Altı yaşında var mıydın sen;
Şu aşılmaz duvarı örerken
Yüreğinin günahsız kıyılarına?
Öylesine yüksek, kıskandıran sarpı
Yürürüm elimde bir tüfek
Umuttan yapılmış, özlemle mermili.
Bilmem Napoli askeri miyim,
Yoksa Mısırlı atlı süvari?
On yılda uyanıp bakmasan bana
Kemiklerim bir yana dökülecek
Rüzgâr kaval yapacak kemiklerimi.
Ne oldu böyle sana,
Sanki son uykundan uyandın,
Ateşten bakışlarından
Lavlar püskürdü neden?
Beklerken sana kavuşmayı ben,
Bir heykelim şimdi.
Silahım taşa kesmiş
Yüreğim yok yerinde.
Beni sen beklersin şimdi şurada
Ne yüreğim sarsılır,
Ne adımlarım kıpırdar?
Boşu boşuna o öpüşlerin
Taşlaşmış, demirleşmiş heykelimi.
Şu aşılmaz duvarı örerken
Yüreğinin günahsız kıyılarına?
Öylesine yüksek, kıskandıran sarpı
Yürürüm elimde bir tüfek
Umuttan yapılmış, özlemle mermili.
Bilmem Napoli askeri miyim,
Yoksa Mısırlı atlı süvari?
On yılda uyanıp bakmasan bana
Kemiklerim bir yana dökülecek
Rüzgâr kaval yapacak kemiklerimi.
Ne oldu böyle sana,
Sanki son uykundan uyandın,
Ateşten bakışlarından
Lavlar püskürdü neden?
Beklerken sana kavuşmayı ben,
Bir heykelim şimdi.
Silahım taşa kesmiş
Yüreğim yok yerinde.
Beni sen beklersin şimdi şurada
Ne yüreğim sarsılır,
Ne adımlarım kıpırdar?
Boşu boşuna o öpüşlerin
Taşlaşmış, demirleşmiş heykelimi.