28 Nisan, 2024, Pazar
DOLAR32.4504
EURO34.829
ALTIN2438.6
Psikolog Nezda ESEN

Psikolog Nezda ESEN

Mail: [email protected]

Çocuk Ve Ergenlerde Sosyal Anksiyete Noktasında Bilişsel Davranışçı Terapi

   Sosyal fobi veya sosyal anksiyete bozukluğu; bireyin başka kişiler tarafından değerlendirileceği birçok durumdan sıklıkla korkması ve sosyal ortam çevrelerinde negatif değerlendirmeler içerisinde bulunacağı düşünceler içerisinde aşağılanma, utanç, alay söz konusu durumunda bulunma gibi küçük düşünülecek bir imaj davranışlarına maruz kalma adına kişisel düşünceleri sonucunda korku duygusunun belirmesi ve çatışması olarak tanımlayabiliriz. Sosyal fobisi olan bireylerde sosyal ortamlarda kendilerini sıklıkla bir eleştirme eğiliminde bulunarak fiziksel belirtiler olarak da terleme, çarpıntı, el ve bacak titremeleri, avuç içi terlemeleri gibi kendini gösterir.

Literatüre baktığımızda bu bozukluğun genel anlamı ile çocukluk ve ergenliğin başlarında ortaya belirdiği ve bozukluğun gidişatında kronikleşme ve yaşam süreci boyu itibari devam edebileceği görülmüştür. Çocukluk ve ergenlik dönemin başlarında kendini her ne kadar belirgin şekilde ortaya sunmuş olsa dahi bir o kadar da fark edilememektedir. Çocuk ve ergenlerin sosyal ortam çevrelerinde genellikle sessiz kalmaları, kendilerini bir adım geri planda tutmaları, çekingen davranışları ile beraber sakin ve uysal olarak nitelendirmeleri başlıca sorunun görünümünü engelleyen analiz kalıplarıdır. Bu durum karşısında toplum tarafından “ ağırbaşlı duruş” olarak da damgalanmaktadırlar.

Sosyal anksiyetenin temelinde yatan iki ana kriter bulunmaktadır. Bu iki kriter; utangaçlık ve olumsuz değerlendirilme korkusu ile beraberinde getirmiş olduğu “ damgalanma” kaygısı üçlü bir zinciri oluşturmaktadır. Anksiyete bozuklukları çocuk ve ergen psikiyatrisinin en çok karşılaştığı sorunlar içerinde yer almaktadır. Çocuk ve ergenlerde sosyal fobi ve ankasiyete bozuklukları tedavisinde “ BDT (Bilişsel Davranışçı Terapi)” etkin rol almaktadır. Sosyal fobi bozukluğu olan çocuk ve ergenlerde BDT’nin temel hedefi uygunluğu olmayan öğrenme ve düşünme noktalarına değişim vurgusunu göstermektir. Bu yaklaşımda burada ve şimdi yaklaşımı önemli bir noktadır. Şuan ki problemin kökenine inilir ve anlamaya çalışılır. Bu süreç noktasında semptomların sürekliliği ve devam ettiren sebepler üzerinde çalışılır.

Tedavi sürecinde baş etme becerileri arttırmaya yönelik stresi yaratan nedenleri azaltmaya çalışmak adına gidilir. Bu amacın doğrultusunda seans noktasında; bireyin kendini izleme, sistematik duyarsızlaştırılması, gevşeme eğitimleri, sosyal beceri eğitimleri, bilişsel yeniden yapılandırılma, maruz bırakma yöntem ve gereçleri çocuğun problemleri göz önünde bulundurularak uygulamaya geçinilir. Bu değerlendirme süreçlerinde birtakım anksiyete bozukluklarına yönelik ölçeklerden yararlanılır. Tabi ki bu tedavi sürecinde çocuğun yaş noktasına dikkat edilerek gerçekleştirilir.

Bilişsel yapı modeline göre anksiyete bozukluğu olan çocuklarda duygusal, fiziksel, bilişsel, davranışsal ve kişilerarası iletişimsel noktalar olmak üzere beş alanda birtakım değişiklikler gerçekleşir. Bu noktada tedavi çocuğun ve ergenin baş etme becerisini arttırmaya yönelik stres yaratan özellik belirtileri minimize etmeye odaklanır.

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar