19 Nisan, 2024, Cuma
DOLAR32.586
EURO34.8048
ALTIN2489.5
Mustafa BARDAK

Mustafa BARDAK

Mail: [email protected]

Cennet’e gitmek kolay mı?

İnsanlar yaşadıkları sürece bir takım olayların içerisinde bulunurken, inançları gereği bazıları da öldükten sonrası için “Cennet’e gitme” umudu ile çevresinde iyilikler yapmaya çalışır.

Aslında iyilik yapmak, yapıyor görünmek ya da yaptığını sanmak değil, insan olarak varoluşun değeri ile yaşanabiliyorsa ve çevresindeki canlı-cansız varlıklara karşı saygı gösteriyorsa istediği umuduna kavuşacaktır.

İnsanın mutlaka bir amacı ve hedefi vardır, olmalıdır da. Ancak hedefe ulaşabilmek adına çevresine zarar vermeden, kırıp dökmeden yüremeyi ilke edinmelidir.

Başkalarının hakkına göz dikmek, yalan ve yanlışlarla aldatmak, emeğini yemekle güzelliklere ulaşılamaz.

İnançlar düzeyinde baktığımızda da olay böyle gelişir. Başkaları görsün veya bilsin diye ibadet yapmak veya bir takım inanç sözlerini kullanmakla sadece kendinizi kandırmış olursunuz. Yaşamak istediğiniz ile, yaşanması gerekenleri ayırt etmeniz gerekiyor.

Bir de yaradılıştan dolayı akıl yetisini ne şekilde kullandığınız da önemlidir. Kendi aklınızı mutlaka kullanmalı, başkalarından alacağınız aklı ise önce değerlendirdikten sonra içerisindeki mantıklı görüşleri alabilmeli insan.

Okumuş olmak bilgi sahibi olmayı ne ölçüde insanlar arasında sağlıklı kılar. Okumak farklıdır, okuduğunu anlamak veya okuduğunu bilmek önemlidir. Gözlerinde okuduğunuzu, aklınızla değerlendirip yine aklınızı kullanarak yorumlamasını başaramadığınız zaman sağlıksız olaylar ortaya çıkabilir.

Zonguldak ilimizdeki olay gerçekten akıllara durgunluk veriyor. Bu çağda böylesi bir davranışın akıl tutulması olacağı akla geliyor.  42 yaşında, üstelik Sağlık memuru olan Yusuf A., “Allah yolunda adıyorum” diyerek  16 yaşındaki oğlunun boğazını kesiyor.

Kendisinin aklını kimler çelmişse veya nasıl inanmışsa, oğlunu da buna inandırıyor ve aracı ile ormanlık alana götürüp burada  ensesinden kesiyor. Sonrasında da Jandarmaya gidip kendisini ihbar ederken, pişman olmadığını söylüyor.

Bir babanın evladına kıyması, üstelik kendince “Allah’a kurban etmesi” olayının yaşandığı 21. Asırda, insanlık olarak nereye gittiğimizi göstermektedir.

Burada Diyanet İşleri Başkanlığı’nın insanlar üzerinde böylesi eylemlere kalkışmamaları için bilgilendirmede yetersiz kaldığını anlıyorum. Bir de, saf insanları böylesine görüşlerle kandırıp inandırarak farklı bir tarikatı yaymaya çalıştıklarını düşünüyorum.

Arkadaşlar, akrabalar, kardeşler, eşler, anne-babalar ve evlatlar arasında yaşanan cinayetlerin artış gösterdiği bir süreç yaşamaktayız. Dünyanın değişik ülkelerinde değişik inançlara inanarak, taptıkları veya yaptıkları eylemlerle kanları dolduran olaylar duyuyoruz. Evlat özlemi ile yanıp tutuşan insanların üzüntülerini görüyoruz, ama öz evladını hangi batıl inançlı kişilerin aklına inanıp ta çocuğunu “kurban” etmesi kadar acımasızlığı kabullenmek mümkün değil!

Bu üzücü olayın altında sadece  o babanın eylemi değil, bu eylemin gerçekleşmesi için bir takım farklı görüşteki kişi veya kişilerin bulunduğunun araştırılması gerekiyor.

Din insanlarının görevleri; sadece Camilerde namaz kıldırmak veya toplantılarda dini söyleri konuşmak değil, aynı zamanda sağlıklı, huzurlu ve inançlı toplumun oluşmasını da sağlamaktır.

Yorum Yazın

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar