Bir gün yolun düşerse eğer evimin olduğu bu sokağa; başını kaldır ve iyi bak her yere. Çünkü bu sokakta hala yaşayan anılar var. Tıpkı geçtiğimiz onlarca sokakta da hala yaşayan anılar olduğu gibi...
Hayatımızda en yüce, en güçlü, en faydalı dayanağımız; Ana, baba evinden kalan hatıralarımızdır, aah nerde şimdi onlar hayalde kaldılar dediğimiz. Eskiye baktığınızda özledikleriniz anılarınız ise mutlu olmayı özlemişsiniz demektir, eğer özledikleriniz kişilerse güzel sevmişsiniz demektir. Acaba güzel sevebildikmi? Hiç sordukmu kendimize...
Ah Şimdi kuzunenin başında otursam
Ben kaybettiğim yamalıktan bebeğime Ağlasam sende beni avutsan...
Ben ne çabuk büyümüşüm meger!
annem az daha odun atsa sobaya çay demlese tereyağ sürerek yesek kızarmış ekmeklerimizi çocukluğumda olduğu gibi
Elma kabuklarından çıkan kokulara alevlenen ateşte al al olsa yanaklarımız ısınan mis kokulu odada.
Sobanın hemen arkasına atılan şiltede bababın dizine uzanıp yatsam oda saçlarımla oynasa. Kardeşler hep bir arada kıkır kıkır gülsek oynaşsak somyanın üzerinde ,hatta yastık kavgasına tutuşsak. Hani hep öyle yapardıkta.
Çocuk değilmiyiz işte herşeye sevinsek telefonumuz olmasa üstü örtülü televizyonumuz acılmasa, radyodan masal dinlesek arkası yarını heycanla beklesek mesela. Birden işıklar sönse gaz lambasını yakana kadar soba işığından çıkan şekillleri üzülerek hayran hayran ellerimizle oyunlar yaparken tavana yansıyan şekillerden korkarak gözlerimizi yumsak sımsıkı ceryan geldiğinde çığlık atsak.
Bir bakmışız bahar gelmiş kuşların cıvıltısıyla bahçemizde açan renga renk bahar dalları meyve veren ağaçları izlerken başka bir komşunun bahcesindeki eriklerden çalarken kirazlarını kopartıp kulağımıza taksak, ah çocukluğum nede çabuk geçtin, bilmiyorum kaç kış kaç bahar derken yazlara ulaştım keşke yine geri gelse o kış geceleri babam mısır patlatsa annem ıhlamur kaynatsa , sen bana çocukluğumu anlatsan bende susup seni dinlesem, ne ben bıraksam seni nede sende içimden çıksan...
Çocukluğumu özledim ben…
Çamuruna, yağmuruna aldırmadan oyuna dalmayı sokaklarda. Karda kızakla kaymayı özledim. Yokuş aşağı bozuk frenli bisiklet sürmeyi. O bisikletten düştüğümde beni kaldırmalarına müsade etmeyip kendim düştüm kendim kalkarım dediğim günlerde dizlerimden akan kanı durdurmak için bastırdığım minik ellerimi ve kimseyi umursamadan istediğim gibi ağlamayı özledim... Eve geldiğimde annem kızmasın diye çamurlu ellerimi buz gibi suyla yıkarken sobanın borusunu tutup ellerimi ısıtmayı özledim. Salıncakta delice sallanmayı. Uçmayı umarak daha hızlı daha hızlı derken kahkayla gülmeyi yaaa ben çocukluğum özledim.
Annemin bizi yanında yatırıp namaz surelerini ezberletmesini çabuk ezberleyeni öpücüklere boğmasını özledim. Şimdi ben çocukluğumu satın alsam tekrardan annemin güzel, babamın nazlı kızı olsam kapıyı çalsam babam kapıyı açsa annem kim geldi diye sorsa sonra ardından bir sessizlik olsa gidip anneme sarılıp gözlerini kapatsam oda beni kokumdan tanısa çocukluğumda olduğu gibi. Bende büyüdüm artık anne
Hani sen ve babam varken ben hep çocuktumya! Siz beni bırakıp gidince bende artık büyüdüm anne. Evet ben çocukluğumu özledim ...
Ve sonra çocukluk denen büyülü duraktan geçip buraya geldim. Burada şarkılar sis olmuş, burada gökler kapalı, burada bir noktanın harfi kayıp. Burada dünyanın içinden geçerken, yaşadığım hiç bir şeyi unutmadan geçerken, sımsıcak çöl havasınıda yağmurlu olduğum anlar oluyor yolda giderken sıcaktan caddede serabı görürken anlarım ve hatıralarım dünya geride kalıyor ve ben boşluğa dokunuyorum ve ben şimdi sanırım yaşamadığım çocukluğumu özledim.
Ziyaretimi geçmişe bak bu rüyada, yaşamak çok zor anla, misafiriz bu dünyada, çocukluğumu geri ver bana dünya... Evet Çocukluğa dair özlenen şey, masumiyettir. Hepimiz her şeyin daha masum olduğu günler dönebilsek.
Sokaklar, arkadaşlar, komşular ve oynadığımız oyunları istiyoruz...
Kaldı işte; çayımız bardakta, çocukluğumuz sokaklarda, mutluluğumuz kursağımızda, sevdiklerimiz uzakta, gülüşlerimiz fotoğraflarda...'
- Nazım Hikmet
Neyse çaylarımızı içelimde soğumasın.
Efendim Kalın sağlıcakla.
MEKKENİN KOMŞUSU