23 Nisan, 2024, Salı
DOLAR32.5922
EURO34.8255
ALTIN2421.7
Mustafa BARDAK

Mustafa BARDAK

Mail: [email protected]

Demokrat olabilmek…

Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin ardından, Başbakan Erdoğan’ın  aldığı yüzde 50’nin üzerindeki oylarla ilgili başarının alkışnacağından sözeden sözcükler kullanmıştım.


Kullandığım tümceler ve sözcüklerin arkasındayım. Çünkü, yenilgiye de yenmeye de hazır olmak gerekir. Har yarışta birinin mutlaka yenileceği, diğerinin de yenebileceği düşünülerek yarışa girilmelidir.


Yazılarımdan dolayı bazı okurlarım beni değişmekle veya Başbakan  Erdoğan’a, hatta Ak Parti’ye yandaşlık yapmakla itham etmeye başladılar.


Benim herhangi bir partiye yandaşlık veya düşmanlık yapmak gibi bir tavrım olamaz. Çünkü kendimi halkın sesi olarak ve halkın dilini yine halkla paylaşan, yetkililere duyurmak isteyen biri olarak görmekteyim.


Halkın yüzde 52’ye yakınının tercih ettiği aday elbette başarılıdır ve demokrat bir anlayışla alkışlanabilir. Bunda bir sakınca olmasa gerek.


Beni herhangi bir siyasi partiye karşı veya yandaş olarak tanımlamak isteyenler köşemi sürekli takip etmeyen ve sabit düşüncedeki kişiler olarak değerlendiririm.


Seçimler öncesinde her siyasi partinin artı veya eksilerini, hata veya başarılarını gündeme taşırım.


Bu konuda iktidar partilerinin yöneticileri her zaman en çok eleştiri konularım olmuştur. Nedeni ise ben halkın sesini dile getirmek istiyorum. İktidar partilerinin yöneticileri söz verdikleri şekilde halkı yönetmeleri gereklidir diye düşünüyorum. Burada bunu yaparken, muhalefet partilerinden yana olduğum düşünülmesin.


12 yılı geçen süredir iktidarda olan Ak Parti, bu güne kadar girdiği genel ve yerel seçimler ile referandum seçimlerinde her zaman başarılı oldu mu? Girdiği bu kadar seçim karşısında tek başına aldığı oylarla yüzde 50’lerde seyretti mi? Bu oyları da halk verdi mi? Tüm bunları bir kenara bırakarak halkın vermiş olduğu tercihler karşısında başarı gösterenlerin başarılarını eleştirmek yerine, başarılamayan nedenleri aramak gerekiyor.


Demek ki, halkla birlikte olamamışsınız, halkın arasına girememişsiniz, halkın nabzını tutamamışsınız.


Kendim bir gazetenin köşe yazarı olarak okunmuyorsam, yazılarım takip edilmiyorsa, o zaman okuyucuya inemediğim anlamına gelir. Okuyucularımın sayılarında her geçen gün artış oluyorsa, her görüşteki insanlar köşemin bir sonraki yazısını merakla bekliyorsa demek ki halkın istek, dilek ve sorunlarını gündeme getiriyorum anlamına gelir.


Her kişinin düşüncesi olduğu gibi elbette benimde bir dünya görüşüm var. Ama her görüşteki insanla görüşür, konuşur ve selamlaşırım. Halkın oyları ile yönetime gelenler kendi siyasi görüşünüzden olmayabilir, ama sonuçta o koltuğa oturduğu zaman parti rozetini bir kenara bırakıp halkın yöneticisi olmayı benimsemişse o önemlidir. Eğer bunu yapmıyorsa onu da eleştirmek görevim olsa gerek.


Şimdi, yeni Cumhurbaşkanı koltuğuna oturacak olan Erdoğan’ın sözlerine bakıyorum. Cumhurbaşkanlığı koltuğuna oturduğu andan itibaren de yine sözlerinde kendi partisini iyi, diğer partileri veya liderleri de kötü imiş gibi eleştirmeye başlarsa, o zaman tarafsızlığını yitirebileceğini elbette yazacağım.


Seçim bitmiş, Cumhurbaşkanı belirlenmiş ve bundan sonrası Erdoğan Ak parti Genel başkanı değil, Türkiye Cumhuriyeti’nin ve Atatürk’ün kurduğu


Cumhuriyet’in Cumhurbaşkanı’dır. Tarafsızlık beklenir. Saygılarımla…

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar