20 Nisan, 2024, Cumartesi
DOLAR32.5038
EURO34.7826
ALTIN2499.5
Mustafa BARDAK

Mustafa BARDAK

Mail: [email protected]

Cumhuriyet ve Atatürk

Bugün 29 Ekim, Cumhuriyet’imizin kuruluşunun 94. yıldönümünü kutluyoruz.

Cumhuriyet, bağımsızlık, demokrasi ve insan haklarının yaşamsal anlamda huzur ve mutluluğunu getiren bir yönetim, anlayış, davranış biçimidir.
 
Bugün bu güzellikleri bir kenara bırakmak veya bıraktırmak isteyenlerin ülkemizin geleceği için mutlu ve bağımsız bir portre çizebilmelerinde somut görüşleri anlayabiliyor musunuz?

Geçmişi anmak güzel bir olay, hatta geçmişten önemli dersler çıkarmak ve gelecek için güzel ve mutlu yaşam düşünmek barış içerisinde yaşamaya götürür.

Cumhuriyet’imizin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk, “Yurtta ve dünya da barış!”demiştir. 

Halkın huzur ve mutluluğu veya vatan topraklarının durumu söz konusu olduğunda savaşmanın önemi de yine Atatürk tarafından vurgulanmaktadır.

Cumhuriyet ve bağımsızlığa önem veren Atatürk’ün Mayıs 1919 tarihinde Havza’da söylediği bir sözü sizlerle paylaşmak istiyorum: “ Sessiz, durgun, başı eğik kalmayınız, uyanınız. Milli bağımsızlığımızı çiğniyorlar.

Haklarınızı savunmak için birleşiniz, düşmanın karşısına dikiliniz. Sesinizi duyurunuz, bütün dünyaya; ‘Ben türküm, bağımsızlık bana atalarımdan miras kaldı. Onu sana vermem’diye haykırınız…”

Bu tümce içerisinde yer alan her sözcük bağımsızlık mücadelesi, birlik ve beraberliği getirirken, düşmana karşı tavırlı olmayı da vurgulamaktadır.

Burada söylenen sözlerin hangisi sizce yanlış geliyor diye sorsam, bana nasıl yanıt verebilirsiniz? Yalan veya yanlış olan sözcük veya bizim milletimizin ruhu ile bütünleşmeyen sözcük bulabiliyor musunuz?

Günün birinde Cumhuriyet’imize karşı, emperyalistlerin oyunları ile bağımsızlığımızı elimizden almak isteyenlerin ortaya çıkabileceğini gelecekte ülkede yaşanabilecek olayları da önceden gören Atatürk’ün her sözü tarihin altın sayfalarında yerini almıştır.

Atatürk ölümünden bir yıl önce, yani 1937 yılında kendisi ve Cumhuriyet ile ilgili söylediği sözlere baktığımızda, bugünlerde yaşananları yıllar öncesinde gördüğü ortaya çıkmaktadır.

İşte Atatürk’ün ölümünden bir yıl önce söylediği sözleri: “Bir zamanlar gelir, beni unutmak veya unutturmak isteyen gayretler belirebilir. Fikirlerimi inkar edenler ve bana taan edenler çıkabilir. Hatta bunlar benim yakın bildiğim ve inandıklarım arasında bile olabilir. Fakat, ektiğimiz tohumlar o kadar özlü ve kuvvetlidir ki, bu fikirler, Hind’den, Mısır’dan döner, dolaşır gene gelir, feyizli neticeleri kalpleri doldurur!”

Bugün 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı, bağımsızlığına kavuşmamızın 94. yıldönümü kutlamaktayız.

O günkü koşullarda emperyalist ülkelere karşı verilen kurtuluş mücadelesindeki halkın elindeki silahların neler olduğunu tarihe baktığınızda görebiliyorsunuz. Bugünkü silahlar ile o günkü silahları karşılaştırdığımızda, bir de işgal altındaki topraklarımızdaki yabancı askerlerin halk üzerindeki baskılarına karşı birlik ve beraberlik içerisinde direnen halkın mücadelesini anımsayınız.

O günlerde bağımsızlığın kazanımının önemli noktalarından birinin de Atatürk ve arkadaşlarının fikirlerinin birleştirici ve stratejik savaş anlayışlarını hayata geçirmeleridir.

Evindeki eşi veya birkaç çocuğu ile bütünleşemeyen bazı kişiler, 94 yıl öncesinde bu halkı bir araya getirip işgalcilere karşı direnmeyi sağlayıp başarı ile çıkılmasını sağlayan Atatürk’e bugün dil uzatanları iye tanımak gerek!

O günün İngiliz ajanları ile bugünkü art niyetli düşünenlerin de Amerika ve İngiliz ajanları olmadıklarına inanabilir misiniz? Cumhuriyet’imiz’in 94. yılı kutlu olsun! Saygılarımla…
 

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar