Şeytan bir gün tebelleş olur müminin hasına. Kılık kıyafeti normal eli ayagı temiz bir adamcağız etrafına gülüçükler dağıtarak, hal hatır sorarak ilerlerken yanına yaklaşır.
-Nasıl bu kadar huzurlu ve mutlusun, yoksa Çok mu zenginsin?
-Evet hem de Allah’a şükredecek kadar zenginim.
-Nelerin var, yatın, katın, paran,
Gülümsemeden daha fazlasıyla kahkaha atan ehli iman sahibi.
-Zenginlik bu dediklerinize sahip olmak mıdır yani.?
İnsan kılığına girimiş şeytan endişeyle;
-Başka ne olabilir ki, atı, yatı, katı, olan insan zengindir her istediği mevcuttur.
diye düşünürken.
Adam -Ellerim tutuyor ayaklarım yürüyor, gözlerim görüyor, dilim dönüyor, sevdiklerim var, sevenlerim var,
Kaygısız aşım ağrısız başım var.
Elhamdulillah binlerce şükür.
İnsan kılığındaki şeytan kışkırtmak ister adamın üzerine giderde gider.
-Ne yapacaksın sevdiklerini neye yararlarki sen onları sevmezsen, onları yedirip içirmez, onlara hediyeler vermezsen onlar senden vaz geçmezlermi sanıyorsun?
Şeytan haliyle adamı kışkırtmak için elinden gelen herşeyi yapmayı dener.
Adamda iman kavi tevekkül had safhadadır. Kendinden emin elini kalbinin üzerine koyar hafiften başını kalbinin hizasına getirip yüzünde tebessüm ve teslimiyetle.
-Olsun ben seviyorumya çok şükür sevdirene.
Evet yaradandan ötürü sevmek teslimiyettir. Kalben ve bedenen, kimseden beklentin olmadan yanlızca Allah cc teslimiyetle amenna. Daha ne olsun yetmezmi bu zenginlik. İyi insanları seven, kötüleri reddeden, kötülüklerden nefsimi uzak tutan bir yüreğim var çok şükür. Ne kadar şükretsek azdır bu zenginliğe. Sevgiyi, saygıyı, adabı bilen, vicdanımla, merhametimle hareket eden, şeytanlığa çalışmayan bir aklım var. Başka da bir şeyim yok bu dünyada. Gerekte yok galiba fazlasına. Ölümün her an gelme ihtimali olan bu hayatta, yetiyor bunlar bana.
Bunların olmadığı yerde para, pul, mal mülk olsa ne olur diyeyimmi sana. Onlar sana bakar, sen de onlara, hepsi bu kadar.
Ben kendimi hem mutlu, hem içi huzurlu, hem zengin hissediyor, halime şükrediyorum.
Gerçek zenginlik mal çokluğu ile değil, göz tokluğu ve gönül zenginliğindedir
Peygamber efendimiz ( sav )
“Ne kadar zengin olursan ol. Gökten bir yudum su satın alamazsın! Unutma ki; sen Allah’ın sana verdiği rızık kadarsın.”
Nasılda hoş bir teslimiyettir yarabbi. Gönlü zengin olmak, kaderin hayırına ve şerrine iman edip tastik ederek tevekkül edebilmektir. Olan kadarıyla halimize şükrederek halimizden razı olmak, olmayana kaderimizce gayret göstermektir. Tabi kader gayrete ve çabaya aşıktır amenna.
Evet kul böylesine halishane düşünüp teslimiyet gösteriyor ise, ne demek düşer şeytana.
Bu yazımı sabır, samimiyet, tevekkül ve teslimiyet abidesi Hz. Eyyüp’ün (a.s.) imtihanlara karşı şeytanla mücadelesiyle taçlandırmak istiyorum.
Hz. Eyüp’ün (a.s.) mal-mülk zenginliği, evlâdları ve nâil olduğu bütün nîmetler imtihân-ı ilâhî olarak birer birer elinden alındı. Ardından ağır bir hastalığa dûçâr oldu. Ancak Hakk’a tevekkül ve teslîmiyeti ile, bedenine, malına ve evlâdına gelen musîbetlere karşı büyük bir sabır göstererek ilâhî takdîre râzı oldu.
O’nun dillere destân olan sabır ve teslîmiyeti, bir ibret numûnesi olarak insanlık târihine geçti.
Eyyûb -aleyhisselâm-’ın imtihânı peygamberlik devresine âittir. Başına gelen her türlü musîbet imtihânına, mel’ûn şeytan sebep kılınmıştır. O’ndaki fazîleti hazmedemeyen iblîs, insan kılığına girerek halk arasında:
“–Bu kadar nîmet ve bolluk içinde kulluk yapmak kolaydır. Eyyûb’u bir de darlık ve belâ ânında iken görmeli!..” diyor ve devamlı olarak O’nun îtibârını zedelemek istiyordu. Bunun üzerine Allâh Teâlâ da, Eyyûb aleyhisselâm-’ın kendisine olan tevekkül ve teslîmiyetini izhâr etmek için bu sevgili peygamberine çeşitli musîbetler gönderdi. Evet Allah cc tam bir teslimiyet içinde olan Hz. Eyyüp Peygamber;
Malı ziyan olduğunda Allah’tan geldi ve O aldı dedi,
Çocukları hepsi bir anda öldüler Allah’tan geldiler ve O’na döndüler dedi,
Sağlığından olup ağır hastalığı karşısında ise;
“.....Ennî messeniyed durru ve ente erhamur râhimîn.”
Anlamı: “…Başıma bu dert geldi. Sen, merhametlilerin en merhametlisisin.”
(Enbiya Suresi, 83) dedi.
Euzübillahimineşşeytanirracim": "Kovulmuş şeytanın şerrinden Allah'a sığınırım" anlamına gelmektedir.
“Euzübillahimineşşeytanirracim” Mevla’nın merhametinden uzak olan gazabına uğrayıp hem dünyadan hem de ahiretten kovulmuş lanetlenmiş olan şeytandan, Mevla’ya sığınırız ve rabbimizden yardım dileriz.
Allah'ım, resulullah efendimizinde buyurduğu gibi, biz biçare kulların
senden hidayet, takva, iffet ve gönül zenginliği istiyoruz. AMİN.
MEKKENİN KOMŞUSU