160x600
28 November, 2025, Friday
DOLAR 42.2631
EURO 49.0719
ALTIN 5726.6
Emiyra BAYRAK

Emiyra BAYRAK

Mail: emiyra@medyagazete.com

Cebeli Nur Dağı( Hira ) Mağrası

   Hira Mağarası, Peygamber Efendimiz'e peygamberliğinin tebliğ edildiği ve ilk vahyin geldiği Nur Dağ'ındaki mağaradır....

Cebel-i Nur: Mekke-i Mükerreme’nin kuzey doğusunda, Mescid-i Haram’a yaklaşık 5 km. mesafede, içinde Peygamberimiz’e ilk vahyin geldiği mağaranın da yer aldığı dağdır. Cebel-i Nur (Nur Dağı) diye anılması, insanlara en doğru yolu gösteren vahiy nurunun bu mağaraya inmesi sebebiyledir. Gâr-ı Hıra: Cebel-i Nûr’un zirvesinin 20 m. kadar aşağısındadır.

Rasülüllah Efendimiz’e ilk vahyin geldiği yerdir. Mağaranın uzunluğu 3 m, genişliği 1,30 m, yüksekliği 2 m.dir. Bu mağaranın Efendimiz’in hayatında çok ayrı bir yeri vardır. Burası mağara olarak anılmakla birlikte aslında üst üste yığılan kaya blokları arasında kalmış iki tarafı açık, sivri tonozlu tünele benzer şekilde gayri muntazam bir boşluktan ibarettir. İçerideki boşluk, bir kişinin başı tavana değmeyecek şekilde ayakta durabileceği kadar yükseklikte ve yere uzanabileceği kadar genişlik ve uzunluktadır.

Mekke-i Mükerreme’de Hz. İbrahim’in tebliğ ettiği dine tabi olan bazı kimseler (Hanif) Recep ve Ramazan gibi aylarda burada inzivaya çekilirlerdi. Hz. Muhammed’in dedesi Abdulmuttalib de bunlardan biriydi ve zaman zaman Hira’daki mağaraya çekilip kendini ibadete verirdi. Efendimiz (a.s.) da muhtemelen otuz beş yaşlarında iken Ramazan aylarında dedesinin inzivaya çekildiği bu mağaraya gidip-gelmeye başladı.

Hira’dan her inişinde evinden önce Mescid-i Haram’a giderek Kâbe’yi tavaf etmeyi âdet edinmişti. Hicretten önceki Tâif yolculuğu dönüşünde de Rasül-ü Erkem, Mekke’ye girebilmek için himayesine sığınabileceği bir kimse ararken Hira Mağarası’nda beklemişti.

Peygamber Efendimiz 39 yaşında sadık rüyalar görmeye başlamıştı. Son 6 ayda tamamen şehirden, evlerden ve insanlardan uzak bu mağarada tefekkür ile meşgul oluyordu. Nihayet 40 yaşına bastığı Miladi 610 yılı Ramazan ayının 27’sinde, daha önce hiç karşılaşmadığı Cebrail (a.s.) ilk defa Hira Mağarası’nda iken ilk vahyi getirmişti.

Cibril-i Emin bütün ufku kaplamış ve bir taht üzerinde oturmuş halde Rasül-ü Erkeme aslî suretinde görünmüş; “Ya Muhammed! Ben Cebrail’im, sen de Allah’ü Teâlâ’nın peygamberisin” dedikten sonra Alak suresinin ilk beş ayetinden oluşan ilk vahyi getirmiştir. Bu suretle Rasülüllah Efendimiz (s.a.v.) peygamberlikle vazifelendirilmiş oldu.

Bu vahiy de Gâr-ı Hıra’da gelmiş oldu. Rasülüllah Efendimiz’in Hira’da geçirmiş olduğu inziva hayatının ve peygamberlik görevinin burada başlamasının hem şahsı, hem de Müslümanlar için önemi büyüktür.

Hz. Muhammed'e (s.a.v) ilk vahiy Nur Dağındaki Hira Mağarasında 40 yaşındayken 610 yılında, 26. Ramazan'ı 27'sine bağlayan gece yani Kadir gecesinde gelmiştir. Hz.Muhammed'e vahiy gelen ilk surenin adı Alak suresidir.

Alak suresi Okunuşu
Bismillahirrahmânirrahîm.
1- Ikra' bismi rabbikelleziy halak
2- Halekal'insane min 'alak
3- Ikre' ve rabbükel'ekrem
4- Elleziy 'alleme bilkalem
5- Allemel'insane ma lem ya'lem
6- Kella innel'insane leyatğa
7- Erra a hustağna
8- İnne ila rabbikerrü'câ
9- Eraeytelleziy yenha
10- Abden iza salla
11- Eraeyte in kane 'alelhüda
12- Ev emara bittakva
13- Eraeyte in kezzebe ve tevella
14- Elem ya'lem biennallahe yera
15- Kella lein lem yentehi lenesfe'an binnasıyeh
16- Nasıyetin kezibetin hatıeh
17- Felyed'u nadiyehu.
18- Sened'uzzebaniyete.
19- Kella la tütı'hü vescüd vakterib
Alak suresi Anlamı
Rahmân ve Rahîm olan Allah'ın ismiyle.
1- Yaratan Rabbinin adıyla oku!
2- İnsanı bir kan pıhtısından yarattı!
3- Oku! Rabbin sonsuz kerem sahibidir.
4- O Rab ki kalemle yazmayı öğretti.
5- İnsana bilmediği şeyleri öğretti.
6- Hayır! Doğrusu (kâfir) insan azgınlık eder.
7- Kendisinin muhtaç olmadığını zannettiği için.
8- Muhakkak ki dönüş mutlaka Rabbinedir.
9-10 - Namaz kıldığı zaman, bir kulu engelleyeni gördün mü?
11- Gördün mü (ne dersin?), ya o (kul) doğru yolda olur,
12- Veya kötülüklerden sakınmayı emrederse?
13- Gördün mü, ya bu (adam, hakkı) yalanlar, yüzçevirirse,
14- O adam, Allah'ın kendini gördüğünü hiç bilmiyor mu?
15-16 - Hayır, hayır! Eğer o, bu davranışından vazgeçmezse, and olsun ki biz, onu perçeminden, o günahkâr ve yalancı perçeminden tutup cehenneme sürükleriz.
17- O zaman o taraftarlarını yardıma çağırsın.
18- Biz de Zebanileri çağıracağız.
19- Hayır, sakın onu dinleme secde et ve yaklaş.

Evine varan Peygamber Efendimiz, karşılaştığı hâdisenin azameti ve haşyeti karşısında âdeta konuşamaz hale gelmişti. Kendisini merak içinde karşılayan vefakâr zevcesi Hatice-i Kübrâ'ya sadece, "Beni örtünüz! Beni örtünüz!" diyebildi.(Buhari, 1/7)

Sadık zevce, bu emri alınca, yüzündeki başkalığı sezmesine rağmen, hiçbir şey sorma cesaretini gösteremeden Kâinatın Efendisini şefkat ve hürmetle yatağına yatırdı ve üstünü örttü.

Hirâ'da yalnızlık arayan Fahr-i Âlem şimdi de evinde düşünceleriyle başbaşa idi.

Bir müddet sonra uyandılar. Bir nebze olsun rahat ve sükûnete kavuştukları belli idi. Hatice-i Kübrâ'yâ başından geçenleri olduğu gibi anlattı ve ekledi:
"Korkuyorum ey Hatice! Bana bir zararın gelmesinden korkuyorum!"

