Ülkemizin her geçen gün çözümlenmesi gereken sorunları yığın haline gelirken, bazı okurlarımın “okuduklarını anlamadıklarını veya akıllarından geçtiği gibi anladıkları” olaylarına tanık olurken, yaşadığım kent insanları adına üzüntü duyuyorum!
Geçtiğimiz günlerde, kentimde en geniş arazide yıkımın yaşandığı deprem sonrası görüntü fotoğrafını çekerek; bir haber paylaştım.
Haberimde, “Osmaniye’de Deprem Anıtı yapılması” önerisi yönünde vatandaşların ve kendi görüşümü belirtiyordum.
Haberin yayınlanmasının ardından olumsuz tepkiler almaya başladık. Hayırdır! Osmaniye’de 6 Şubat’ta ki depremde kaybettiğimiz insanlarımız adına bir “Anıt” yapılmasına neden karşı çıkılıyordu?
Değerli okurlarım; Sadece benim değil, başka yazarların da yazdıklarını son sözüne kadar okumadan yorum yaptığınızda, günün birinde kendinizi sorgulayabilirsiniz!
Osmaniye’de merkezi olarak gördüğümüz bir adresteki parkın yanına “Deprem şehitleri Anıtı” yapılması önerisinde bulunan haber yaptım. Bu haber Belediye’nin değerlendirmesine yönelikti.
Elbette ki Belediye Başkanı’nın da farklı düşünceleri olacaktı! Okuyucularımız haberimizi farklı şekillerde yorumladılar! Kentte “Deprem şehitleri anıtı” yapılmaması, yapılacaksa haberi yazan gazetecinin evinin önüne veya Belediye önüne yapılması gibi tepkilerle karşılaştım.
Daha da ileri gidilerek, Mahkemeye suç durusunda bulunacaklarını belirtenler oluyordu. Neyin suç duyurusuydu bu! Kentimiz için bir anıt önerisini haber yapıyorum, bu önerinin neresi kente zarar verecek? Kaldı ki, haber bir öneriden oluşuyor, Belediye Meclisinde görüşülür benimsenirse yapılır, benimsenmezse yapılmaz olay bu kadar basit iken olayı büyütmenin alemini anlayamadım.
Türkiye’nin değişik illerinde “Deprem anıtı” yapıldığı için böyle bir öneri getirirken, hiç kimsenin tapulu arazisine yapılsın demiyoruz. Belediye’ye ait parkın bir köşesine anıt yapılmasına neden karşı çıkma olayları başladı anlayamadım.
Türkiye’de 17 Ağustos depremi sonrasında; komşu ilçe Ceyhan’da deprem anıtı yapılmıştı. Ayrıca Kırşehir, Yalova, Gölcük, Van, İzmir, Bolu ve İzmit’te deprem anıtları yapıldığını anımsatmak isterim.
Ayrıca dönemin M.E.B. Mahmut Özer Ankara Keçiören’de depremden hayatını kaybeden öğretmenler için anıt yapılacağını söylediğini anımsatmak isterim.
Okumak ve okuduğunu anlayabilmek zor bir olay olmasa gerek. Bir zamanlar, Salman Rüştü’nün “Şeytan ayetleri” kitabı için yoğun tepkiler verilmişti. Kitabı okumayanlar, okuyup kendilerine göre yorumlayanların sayesinde dünyanın dört bir yanından tepkiler verilmişti.
Haberimizle ilgili yapılan yersiz tepkiler kentimiz adına bizleri üzdü. Elbette biz de acılıyız ama yeni acılar yaşanmaması ve unutulmaması için önerilen anıt için karşı çıkmanın mantığını anlamaya çalışıyorum.
Tüm bu tepkileri alırken, Belediye Başkanı Kadir Kara, gündeminde böyle bir olayın olmadığını açıkladığını da okurlarımla paylaşmak isterim. Olay sadece Belediye’ye bir öneri olup, kimsenin tapulu bir karış arazisinden söz edilmemektedir.
Okurlarımdan ricam, haberde ne denilmek istendiğini başkalarından duyarak değil, kendiniz okuyarak tepkilerinizi vermenizdir.
Yorum Yazın