26 Nisan, 2024, Cuma
DOLAR32.577
EURO34.9719
ALTIN2445.8
Mustafa BARDAK

Mustafa BARDAK

Mail: [email protected]

Değirmene su taşımak

   Son günlerde muhalefet partileri “erken seçim” sözleri ile yeni bir gündem oluşturmaya başladı.

Türkiye gündemi, birileri tarafından zaten sürekli ve anlık olarak değiştirilmeye çalışılıyor gibi izlenimde olanların sayıları artıyor.

Akdeniz’de yaşanan gerginlik, ardından KKTC’deki “Maraş’ın açılması” olayındaki gelişmeler. Azerbaycan ile Ermenistan arasındaki savaş ve benzeri olaylar dış dünya ile aramızda sıcak ya da soğuk rüzgarlar estiriyor.

Memleketin içerisine baktığımızda, aynı gün içerisinde yurdun değişik bölgelerinde çıkarılan orman yangınları, azalmasını umut ettiğimiz halde azalmayan “Kadın cinayet ve şiddeti”. Arada bir ortaya çıkan veya çıkarılması için yönlendirilen; “ Atatürk’e hakaret ve tarikat görüşleri doğrultusundaki sözler”.

Koronavirüs salgınına karşı verilen mücadele kapsamında yaşanan sıkıntılar ve giden canlar. İşsiz gençlerin çoğalması, ekonomik açıdan işyerlerinin gelir kayıpları, TÜİK tarafından açıklanan aylık enflasyon rakamları…

Paramızın yabancı para karşında değer yitirmedeki önünün alınamaması ile birlikte kağıt üzerinde gösterilip okunan ile sokaktaki enflasyon ve işsizlik oranı arasındaki farklılıkların tartışılmasının önü alınamıyor, böyle giderse alınamaz da!...

Bu olaylar yaşanırken, TTB’nin kapatılmasını isteyen siyasilerin konuşmalarını duyuyoruz. Koronavirüs salgını ile mücadele veren, canlarını kaybeden sağlıkçıların sivil toplum kuruluşunun kapatılmasını istemek bu süreçte onların morallerini bozmak anlamına geldiğini düşünmemiz önem taşımalıdır.

Baroların bölünmesi ile ilgili yasa çıkarıldı, hukuk sisteminde Baroların tek çatı altında toplanması yerine birden çok Baro kurulması amaçlandı ve olay yasallaştı.

Meslek kuruluşlarının arasında birden fazla örgüt kurulmasındaki ayrılığın gelecek için iyi sonuçlar vermeyeceği düşünülmelidir. Bu örgütleri siyasallaştırmayın, kendi emekleri ve sosyal hakları için uğraş vermelerini sağlandığında daha sağlıklı verimler alınabileceğine inanıyorum.

Meslek örgütleri dönemin siyasal iktidarlarının “arka bahçesi” gibi çalışmasının önün kapanmalıdır.

1980 öncesini anımsayın; Polis örgütleri, eğitimciler, işçi sendikaları ve diğer meslek örgütleri sağ veya sol olarak iki grup arasında yeralmaya başlamıştı.

Medya örgütleri ikiye ayrıldı, Eğitim sendikaları yıllar öncesinde iki bölüme ayrılmış durumda. İşçi sendikaları ile memur sendikaları yine iki grup halinde çalışıyor. Örnekleri uzatabiliriz ancak, tüm bu olumsuz koşullar yaşanırken Muhalefet Partilerinin, özellikle de Ana Muhalefet partisinin “erken seçim” konusundaki ısrarlarını anlamakta zorlanıyorum!

Son yerel seçimlerde önemli Büyükşehir Belediye Başkanlıklarını kazanması, Ana Muhalefet Partisi’nin bu kadar “Hükümeti de yöneteceği” anlamına gelebilir mi!?

Demokrasiye ve halkın tercihlerine inananlar, seçimler sonunda sandıktan çıkan ismin, bir dönemi için kesintisiz görev yapmasına saygı duymalıdır. Seçimleri erkene alma isteği sadece mevcut Hükümetin istifa edip, seçim istemesi ile olmalı, bunun dışında muhalefetin ortaya çıkıp; “Erken seçim yapalım” gibi sözler söylemesi halkın iradesine ve bence demokrasiye aykırıdır.

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar