Eşlerinin vefatlarından sonra, oğullarının ya da kızlarınının yanında kalmak zorunda olan kendisini bir sığıntı gibi hissederek yaşamak zorunda kalan yaşlılarımız da var. Hani rahatsızlık vermemek ve yük olmamak için sabah erken saatler de dışarıya çıkıp, akşama kadar eve girmek istemeyen, duygusal, hassas ve kırılgan yaşlılarımız. Hani ters bir bakışta veya kötü bir söz de, yaşadığı her güne sitem eden, ölmeyi yeğ'leyen yaşlılarımız.
Allah bu süreçte onlara çokca yardım etsin, en çokta onlara. Evde kalmakta zor gelir bu coronanın yasaklarından, dişarı çıkıp biraz yürüyüş yapıp nefes alıyorlardı ihtiyar amcalarımız. Anne yine biyerlere sığarda kadın olduğu için ama erkek için çok zor. Rabbim acısın tüm bicare kullarına.
DARÜLACEZE ( HUZUR EVİ)
Üyesi olduğum vakfımız tarafından senede bikaç defa DARUL ACEZE’ye ziyarete gideriz. Herbirimiz hediyelerimizi alır onlarla sohbet eder hatırlatını sorardık. Yaşlılar arasında yatalak olanlarda vardır, kolonya, pudra, parfüm, oda dedorantı namaz örtüleri alırdık. Bizi gördüklerinde nasılda mutlu olurlar görmelisiniz, hediyelerimizi taktim eder gül buketlerimizi verdiğimizde mutluluktan uçarlardı. İnanın anlatmak çok zor yaşamak lazım.
Üst kattakı yatalak annelerimizden birinin odası okadar farklıydıki özenle döşendiği nasılda belliydi, selam verdiğimde nasılda kapıya bakmıştı, sanki beni bir yakınına benzetircesine aleykum selam derken sesi titriyordu. Bedenini hareket ettiremeden yanlızca kafasını çeviriyor tebessüm ediyordu. Ben kendisine doğru eğildim yanağından öptüm. Yorarım korkusuyla diğer yanağını öpmemiştim. Zorla kafasını diğer tarafa çevirirken bana bu yanağımıda öpermisin dedi ve parmağıyla işaret etti.
Ben tekrar eğilip öptüğümde onun göz yaşları benim yanaklarıma düşmüştü evet ağlıyordu. Ben ne yapacağımı şaşırmış halde ellerini tuttup bir daha öptüm.
Ne dedi biliyormusunuz uzun zamandır beni bukadar içten kimseler öpmemişti.
Ben ağlayarak odadan çıktım diğer arkadaşlarıma teyzeyi iki yanağından öpün lütfen uzun zamandır ziyaretine kimseler gelmemiş belliki diyerek müdüre hanımın odasına girdiğimde vuku eden hadiseyi kendisine anlatamadan yapamadım, Aslında biz bir kurul olarak gitmiştik ve zaten rapor yazacaktık diğer arkadaşlarımın gelmesini bile bekleyemedim hıçkırıklarıma boğuluyordum. Bir an kendimi onun yerine koydum. Aman Allah’ım ne zor bir hadise.
Beni çok etkilemişti hasta kadının talebi. Meğer ikamet ettikleri şehirden 1000 km uzaktaki bir darul acizeye bırakmıştı annesini, eşinin talebi üzerine .devamlı gidip gelmemek için yanına sanırım. Odası lukstü yatağı farklıydı ama neye yararki sefir oğlu işlerinin yoğunluğundan bir yıla yakındır annesini görmeye gelemiyor, arada telefon açıp halini mesullerden öğreniyormuş.
Evet babalarımız be annelerimiz bizleri karnında büyütüp yemeyip yediren giymeyip gidiren değerli varlıklarımız lütfen bizleri af edin. Belki hayattayken kıymetinizi bilemedik. Belki hayattalar değer veremedik veya veremiyoruz, seslerimizi yükseltiyor belki tebbesüm bile etmiyoruz.
Oysa Allah cc
İSRÂ SURESİ AYET -23
şöyle buyuruyor
وَقَضَى رَبُّكَ أَلاَّ تَعْبُدُواْ إِلاَّ إِيَّاهُ وَبِالْوَالِدَيْنِ إِحْسَانًا إِمَّا يَبْلُغَنَّ عِندَكَ الْكِبَرَ أَحَدُهُمَا أَوْ كِلاَهُمَا فَلاَ تَقُل لَّهُمَآ أُفٍّ وَلاَ تَنْهَرْهُمَا وَقُل لَّهُمَا قَوْلاً كَرِيمًا
İSRÂ-23 Ayetinin Türkçe Okunuşu: Ve kadâ rabbuke ellâ ta’budû illâ iyyâhu ve bil vâlideyni ihsânâ(ihsânen), immâ yebluganne indekel kibere ehaduhumâ ev kilâ humâ fe lâ tekul lehumâ uffin ve lâ tenher humâ ve kul lehumâ kavlen kerîmâ(kerîmen).
İSRÂ-23 Ayeti Türkçe Meali: Rabbin, ondan başkasına kul olmamanızı ve anne ve babaya ihsanla davranmanızı (taktir etti, hükmetti). Eğer ikisinden birisi veya her ikisi senin yanında yaşlanırlarsa onlara (ikisine) “öf” deme. Ve onları (ikisini) azarlama
Rabbim hiç bir insanı böyle bir duruma düşürmesin
NE EKERSEK ONU BİCECEĞİZ ŞÜPESİZ.
MEKKENİN KOMŞUSU