Resûl-i Zîşan Efendimizin bu sözleri, kesin olarak ebedî devlet ve şerefli memuriyete nâiliyet hususundaki itminan bulma arzusundan geliyordu. Ancak, bir peygambere, hem de en şerefli peygambere ilk zevce olacak kadar yüksek bir kabiliyet, anlayış ve basirete sahip Hz. Hatice, her hâlinden son derece emniyet duyduğu beyi Kâinatın Efendisinin itminan arzusunu şu sözlerle teyit etti:

Kendisine yalnızlık sevdirilen Peygamberimiz(s.a.v.), kırklı yaşlarına doğru özellikle Ramazan aylarını Hira’nın zirvesine yakın küçük bir mağarada münzevi bir şekilde geçirmeye başladı. İnziva niyetiyle evinden uzaklaşan Hz. Peygamber, yanına biraz azık alıyor ve Kabe’yi uzaktan gören bu mağarada derin düşüncelere dalarak ruhunu mutmain kılmanın yollarını arıyordu. Bu zahmetli arayışta Hz. Hatice de Resul-i Ekrem Efendimizi manen destekliyor, zaman zaman da sarp yollarına aldırmadan dağa tırmanıp Peygamberimize(s.a.v.) yiyecek götürüyordu.

Peygamberimiz(s.a.v.) Mekke’ye indiğinde evine gitmeden evvel mutlaka Kabe’yi tavaf ediyordu. Hira’da geçirdiği süre boyunca Resulullah(s.a.v.), hayret verici olağanüstü tecrübeler yaşamaya başladı. Gün içinde aynen gerçekleşen rüyalar görüyor, bazen kendisine selam verildiğini işitiyor ancak çevresinde ağaçlar ve taşlardan başka bir şey göremiyordu. Peygamber Efendimizin yaşadığı bu tecrübeler bir anlamda indirilecek vahye ruhunu ve zihnini hazırlamıştı. Bir beşer olarak doğrudan melekle karşılaşmaya ve nübüvvetle müjdelenmeye güç yetiremeyeceğinden Hak Teala belki de onu bu vakte hazırlıyordu.

Henüz güneş doğmadan servis araçlarıyla Mekke'nin 5 kilometre kuzeydoğusundaki dağın çevresinde toplanan hacı kardeşlerimiz bir saatlik zorlu yürüyüşün ardından zirveye ulaşıyor.

Bir rivayette görüldügünde mağranın dar gözüken geçitinden kilolu kişiler bile rahatlıkla geçebiliyorlardı.

Düşüne biliyormusunuz Hz Hatice efendisine Muhammed’ine yemek götürüyor habibini ziyaret ediyordu.

Hırs Mağarası'nın yer aldığı alana varmanın coşkusunu yaşayan hacı adayları, gün aydınlanırken Mescid-i Haram ve Mekke'yi kuş bakışı izleme imkanı buluyor.

Ezanın okunmasıyla sabah namazını kılan biz hacı adayları, ardından zirvenin yaklaşık 20 metre aşağısındaki dik kayalıklarla çevrili Hıra Mağarasına inerek şükür namazı kılarız. Rabbim ziyaretlerimizi  kabul eylesin.

“Nur Dağı’ndaki Hırs Mağarası’nı ziyaret etmiştim. Nur Dağı’nın pek tuhaf bir görünümü vardır. Dağ, uzakta olmasına rağmen kendisini kuşatan çok sayıda tepenin arasından hemen göze çarpar.

Hira Mağarası, üst üste yığılmış kayalardan oluşmuş üç yanı kubbe biçiminde bir yapıya sahiptir. İçerisi, bir insanın ayakta durabileceği bir yükseklikte ve rahatça uzanıp yatacağı genişliktedir. Yine garip bir rastlantı sonucu, mağara içinde uzanıldığında yön Kabe’ye doğru olmaktadır.

Zemindeki kayalık oldukça düz olup küçük bir yatak yapmak için örtü serilebilir. Mağaranın girişinde oldukça yüksek bir açıklık vardır ve gidenler muhakkak görmüşlerdir. Rabbim herkese gidip görmeyi nasip etsin inşaallah 
Selam ve dua ile .

MEKKENİN KOMŞUSU

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar