Bir halk deyimi vardır; “Deveye sormuşlar; ‘Neren eğri?’ devenin verdiği yanıt ise; ‘Nerem doğru ki!”şeklinde olmuş.
Bu halk deyimini neden yazdığımı merak etmiş olmalısınız. Halk deyimi olarak tanımladığım bu tümceyi, Mustafa Kemal Atatürk’ün kurmuş olduğu, Cumhuriyet’i anımsatan ve Halka hizmeti önemseyen ‘Cumhuriyet Halk Partisi’ndeki son yıllarda yaşanan olumsuzluklar için kullandım.
Bu tümceyi en çok ta 30 Mart yerel seçimlerinde Osmaniye’de Cumhuriyet Halk Partisi’nin yöneticilerinin duyarsızlıklar içerisinde olurcasına seçimlerde yaşatmaya çalıştıkları olaylarla ilgili kullanma gereği duydum.
Doğru, tektir. Ancak doğrunun yöntem ve yolları tartışma konusu olabilir, sonuçta doğruya ulaşılır.
Son yerel seçimlerde CHP Osmaniye’de deyim yerindeyse üzücü bir sonuç elde etti. Burada alınan oylara baktığımızda CHP Adayı Mimar Haydar Aktürk’ün halkla olan girişimleri ve çalışmaları olarak değerlendirebiliriz. Peki partisi ne yaptı? İşte bunun için ‘CHP’de üzücü sonuç’ deyimini bunun için kullanıyorum. Parti örgütünün alınan oylara sahip çıkma gibi bir görüşü kentte tartışma konusu olarak her ortamda konuşuluyor. Sokaktaki insanlar alınan oyların Aday’a verildiği yönünde ağırlık kazanıyor. CHP örgütünün seçimlere gerektiği asılmadığı, ‘kerhen’ çalışmalar yaptığı yine en çok konuşulan yorumlar arasında yeralıyor.
Benim de bir çok gözlemlerim var, zaman zaman bunları okurlarımla paylaşacağım.
İl Başkanı’nın şahsiyeti ‘iyi’olabilir. Ancak, seçimlerde çalışma kapasitesi, halkla olan iletişimleri ve partisinin bir adım daha ileriye gidebilmesi noktası bizi ilgilendiriyor.
Merkez ilçe Başkanına gelince, hal o da yetersiz bir çalışma ile seçimlere gerektiği ölçüde asılmadığını gözlemledik.
Yerel seçimlerde Merkez ilçe lokomotif görevi görmesi gerekirken, yönetim kurulu üyelerinin de çalışır gibi görünmelerinden anladığım kadarı ile, ‘şu seçim sürecini bir atlatsak!’der gibi tavırlar içerisinde olduklarını gözlemledim.
Mimar Haydar Aktürk, maddi ve manevi olarak önceki seçimlerin bitmesinin hemen ardından kolları sıvayıp dur durak bilmeden çalışması ile Osmaniye’de bir ‘marka Aday’ konumuna gelmişti.
Adaylığını 5 yıl öncesinden açıklayan Aktürk’ün bunca emeklerinin karşılığı halk arasında iyi bir izlenim bırakmıştı. Eski Belediye Başkanlarından rahmetli Musa Şahin’i anımsatıyordu insanlara.
Sokaktaki vatandaşlar Osmaniye belediye Başkanlığına yaraşır tek adayın Mimar Haydar Aktürk olduğunu konuşuyordu. Her siyasi parti yöneticisi de aynı görüşteydi. Ancak diğer partilerin yöneticileri, hatta aday adayları bile, ‘ancak’ diyerek kendi partilerinden yana olduklarını vurguluyorlardı.
Halk arasında aday için eksik ve kusur bulunmazken, CHP’nin handikabı olarak görülen bazı tepkiler alınıyordu. Özellikle ‘türban konusu’ bazı insanlar tarafından CHP’ye tepki olarak görülüyor, “adayın bağımsız olması halinde kazanabileceği” konuşuluyordu. Partisinin adaylığında ısrar eden ve seçimlere giren Aktürk, temiz siyaseti halka yerleştirmeye özen gösterirken, siyasetin kirlenmişliğini, ayak oyunlarının olabileceğini aklının ucuna bile getirmiyordu.
Mimar Haydar Aktürk, aklına getirmediği olayların neticesinde, deyim yerindeyse, gelecekte siyasetten farklı beklentileri olanlar tarafından ‘çelme’yedi. 30 Mart’ta CHP’de yaşananlar gösteriyor ki, bu parti kendine çeki düzen vermeli, yönetim kadrolarında ‘hizipçilik’ olaylarına son vermeli ve halkla kucaklaşmasındaki eksikliklerini gidermelidir. Saygılarımla…
