açarak, tepkiselliklerini göstermeye başlıyorlar.

Dinin elden gittiğini söyleyenler için, buyurun; dini kimler yoketmeye çalışıyor, gördüklerinizi görmezden gelemezsiniz!...

Yorum Yazın

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar